Karakuşi’den McCarthy’ye…
“Şeriat kanunlarına geçit vermeyeceğiz” sözleri size de çok tanıdık geliyor olmalı. Nitekim, Türkiye’de bu sözleri duymayan kalmamıştır. Tanzimat’tan beri devam eden ikili yapı Cumhuriyetle birlikte tekilci(üniter) bir yapıya bürünmüştür. Bu yapıda İslam hukukuna hatta ılımlı İslam tabirine bile yer yoktur. Lakin mevzuumuz Türkiye değil. ABD, Kur’an yakılması tartışmalarından sonra bir yeni tartışmaya daha tanık oldu. Bu ülkede çoktandır cihat gibi kavramlar tartışma alanına girmişti ve bunları kanıksamıştık lakin bir yenisiyle daha tanıştık. Artık ABD Şeriat kanunları veya Pakistan’daki adıyla Shariat bill meselesiyle de tanışmış oldu. Böylece İslamfobi gibi nefret türevlerine bir yenisi daha eklenmiş oldu. Bu, McChartism kalıntılarından bir yenisi olan sharia-phobia yani Şeriat korkusudur. Batılılar nedense gardlarını almak için sürekli olarak yeni fobiler ve korku çeşitleri üretiyorlar. ABD’de Müslümanlar ferdi ve şahsi bir güvene ve güvenceye bile haiz değilken ABD’ye şeriat empoze etmek de nereden çıktı? Newt Gingrich gibiler sağ olsun! Olmayanı üretiyorlar. Yeni McCarthy, Newt Gingrich’den başkası değil. ABD’nin Şeriat tehdidi altında olduğunu söylüyor. Buna sayıklamak demek daha doğru olsa gerek. İslam’a karşı soğuk savaşın ya da üçüncü veya dördüncü dünya savaşının başlatıldığı 11 Eylül’ün yeni ürünlerinden birisi de ABD’yi tehdit eden Şeriat yasalarıdır! Washington Post yazarlarından Eugene Robinson (Tuesday, September 21, 2010), ‘Sharia as the new red menace? yazısı, konuyu gündeme getirmek için uygun bir başlığı temsil ediyor: Şeriat yeni kızıl tehlike mi? Ortada fol yok yumurta yokken nereden çıktı bu yeni kızıl tehlike? Acaba Fazıl Say gibilerle mi mesajlaşıyor? Ola ki bizdekilerden nem kapmış olabilir. Robinson, bu yasalara atıfta bulunurken veya hatırlatırken ‘sözgelimi vahşi kırbaçlama, taşlama ve kelle uçurma cezaları’ diyor. Sarah Palin gibiler bu cezaları duysun da nasıl ürkmesinler?
¥
Muhafazakar Values Voter Summit toplantısında Newt Gingrich gümbürtülü bir çağrıda bulunarak acil hatta acul ve yakın tehlike arz eden Şeriat hukukuna karşı derhal önlem alınmasını talep etmiş. Toplantıda alkış tufanı arasında kuruntularını veya paranoyasını ele veren şöyle bir teklifte bulunmuş: “Şeriat hukukunun ülkede hiçbir mahkeme tarafından itibara alınmayacağına ve uygulanamayacağına dair bir federal yasa çıkartalım/We should have a federal law that says sharia law cannot be recognized by any court in the United States. “Newt Gingrich,” Şeriat yasalarının gizlice ilerlemesine karşı derhal savunma pozisyonunu almalıyız ve ülkemize sokulmasını derhal durdurmalıyız” diye alarmcı bir dil kullanıyor. Yandaş ve kafadar kurumlarından The American Enterprise Institute’de Temmuz 2010’da yaptığı konuşmasında İslam’ın ABD’ye empoze edilmesi ve dayatılmasıyla ilgili gizli gündemin bir parçasının Şeriat yasalarını hayata geçirmek olduğunu da ileri sürüyor. Adam bayağı püsküllü bir bela. Gingrich AEI’daki konuşmasında indi tasavvurlarını toplulukla şöyle paylaşıyor: “Gizli cihatçılar siyasi, sosyal, kültürel, dini, entelektüel bütün malzemeleri kullanıyorlar. Şiddet yanlısı cihatçılar şiddeti yöntem olarak kullanıyorlar. Onlar cihada ve şeriat-devlet bütünlüğüne angaje olmuş durumdalar. Bunları Şeriatın radikal bir dayatmasıyla birlikte Batı medeniyetinin yerine ikame etmek istiyorlar…” Burada, Newt Gingrich tersi bir algı ve telakkiyi de karalamış ve Kaide gibi örgütlerle Batı’da yaşayan Müslüman topluluklar arasında delilsiz ve mesnetsiz bir gizli bağ kurmuş ve Batıda yaşayan bütün Müslümanları ve herkesi zanlı ve şüpheli duruma sokmuştur. Onlara göre bütün Müslümanlar aynı gemide bulunuyorlar.
¥
New Gingrich böylece İslam’ın yeni bir kızıl tehlike olduğu teorisini kurmuş oluyor. Gizli cihatçılar/stealth jihadis deyimi Soğuk Savaş döneminde senatör Joseph McCarthy’nin ‘“malum komunistler/known communists” deyiminin adeta bir kopyasından ibaret. Onu çağrıştırmaktadır. Esasında, McChartism doğuda bilinmeyen bir şey değil. Şarkta Salahaddin Eyyübi’den beri Karakuşi kimliğinde yaşıyordu. ABD’de buna benzer bir kimlik kısmen Judge Judy dizisinde ve Judith Sheindlin’in şahsında temsil ediliyor.
The American Enterprise Institute deki konuşmasında Gingrich, liberallere de dokundurmaktan kendisini alamamış ve onları, Şeriatçıların türdeşleri ve aynı kompartımanda seyahat eden kişiler olarak tanımlamıştır. Newt Gingrich’in Şeriat yasalarını bu şekilde gündeme getirmesi Yahudilerin de beit din adıyla bilinen benzeri pozisyonunu akıllara getirdi. Tabir caizse, attığı taş ürküttüğü kurbağaya değmedi. Sonuçta, The Washington Post yazarı Eugene Robinson Gingrich’in korkularının yersiz olduğuna temas ediyor ve ABD’nin gerçek gündeminde böyle bir hususun yer almadığına dikkat çekiyor. Bununla birlikte, bütün bu tartışmaların ışığında şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Belki de Obama sonrası dünyayı Bush’dan daha beter ve kasıp kavurucu bir dönem bekliyor. Yine de Allah beterinden saklasın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.