Gülen Hareketi siyasallaştı mı?
Muhterem Fethullah Gülen, 12 Eylül referandumunda evet denilmesini istediği için bazılarınca hâlâ eleştiriliyor. Sayın Gülen'in ismiyle anılan, kendisinin ise ısrarla, Gönüllüler Hareketi dediği bu hareket siyasallaşır mı? "Bu hareket çok büyüdü, eninde sonunda siyasallaşacak ve Fethullah Gülen, bir gün ya başbakan, ya da cumhurbaşkanı olacak" diyenler, bunu yazanlar bile var...
Fethullah Gülen'in kitaplarını okuyanlar, sohbetlerini dinleyenler, bu hareketin içinde bulunan insanları yakından tanıyanlar, eğer insaf ve vicdan sahibi iseler, bu hareketin asla siyasallaşmayacağını, samimiyetle teslim edeceklerdir. Sıkıntı, bu hareketin önyargılardan uzak bir şekilde anlaşılmaya çalışılmamasından kaynaklanıyor. Bu hareket için "tarikat" tabirini kullanabilen "akademisyen"ler bile var bu ülkede. Gülen Hareketine tarikat demek, en hafif deyimiyle ezbere konuşmaktır. Bugün dünyanın pek çok ülkesinde bu hareket sosyologlar, toplum bilimciler ve eğitimciler tarafından ciddiyetle ele alınır, değerlendirilirken, bizde hâlâ "oraya da sızdılar, buraya da sızdılar, şurayı ele geçirdiler, burada da varlar" gibi suçlayıcı, karalayıcı, jurnalleyici yaklaşımlar sergileniyor. Üstelik bu tür iddia ve ithamlarla 28 Şubat sürecinde Sayın Gülen hakkında dava açıldı. O dava 9 yıl sürdü. Sonunda Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda beraat kararı çıktı. Ama en üst yargı kararına rağmen, Sayın Gülen ve bu hareketle ilgili yargısız infaz çabaları bir türlü bitmiyor.
Önce şunu söyleyelim. Demokrasilerde herkes her yere girebilir. Hani eşit yurttaşlardık? Neden belli zihniyet sahipleri iktidara gelince, devleti ele geçirmiş olmuyorlar da, Demokrat Parti, Adalet Partisi, DYP, Anavatan Partisi ve AK Parti iktidar olunca, devlet ele geçirilme tehlikesi altına giriyor? Biz de şunu mu demeliyiz: Kendini ülkenin, Cumhuriyet'in asli sahibi gören bazıları, yönetici koltuklarını, devletin imkânlarını ele geçirmişler, kurdukları düzenin bozulmasını istemiyorlar ve kendi dışındakileri, "bakın devleti ele geçiriyorlar" diyerek püskürtmeye çalışıyorlar... Bu vesayetçi çevrelerin bütün huysuzlukları, Türkiye'nin ellerinden kayması, etkilerini ve güçlerini kaybetmelerinden ileri geliyor. Referandumda evet çıktığı için yenilmişlik duygusuna kapılmaları da bu yüzden... İnandıkları sanal dünyadan bir türlü uyanmak istemiyorlar. Çağ değişti, Türkiye değişti, dünya değişti onlar bir türlü kabul etmek istemiyorlar...
İkincisi, Fethullah Gülen parti kurmak istese, siyaset yapmak istese buna ne mani var? Madem bu kadar büyüdü bu hareket, madem her yerde varlar, işte referandumda da müthiş bir çalışma sergilediler, neden siyaseti, parti kurmayı düşünmüyorlar?
Bazı siyasetçilerin ve hasım çevrelerin anlamadığı tam da burası. Çünkü Sayın Gülen yüzlerce defa yazdı, yüzlerce defa söyledi. "Bu hareket için en büyük tehlike, siyasete dönüştürülmesidir." dedi. Çünkü bu hareketi siyasete tahvil etmek, milleti kandırmaktır. İki yüzlülüktür. Milletin ümidini kırmak, onu hayal kırıklığına uğratmaktır... Sayın Gülen, bunu vasiyetine yazdığını da açıkladı: "Arkadaşlarım, ne şimdi ne de daha sonra idareye asla talip olmasınlar, siyasete girmesinler, makamlar ayaklarının önüne kadar gelse bile, beni seven ve tavsiyelerimi kabul edenler o makamları ellerinin tersiyle itmede tereddüt etmesinler. Başkaları anlamasa da, Allah rızası deyip yola devam etsinler..."
Referandumdaki evet, asla siyasallaşmak değildir. Çünkü referandum bir seçim değildir. Gülen Hareketi, hizmet zeminlerinin en iyisinin demokrasi, hem de ileri demokrasi olduğuna inandığı için AK Parti'ye değil, demokratikleşme hamlesine destek verdi. Yanlışı yapan CHP ve MHP idi. Referandumu AK Parti için güvenoylamasına dönüştürdüler. Kendi oyunlarına yenik düşünce de şimdi bahane arıyor ve kabahati başkalarına yüklemeye çalışıyorlar.
Hizmetler, milletimiz ve insanlık içindir. Bu hareket bir ömür boyu takip edilse -Allah'ın izniyle- siyasallaştığı görülmeyecektir...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.