Sahil’e açılırken, Dahili ihmal etmeyelim!
Kaç gündür CHP’ydi, SP’ydi, JİTEM’di, Ergenekon’du, Hanefi Avcı ve Arif Doğan’dı derken, neredeyse AK Parti’yi unuttuk... Tayyip Bey’in, geçen hafta Cumartesi günü Dolmabahçe Sarayı’nda “medya yöneticileri”yle yaptığı toplantıdan bu yana, neredeyse AK Parti hakkında hiç yazı yazmadık...
Oysa AK Parti’de önemli adımlar atılıyor, önemli çalışmalar yapılıyor... Son günlerin öne çıkan ismi, İçişleri Bakanı Beşir Atalay...
Sayın Atalay; “terörü sona erdirme” konusunda hem “bölge ülkeleri” ile, hem “bölge insanı” ile önemli görüşmeler yapıyor... Buna, moda tabiriyle “bölge açılımı” demek mümkün... Çünkü Beşir Atalay’ın; Erbil’de Mesud Barzani ile görüştükten sonra, “PKK’nın 9 vatandaşı katlettiği” Hakkari’nin Geçitli Köyü’ne gidip, “başsağlığı” dileğinde bulunması, kayda geçirilmesi gereken önemli ziyaretlerdir...
“NEDEN HAYIR OYU VERDİNİZ?”
AK Parti veya hükümet; bir yandan “bölge açılımı” yaparken, bir yandan da, yine moda tabiriyle “sahil açılımı”na hazırlanıyor.
Başbakan Tayyip Erdoğan, referandumdan çıkan “yüzde 42 hayır”ın sebeplerini araştırıyor... Bir yandan “AK Parti Teşkilatı”na talimat verip, “ilçe ilçe analiz” yapmalarını isterken, bir yandan da “araştırma şirketleri”ni devreye sokup, “hayır oylarının sebeplerini” öğrenmeye çalışıyor...
Pollmark ve Anar’ın yaptığı anketlerin sonuçları, sanıyorum bugün-yarın Tayyip Bey’in elinde olacak...
Bu anketler, anayasa değişikliğine “siyasî parti tabanları”nın ne ölçüde destek verdiklerini de ortaya çıkaracak...
Böylece, CHP ve MHP arasında yaşanan; “yüzde 42 oy hangi partiye ait” polemiği de herhalde son bulacaktır!..
Öyle ya; MHP yönetimi “Bizim tabanımızdan evet çıkmadı” derken, CHP yönetimi; “Sayın Bahçeli’nin memleketi Osmaniye’de bile evet çıktı... Dolayısıyla, yüzde 42, CHP’nin oyudur” iddiasında!..
Araştırma şirketlerinin elde edeceği sonuçlar, sanıyorum bu “polemik”lere de son verecektir!..
Ama asıl önemlisi; bu sonuçlar, Tayyip Bey’in; özellikle de “sahiller” konusunda “yeni bir yol haritası” belirlemesine katkıda bulunacaktır...
Tayyip Bey, “sonuç”ları inceledikten sonra; “2011 seçimleri”nde buna göre bir politika izleyecek, belki de “sahile özel politikalar” belirleyecektir!..
SAHİLİ KORKUTAN “ANADOLU” MU?
Bana kalırsa;
“Sahilin korku ve endişeleri yersiz”dir...
“Hizmet”se, en iyisi!..
“İlgi” ise, en alâsı!..
Ama yine de bir “korku” yaşıyorlar!..
Bu korkunun sebebi, “yaşam biçimlerine müdahale paranoyası” olsa gerek!.. Ama, 8 yıldır iktidarda olan AK Parti hükümeti, yaşam biçimlerine bugüne kadar müdahale yapmadı da, bundan sonra mı yapacak?.. Ben, bu korkunun bir “vehim” ve “paranoya”dan öte bir anlam taşımadığını düşünüyorum.
