Süleyman Yaşar

Süleyman Yaşar

İstanbul ve Anadolu sermayesi arasındaki fark nedir?

İstanbul ve Anadolu sermayesi arasındaki fark nedir?

Anayasa referandumunda asker ve yargı vesayetini savunarak, demokrasiye bir türlü ağız dolusu bir "evet" diyemeyen statükocu sermayenin temsilcisi TÜSİAD, son günlerde biraz huzursuz bir telaş içinde sürekli konuşuyor.
Kendisine yeni bir imaj ya da konum edinmeye çalışıyor. Kendince bir uzlaşma arıyor. "Bize yeni bir anayasa gerekli" diyor. Çevresine Anadolu sermayesi ve İstanbul sermayesi analizleri yaptırıyor.
Birileri TÜSİAD dergisinde "onlar da bizim gibi sermaye" diyorlar ve aynı mantıkla çalıştıklarını ileri sürüyorlar. Sermayenin el değiştirmesinin korkutucu olduğunu söylüyorlar. Asıl ayrışmanın Anadolu ve İstanbul sermayesi arasında değil, kayıtlı iş yapanla kayıt dışı sermaye arasında olduğunu öne sürüyorlar.
Ama bütün bunlar, TÜSİAD'a, demokrasi ve sivil anayasa raporları hazırlatan eski imajını geri getirmiyor. TÜSİAD 12 Eylül referandumunda demokrasiye karşı tavır aldığını unutturamıyor.
TÜSİAD gerçekten, bu toplumun, Anadolu'nun gerisinde kaldı. Halkın dinamizminin ve isteklerinin gerisinde kalırsan ne yaparsan yap tasfiye olursun. Bu süreç sadece dernekler için geçerli değil, siyasi partiler için de geçerli. Mesela, Anavatan Partisi, devrimci bir lider olan Turgut Özal'ın ölümünün ardından halkın isteklerinin gerisinde kalınca toplum üzerindeki bütün yönlendiriciliğini yitirdi, yok olup gitti.
Gelelim İstanbul sermayesiyle Anadolu sermayesi arasındaki temel farklılığa... Başbakan Tayyip Erdoğan dün 14. Uluslararası İş Forumu'nda yaptığı konuşmada bu temel farkı şöyle açıkladı:
Konuşmasında, MÜSİAD'ın 5 Mayıs 1990'da, Türkiye'ye inanmış, Türkiye'ye aşkla, sevdayla bağlanmış, Türkiye'nin değerlerine, birikimlerine, potansiyeline güvenmiş işadamları tarafından kurulduğunu hatırlattı ve şöyle dedi:
"Her türlü engelle ve engellemeye rağmen, Anadolu sermayesinin kendi kaynaklarıyla, kendi imkânlarıyla büyümesinde MÜSİAD her zaman öncü oldu. Özellikle Türkiye'nin demokratikleşmesinde MÜSİAD'ın çabaları gerçekten müstesna bir yer tutuyor. Bir sivil toplum örgütü olarak MÜSİAD, bir yandan ekonomik büyüme ve kalkınma mücadelesinde ön safta yer alırken, aynı zamanda demokratik haklar ve özgürlükler noktasında da gerçekten takdire şayan bir imtihan verdi. Bu vesileyle MÜSİAD'ın 12 Eylül halk oylamasına verdiği destekten dolayı şükranlarımı da burada iletmek istiyorum. MÜSİAD, cesaretle, kararlılıkla bu süreçte öne çıktı ve gür bir sesle 'evet' dedi."
Başbakan kürsüden farkı işte böyle anlattı.
Bizce de Anadolu sermayesiyle İstanbul sermayesi arasındaki temel farklılık Anadolu sermayesinin kendi kaynaklarıyla, kendi imkânlarıyla büyümesi ve demokrat olmasından ileri geliyor. İstanbul sermayesi ise devlet rantlarıyla büyüdü. Devlet rantlarını alabilmek için askeri vesayet rejimini daima savundu, halkın demokrasi talebine karşı çıktı.
Geçmişte TÜSİAD'ın anayasa raporları hazırlatması, bu derneğin statükocu olduğu gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Çünkü TÜSİAD, hiçbir dönemde darbeler ve muhtıralara karşı çıkamadı. Hatta darbecilerle ve muhtıracılarla işbirliği yaparak sadece bayi olarak kalmak istemeyen, üretime girişip İstanbul sermayesine rakip olan Anadolu sermayesini tasfiye etmeye de kalkıştı. Ama Anadolu'nun rekabete açık ve küresel pazarlara girmeyi başaran işadamlarını tasfiye edemedi. Kısacası İstanbul sermayesi, Anadolu sermayesini sadece kendisine bayilik yapan "aracılar" konumunda tutamadı. Böylece 12 Eylül referandumunda Anadolu sermayesi "evet" diyerek, zenginler kulübü TÜSİAD'ın devlet rantlarını kollamakta araç olarak kullandığı askeri vesayeti ve yargı vesayetini kaldırdı.
Bundan sonra statükocu İstanbul sermayesi "rant kollamadan" nasıl para kazanacağının yollarını aramalı. Aksi takdirde doğal olarak sermaye el değiştirecek. Sermayenin el değiştirmesinin korkutucu olduğunu söyleyen TÜSİAD bir konuda haklı çıkacak. Bu değişim Türkiye için değil ama kendisi için gerçekten korkutucu olacak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Yaşar Arşivi