TÜSİAD "IMF'siz Türkiye olmaz" demişti
IMF baş iktisatçısı Olivier Blanchard, IMF'nin dünya ekonomisinin son durumunu gösteren raporunu açıkladı önceki gün. Blanchard, dünya ekonomisinde toparlanmanın devam ettiğini ancak bu düzelmenin dengesiz olduğunu ileri sürdü. Çünkü gelişmekte olan ülke ekonomileri hızla kendilerine gelirken, gelişmiş ülkelerin ekonomileri öyle pek de kolay toparlanamıyor.
IMF'nin son dünya ekonomisi görünüm raporuna göre, 2010'da gelişmiş ülkeler yüzde 2.7 büyüyecek. Gelişmekte olan ülkelerin büyüme oranı ise gelişmişlerinkinin 2.6 katı olan yüzde 7.1 olacak.
Peki IMF'ye göre Türkiye ekonomisi nasıl gidiyor? IMF raporunda bu yıl Türkiye ekonomisi, Avrupa ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ekonomi olarak yer alıyor. Türkiye ekonomisi 2010'da yüzde 7.8 büyüyecek. Daha önce IMF Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 5.2 büyüyeceğini öngörmüştü. IMF'nin en son tahminine göre Türkiye ekonomisinin bir özelliği de, gelişmekte olan ülkeler ortalamasının da üzerinde büyüyecek olması. IMF'ye göre gelişmekte olan ülkeler 2010'da ortalama yüzde 7.1 büyürken, Türkiye 7.8 büyüyecek.
Gelelim IMF'den yardım alan ülkelere... IMF ile esnek kredi anlaşması yaptıkları için, Polonya ve Meksika'yı, TÜSİAD ve çevresi Türkiye'ye bir başarı örneği olarak göstermişti. Ne var ki bu iki "örnek!" ülke, bu yıl ancak yüzde 3.4 ve yüzde 5 büyüyebilecek. IMF'den yardım alan diğer ülkelerden Macaristan yüzde 0.6, Ukrayna yüzde 3.7 büyürken, Romanya ise yüzde 1.9 küçülecek. Anlayacağınız Türkiye, IMF'den yardım almamakla ne kadar doğru bir karar verdiğini bu yıl 7.8 büyüyerek gösteriyor.
Peki niçin TÜSİAD ve destekçileri mutlaka IMF'den yardım alınmasını istemiş, aksi takdirde Türkiye ekonomisinin batacağını ileri sürmüştü? Türkiye her gün daha şeffaflaşıyor, karmaşık görünen meseleler nete geliyor. IMF'den yardım alınmasında diretmişlerdi, çünkü bütçeyi IMF vesayetinde sürdürüp kamu kaynaklarını isteklerine göre tahsis ettireceklerdi. Halkın seçtiği Hükümet, bütçe ödeneklerini halkın sağlığına, eğitimine değil, İstanbul sermayesinin temsilciliğini yaptığı işlere, silah alımlarına daha fazla miktarda ayıracaktı.
TÜSİAD istişare kurulu başkanı, AK Parti Hükümeti'ne, "IMF'den ucuz para buldunuz. Niye 35 milyar doları almıyorsunuz?" sorusunu sormuştu. Oysa kamu kesiminin IMF parasına hiç ihtiyacı yoktu! Eğer IMF'den 35 milyar dolar alınsaydı, Türkiye hastalıklı bir ekonomi haline gelecek ve bu günkü sıhhatine kavuşamayacaktı.
O dönemde Hükümet'e, "IMF'den niye o parayı almıyorsunuz?" diye soran TÜSİAD istişare kurulu başkanına şimdi sormak gerekiyor: "Dünyada şu sıralar faizler çok düşük. Siz niye bu ucuz parayla borçlanmıyorsunuz?"
Sahi o dönemde niye Hükümet'e borç alması için ısrar ettiniz?
Paraya ihtiyacınız varsa, işte size bol bol ucuz para. Kendiniz borçlanın.
Borçlanacaklarını sanmıyoruz. Çünkü amaç, siyasi yönetimi zora sokmaktı. AK Parti Hükümeti'ni zayıflatmak için IMF zorlaması yapıldı. Hükümet bu tuzağa düşmeyerek, ekonomiyi IMF vesayetinden, dolayısıyla statükocu İstanbul sermayesinin vesayetinden kurtardı. 12 Eylül referandumuyla Türkiye halkı siyasette asker ve yargı vesayetini kaldırınca Türkiye ekonomisinin önündeki belli başlı engeller artık kalktı.
IMF, İstanbul'da fikir aldıkları bazı çevrelerin kendilerini Hükümet'e karşı olumsuz yönlendirdiğinin nihayet farkına vardı. Hele hele son anayasa değişikliğinden sonra Türkiye'de sistemin değiştiğini, sivilleştiğini ve geçmişte olduğu gibi Türkiye'nin ümüğünü sıkıp bu ülkenin siyasetine istediği gibi şekil veremeyeceğini anladı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.