Ama, “Ertuğrul Günay’ın tesbitleri”ni de yabana atmamak gerekir... “Evrensel Sol” politikasını AK Parti çatısı altında devam ettiren Kültür Bakanı Ertuğrul Günay; “Türkiye’nin kaymağını yiyen bir kitle” bulunduğunu söyleyip, ekliyor:
“Şimdi Anadolu’dan çıkan girişimciler, ekonomik başarıları ve sosyal yaşamlarıyla merkezi teslim almaya başladılar... Bunu yaparken de, Türkiye’yi dünya ligine taşıdılar... Dünya ligine çıkma gibi bir gayretleri olmayıp, distribütör olmakla yetinenler, bu yüzden rahatsız!..
Sahil kesimleri, nispeten daha gelişmiş bölgelerdir... Ama onlar; yapılan yolları, havaalanlarını ve limanları, ‘Zaten vardı’ diyerek, hiç önemsemiyor... Ama biz yine de, hiç kimsenin yaşam tarzıyla bir problemimiz olmadığını sabırla anlatacağız!..
Zira; korkuları kaşıyarak, kaygıları kışkırtarak iktidar olunmaz!”
ANTALYA DA YÜZDE 43 ‘EVET’ DEDİ AMA!..
Ertuğrul Günay’ın bu tesbitleri, elbette yabana atılmaz... Ama, “madalyonun öteki yüzü”nü de görmek gerekir...
Ne var madalyonun öteki yüzünde?..
Meselâ, Antalya!..
Oradan, “yüzde 43.2 evet” çıktı.
Yani “Türkiye genelindeki yüzde 42 ‘hayır’ın üzerinde bir evet” oyu var!..
Sormak gerekmez mi;
AK Parti, “yüzde 42 hayır”ın sebeplerini araştırırken, Antalya’yı bir “kale” olarak gören CHP, acaba “Antalya’daki yüzde 43.2’lik evet”in sebepleri üzerinde hiç duracak mı?..
Hiç sanmıyorum!..
AK Parti’nin, “yüzde 42 ‘hayır’ın sebepleri”ni araştırmasını son derece gerekli ve yararlı buluyorum... Elde edilecek “anket” sonuçları ve “ilçe”lerden gelecek “rapor”lar, elbette “ufuk açıcı” olacaktır!..
Ama ben, bunu da yeterli görmüyorum!..
İstiyorum ki;
Tayyip Bey, sadece “hayır” oyu veren vatandaşlara kulak vermekle yetinmesin, “evet” diyen vatandaşların “şikâyet”lerine de kulak versin...
ANTALYA ESNAFI DERT KÜPÜ!
Meselâ, Antalya’da “Evet” diyen vatandaşlar niye ve hangi şartlarda “Evet” demişlerdir, bundan sonraki seçimde “tavır”ları ne olacaktır?..
Tayyip Bey; bunu “anket”lerden veya il ve ilçelerden gelecek “rapor”lardan değil de, “vatandaşlarla yapılacak bire bir görüşmeler”den öğrenirse, çok daha iyi olur gibime geliyor!..
Meselâ, Antalya... Artık bir “müfettiş heyeti” mi gönderir yoksa güvendiği isimlere bir “nabız yoklaması” mı yaptırır, bilemiyorum.
Zira, “evet’lerin akıbeti” tehlikede!..
Tayyip Bey’in görevlendireceği kişiler şöyle bir Kepez’i dolaşsınlar, “varoş”larda oturan “Kürt vatandaşlar”ın sıkıntılarını yerinde görsünler... Oradan Muratpaşa’ya geçip, “esnaf”la bir görüşsünler... Hicret Pazarı ve Medine Pazarı’na bir uğrasınlar!..
Esnafın bir çoğu sinek avlayıp, “haciz”lerle boğuşuyorken, bazılarının nasıl bir “ayrıcalık” gördüğünü yerinde tesbit etsinler!.. Sorsunlar, “yüzlerce esnaf, niye kepenk kapatmak zorunda kaldı, esnafın ne kadarı hacizlerle boğuşuyor?”
