Geçen hafta, başkentte Ankara Üniversitesi’nin bir fakültesine yolumuz düştü.
Silahlı çatışmaların yaşandığı 1970’lerin üniversitesinde elinizi kolunuzu sallayarak dolaşabilirken, şimdi alınan güvenlik tedbirlerine şaşırmadan edemedik. Kontrollerden, turnikelerden geçip, kimlikler takıp ziyaret edeceğimiz hocaların odasına yönelirken aşırı saçlı bir kızcağız dikkatimizi çekti. “Aman Yarabbi! Bu ne kadar ölçüsüz bir saç” derken, kızcağız yakın mesafeye geldi. Gördük ki, peruk takmış!
Bu kızcağız bu akla ziyan, görüntü bozucu peruğu niye takıyor?
Dünyanın başka ülkelerinde güzel görünmek için takılan bir aksesuar, Türkiye’de neden çirkinlik timsali oluyor?
Bazılarının “cumhuriyetçilik” hissiyatını tatmin için!
Evet! Başta CHP olmak üzere, ADD, ÇYD vesaire ve onların arkasında olduğu vehmedilen askeriye ve yargının, hiç bir şekilde idare anlayışıyla, üniversite zihniyetiyle, hukuk devleti ilkesiyle ve en önemlisi insaniyetle tecviz edilemiyecek bir durum yaşanıyor üniversitelerde.
Kanunsuz bir yasak yıllardır zorbaca uygulanmaya çalışılıyor. Gencecik kızların hissiyatı incitiliyor ve bundan Türkiye’nin kartoloz “cumhuriyet” kokonaları rahatsız olmuyor. Dava mini etek davası olsa idi, en önce onlar, eteklerini atarak ortalığa dökülür en şiddetli kadın hakları savunucusu olurlardı!
Onlar için kadın hakları ile soyunma arasında doğrudan bir ilişki var! Bırakalım, onlar böyle düşünmeye devam etsinler. Fakat bu zihniyetle devlet yönetilir mi, temel haklar sağlanabilir mi, üniversite ayakta tutulur mu?
Yirmi küsur yıldır süren “cumhuriyetçi” kör taassup hiç bitmeyecek sanılırken, bir tarafından çözülme emareleri belirdi. CHP’nin Genel Başkanı, daha önce başörtüsü konusundaki anut tavrı terk edip, Başbakan’la bu konuyu görüştü.
Bu fotoğraf yeter. Bu görüşmede konuşulanlar yeter...
Bu, şu anlama geliyor: “Biz bu meselede çok ayak diredik. Bütün özgürleştirici hamleleri savuşturmak için elimizden geleni yaptık. Soluğu her defasında Anayasa Mahkemesi’nde aldık ve yasağı böylece ayakta tuttuk.”
“Yanlış yaptık; bundan böyle biz yokuz!”
CHP yoksa, başörtüsü yasağının arkasında kim var?
Bu konu anayasa meselesi değil, kanun meselesi değil. Tüzük-yönetmelik hiç değil.
Ey üniversite rektörleri!
Kör yasağın arkasındaki siyasi irade ortadan kalkmıştır.
Buna rağmen hâlâ yasakçılığa devam ediyorsanız, bunun asla hesabını veremezsiniz!
Aklınızı başınıza alın, bu konudaki zorbaca uygulamalardan vazgeçin, talimatlarınızı geri alın ve Türkiye’nin normalleşmesine böylece siz de katılın.
Yasak uygulayan rektörleri uyarmak, buna rağmen zorbalıkta ısrar ediyorlarsa teşhir etmek hepimizin vazifesi. (Bana ulaşacak yasaklı üniversitelerle ilgili notları sütunumdan yayınlayarak rektörlerini teşhir edeceğim.)