H.Celal Güzel

H.Celal Güzel

Türban özürlü demokrasi (2)

Türban özürlü demokrasi (2)

Dünkü yazımızda çağ dışı ‘başörtüsü yasağı’nın değerlendirmesini yapmış ve hukuki durumu özetlemiştik.
‘Başörtüsü yasağı’ konusundaki hukuki durumu bir defa daha altını çizerek tekrarlayalım:

1. ‘Başörtüsü yasağı’ insan hak ve hürriyetlerine aykırıdır. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası insan hakları sözleşmeleriyle bu çağ dışı yasağın bağdaştırılması mümkün değildir.

2. ‘Başörtüsü yasağı’ Anayasa’nın ‘din ve vicdan hürriyeti’ni düzenleyen hükümleri (24. madde) ile ‘eğitim ve öğrenim hakkı’nı düzenleyen hükümlerine (42. madde) açıkça aykırıdır. 42. madde’nin ilk fıkrası aynen şöyledir: ‘Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz’. Bu açık hükme rağmen yasağın devam ettirilmesi iyi niyetle açıklanamaz.

3. 2547 sayılı ‘Yüksek Öğretim Kanunu’nun Ek-17. maddesi hâlen yürürlüktedir. Buna göre, ‘Yüksek öğretim kurumlarında kılık ve kıyafet serbesttir’ ve ‘başörtüsü yasağı’ kanuna aykırıdır.

4. SHP’nin bu hükmün aleyhinde açtığı iptal davası Anayasa Mahkemesi’nce uygun görülmemiş; ancak, Anayasa Mahkemesi’nin iptal etmeyerek yürürlükte bıraktığı kanun maddesi, sanki hüküm icra ediyormuşçasına yorum mahiyetindeki bir gerekçe ile işlemez hâle getirilmiştir. Halbuki, gerekçenin esas hükmün yerine geçirilmesi imkânsızdır (Eski Yargıtay Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk).

5. AİHM’nin bu konudaki özel bir kararı da kasten yanlış yorumlanmış ve başörtüsü yasağının devam ettirilmesi şeklinde sonuç çıkarılarak istismar edilmiştir.

6. Son olarak, aslında var olmayan ‘başörtüsü yasağı’nı kaldıran 5735 sayılı Anayasa Değişiklik Kanunu, Anayasa’nın 148. maddesinin açık hükmü ihlâl edilerek Anayasa Mahkemesi tarafından görüşülmüş ve tamamen siyasal bir kararla iptal edilmiştir.

***

‘Başörtüsü yasağı’, referandum kampanyası sırasında CHP’nin yeni lideri Kılıçdaroğlu tarafından tekrar gündeme getirilmiş ve Kılıçdaroğlu ‘başörtüsü yasağı’nın kendileri tarafından kaldırılacağına söz vermiştir. Bu vaat Başbakan Erdoğan tarafından ele alınarak gündemde tutulmuş ve referandum sonrası ‘13 Eylül’de’ CHP’nin anayasa değişiklik teklifini getirmesi hâlinde AK Parti’nin destekleyeceği vurgulanmıştır.

Ancak, CHP Grubu’nda ve tabanında Kılıçdaroğlu’na itirazlar başlayınca, artık süratli manevralarıyla tanıdığımız CHP lideri, işi yokuşa sürmek için -yasakla ilgisi olmadığı halde- ‘dokunulmazlık’ ve diğer bazı konuların da yapılacak değişiklik paketine dahil edilmesini istemiştir. CHP’nin ‘yeni anayasa’ konusundaki tutumu ise, önümüzdeki birkaç ay içerisinde sınırlı değişikliklere gidilmesiyle yeni bir anayasanın engellenmesi istikametinde ortaya çıkmaktadır.

Bu arada, İstanbul Üniversitesi’nde dersten çıkarılan bir başörtülü kızın durumuyla ilgili olarak YÖK Başkanlığı’nın üniversiteye gönderdiği yazı da ‘başörtüsü yasağı’nın fiilen kaldırıldığı intibaını uyandırmıştır.

***

Siyasi ve hukuki durumu değerlendirdiğimizde şu neticelere ulaştığımızı görürüz:

1. Aslında hukuken bir ‘başörtüsü yasağı’ yoktur ve kılık kıyafet serbestisi getiren kanun yürürlüktedir. Bu durum, bizi ilk nazarda anayasa ve kanun değişikliklerine ihtiyaç olmadığı sonucuna götürmektedir. Ancak, daha önce de YÖK’ün bir genelge ile başörtüsü yasağını kaldırması üzerine, yasak taraftarı rektörler ve jakoben çevreler, genelgeyi Danıştay’a götürerek gene yasak taraftarı Danıştay üyeleri tarafından iptal edilmesini sağlamışlardır. Bu konuda demokratik tutumunu alkışladığımız YÖK Başkanı’nın rektörlere göndereceği yeni bir genelge de aynı şekilde iptal edilebilecektir.

2. ‘Başörtüsü yasağı’nın kaldırılması için hukuken bir anayasa değişikliğine ihtiyaç yoktur. Ayrıca bu durumda, CHP’nin bir bahaneyle olumlu tutumunu değiştirmesi uzak bir ihtimal değildir. Diğer taraftan CHP bu anayasa değişikliğine razı olmak için küçük bir değişiklik paketi isteyecek, bu da ‘yeni anayasa’ için engel teşkil edecektir.

3. Bizce ‘çözüm yolu’, 2547 sayılı ‘Yüksek Öğretim Kanunu’nun Ek-17. maddesine ilâve edilecek bir değişiklikle ‘kılık kıyafet serbestisi’ni sağlamlaştırmak, bu suretle yeni YÖK uygulamasını kolaylaştırmaktır. Buna göre, Ek-17. madde şöylece değiştirilebilir: ‘Yükseköğretimde kılık ve kıyafet serbesttir. Öğrencilerin, başörtüsü, türban ve diğer kılık kıyafetle ilgili tercihleri sebebiyle eğitim ve öğrenim hakkı engellenemez.’

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
H.Celal Güzel Arşivi