Tabiî, AK Parti İl Teşkilâtı ile de görüşsünler ve “yüzde 56.8 ‘hayır’da teşkilatın payı nedir?” diye sorsunlar!..
Sorsunlar bakalım;
CHP ve MHP teşkilatları el ele vererek gece-gündüz çalışırlarken, hatta “evlerinin yolunu bile unutmuşlar”ken, AK Parti Teşkilatı nelerle meşguldü?..
“Kepez’den bile hayır çıkıyor” ise, bunda teşkilatın hiç mi suçu yok?..
Bunlar soruşturulur ise, yaşanan “rant kavgası” da herhalde su yüzüne çıkar!..
“AMATÖR HEYECAN”LAR ÖLMESİN!
Ve tabiî;
“Yüzde 43.2 evet oyu”nda, AK Parti’ye gönül vermiş “çilekeş”lerin nasıl çalıştığı da... O çilekeşler, şimdi “yok” sayılmaktan muzdarip!.. Oysa o çilekeşler; PKK ve KCK’nın, “TC okullarında okumayacaksınız” baskılarına rağmen, “Kürt vatandaşları ikna” edip, yoksul çocuklara “giyecek” temin ederek, okula gitmelerini sağlayan insanlardır!..
Ama bu “çilekeş”ler;
Şimdi, “küsmek üzere”ler!..
Bu “küskün”lerle bir an önce barışılmalı, onların “maddî ve manevî yaraları” sarılmalı ki, seçimlere “şevkle” hazırlasınlar!..
Aksi halde;
“Hayır’cıları memnun etmeye” çalışırken, “Evet’çileri küstürmek” gibi risk var!..
Hani, “Dimyat’a pirince giderken, evdeki bulgurdan olmayalım” diyorum!..
Tayyip Bey’in, benim sadece Antalya özelinde aktardığım bu sıkıntılar üzerinde “hassasiyetle” duracağına inanıyorum.
Çünkü Tayyip Bey, “referandum başarısı”nı şuna bağlıyordu:
“Amatör heyecan, profesyonel çalışma!”
Tayyip Bey’in, “amatör heyecan”ları öldürmemek için, sesime kulak vereceğine inanıyorum.
Çünkü bu ses;
“Sahildeki ‘evet’lerin sesi”dir!..
================
Madde Bir: Karını aldatmayacaksın!
“Kadın”larla ilgili birçok atasözümüz vardır... “Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır” sözünden tutun da; “Kadın bu... Adamı vezir de eder, rezil de!” sözüne varıncaya kadar, nice söz!..
Ama, bir söz daha var...
Ki, bu sözü, bir zamanlar Hanefi Avcı da söylemiş... “Arkadaşlarını uyarırken” demiş ki; “Karısını aldatan, herkesi aldatır!”
Şimdi, bu sözleri Hanefi Avcı’ya uyarlarsak, “Hangisi doğru” diye sormamız gerekecek... Hanefi Avcı, şu anda “rezil” midir, “vezir” midir ve onu bu hâle düşüren “hangi kadın”dır?.. “Eşi” mi, yoksa; “Avcı da benim gibi eşinden boşanacaktı” diyen “sevgilisi” mi?..
“Eşini aldatan herkesi aldatır” sözüne gelince...
Malûm, bu söz “seks kasedi” ortaya çıktıktan sonra, Deniz Baykal için de söylenmişti... Ki, doğru bir sözdür...
Gerçekten de, “eşini aldatan” bir erkek, “herkesi aldatır!”
“Afitap”la aldatır, “hitap”la aldatır, daha da olmadı “kitap”la aldatır!.. Dolayısıyla, Hanefi Avcı’nın “alelacele” yazdığı “kitap” da, bir “aldatma ürünü”dür!.. “Karısını Kezban Küçük’le aldattığı” ortaya çıkmasın diye bir “kitap” yazmış veya yazdırılmış ama sonuçta dillere düşmüştür!..
Demek oluyor ki; “Asla ve kat’a karını aldatmayacaksın!”
Aksi halde; “vezir”likten düşer, “rezil” olursun!..