Habervaktim sitesi, HSYK üyelerinin isteği üzerine basılmış, genel yayın yönetmeni gözaltına alınmış. Polis, şikâyete konu olan herhangi bir bulguya ve habere rastlayamamış.
Bu olay, namuslu ve dürüst yayıncılık yapan haber sitelerinde ve gazetelerde yer aldı. Öte yandan Tophane’deki bir resim galerisine yapılan taciz ise hemen bütün haber sitelerinde flaş haber olarak duyuruldu.
Habervaktim sitesinde yer alan haberlerin kaynağı var. Habere konu olan hadiseler ise bugüne kadar taraflarca yalanlanmadı ve inkâr edilmedi. Olup bitenlerin gizlisi ve saklısı yoktu. Her şey ortadaydı, buna rağmen şikâyet üzerine polis aramasını taramasını yaptı.
Bekir Coşkun adındaki gazeteci işinden kovulmuş. Bu haber de hemen bütün sitelerde yer aldı ve üzerine nice yorumlar yazılıp çizildi. Daha da yazılacağa ve konuşulacağa benziyor. Amaç üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek olunca, kavgadan yana olanlar mayalarının gereğini yapıyorlar. Dün ilgili kişiye sövenler, bugün savunuyorlar.
“Neden habervaktim’e bu haberlere olduğu kadar destek çıkılmıyor veya haber yapılmıyor” gibi bir düşüncede değilim, böyle bir soru da sormuyorum. Tabiidir ki, her insan meydana geldiği mayasının gereğini yapacaktır. Mayası neye uygunsa öyle hareket edecektir.
Ortaya çıktı ki, Tophane olayı CHP’li provokatörlerin işiymiş. Galeriye gelenlerin çoğu, içinde yaşadığı toplumu reddeden tiplermiş. Mahallenin huzurunu kaçırmak için her fırsatı değerlendirmişler. Mahalleli insanca bunları uyarmış, işlerine bakmalarını söylemişler ama provokatörler rahat durmamış, kadına kıza laf atmış, çocuklara hakaret etmişler. Bütün ikazlara rağmen, ısrarla ve inatla tacizlerini ve hakaretlerini sürdürmüşler.
Tophane Türkiye’nin hemen her yerinden göç eden insanlarımızın oturduğu bir yer. Ayrıca Rum, Ermeni ve Yahudi Türk vatandaşlarının da bulunduğu bir mahalledir. Yıllardır hiç kimse din, dil ve ırk ayrımı gözetmeden burada barış içerisinde yaşamaktadır.
Gelin görün ki, ülkeyi karıştırmak isteyen malum gruplar, barış mahallesinin huzurunu kaçırmışlardır. Hadiseyi mahalle baskısı gibi adi bir slogana kurban edenler, sadece galeridekilerin görüşlerini ekranlara ve sayfalara taşıdılar. Kimse de çıkıp; mahalleliye sormadı ya da sormak istemedi. Haksız değiller, mayalarının gereğini yaptılar.
Habervaktim’e yapılan baskını görmezden gelenler, Tophane’de darp edilmiş kişilerin göz kapaklarının altındaki ne olduğu belli olmayan şişliği darp izi olarak çekip, fitnelerini serptiler. Oysa sorgulamaları gereken kendi habercilikleri ve ahlakları değil midir? Kendilerini beyaz, Tophaneliyi siyah görmek hangi insanlığa sığar?
Mahalleliye ağza alınmayacak şekilde küfür edenleri, “Ne işiniz var burada çıkın gidin köyünüze” diyenleri duymadılar. Sanki kendileri Tophane’de dünyaya gelmişler gibi. Sanki kendileri ve geçmişleri bu ülkede taş üstüne taş koymuşlar gibi. Sürekli ötekileştirme eylemi içerisindeler. Kısacası malum çevreler; kimlik ve kişilikleriyle bu topluma ait olamadıklarının acısını; tahrikleri ve tacizleriyle gidermeye çalışıyorlar. Geçelim.
Habervaktim sitesi, Türkiye’nin önünü aydınlatan çok önemli haberlere imza atmış bir sitedir. Bir daha soralım; “Bugüne kadar hangi haberi yalanlandı, hangi haberi gerçek çıkmadı?” Muhabiriyle, yazarıyla, hepsi de haberlerinin ve yazdıklarının ardında durdu. Hiç geri adım atmadılar. Geri adım atacak haberlere ve yazılara zaten yer vermezler, veremezler. Habervaktim’i hukuktan önce, kanundan önce, okuyucusu denetler çünkü.
Habervaktim’in yayın ilkesinde, okuyucunun “güvenini sarsmamak” esastır. İnandıkları değer yargıları böyle söyler. Kuldan önce Hakk’ın rızasına taliplerdir. Bu anlayışla işlerini yaparlar. Haberci güvenilen insan olmalıdır.
Tophane olayında olduğu gibi, sırf fitne ve fesat tohumu ekmek için kaos meydana getiren habercilerden değillerdir. Olan biteni sade ve öz duyururlar. Bu bir suç değil, şereftir.