Demokrasi olmadan demokratik özerklik
İstanbul'a iner inmez beni şehit haberleri karşıladı. İnsanlar biraz şaşkınlık biraz merakla ama mutlaka terdirginlikle tek bir soru soruyor: 'Ne olacak?'
Bu soruya maalesef tek bir yanıt veremi-yorum. Ama iyi olmayacağı ortada... Ortada birçok aktör ama tek oyun kurucu var. PKK...
Şiddeti tırmandıracaklar. Diyarbakır'da örgüte yakın kaynakların dillendirdiği senaryoları buraya yazamayacağım. Yoksa 'halkı korku ve paniğe sevk etmekten' hakkımda dava açılır.
Fakat şu kadarını görebiliyorum. Türkiye seçim atmosferine girdi ve seçimin öznesi bugün bellidir: Terör...
İktidar kadroları bu sorunu çözmekten çok uzak... Muhalefet daha da uzak... Örgüt yakında açıklayacağı 'demokratik özerklik' adımıyla gerilimi çok daha başka bir evreye taşıyacak.
Türkiye kısa zamanda etnik temelli dağınık çatışmaların yaşanacağı bir coğrafya haline gelebilir.
Fakat asıl sorun iletişim... Medyanın sorumsuz yaklaşımı bir yana son yıllarda başarıyla yaratılan kamplaşma çoklu bir dil ve algı yarattı.
Yaftalama sürecinin geldiği noktada aynı sorunlu dili kullanan takımlar oluştu. Bu dil üzerinden bir iletişim imkansız.
Ortak tavır almaya imkan sağlayacak bir dili yakalayamazsak ne Doğu'da ne Batı'da kime ne anlatacaksınız?
'Aaaa bunu Ergenekocular yazmış... Arkada İsrail var' diyen kafayla ne konuşabilirsiniz?
İnanın çok ama çok endişeliyim. Bu yaz bitmeden yaşanacaklar bizi seçime nasıl bir havada sokacak?
BM Barış Gücü'nün konuşlandığı bir Türkiye fotoğrafı kapıda... Bu fotoğrafı iptal etmek için gereken makul zemin ancak iletişimle mümkün.
O zemin var ve birileri ısrarla karartıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.