Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Birlik arayış ve çabaları

Birlik arayış ve çabaları

Mutat olarak Eylül ve Ekim aylarında İstanbul genelde İSEDAK toplantılarına sahne olmaktadır. 12 Eylül’den sonra başladığım gazetecilik mesleğinde birçok defa bu tarz toplantıları takip etmişimdir. Bu vesile ile çeşitli yetkililerle de görüşmüşümdür. Ama bu toplantılar tekerrür eder gider; fakat fazla akılda kalan bir tarafı olmaz.
İSEDAK aslında üye ülkeler arasında tercihli ticareti esas almaktadır. Lâkin tercihli ticaret de olduğu yerde saymaktadır. Muhammed Han Kayani Bey’in eski yazılarından birinde Farsça bir deyim üzerinden anlatmaya çalıştığı gibi; “Oturdular, konuştular ve dağıldılar” halini yaşamaktayız.
Libya’nın Sirte şehrinde de olağanüstü Arap zirvesi çalışması var. Dava, görünürde Araplar arasındaki uzaklığı yakınlaştırmak ve dağınıklığı yeknesak hale getirmektir. Lâkin bu tarz birlik çabaları gösteri boyutunu aşamıyor. Nitekim, bu konunun uzmanlarından olan Mısırlı Atıf Necmi Sirte’te birlik konuşmaları yapılırken, fiiliyatta birlik köprülerinin bir bir yıkıldığını anlatıyor. Birliğin önündeki engeller artırılıyor. Birliğin önündeki engeller kaldırılacağı yerde yeni engeller ikame ediliyor. Son sıralarda Türkiye ile bazı ülkeler arasındaki vizeler kaldırılıyor. Bu sevindirici bir gelişme olmakla birlikte, Mısır-Libya bağlamında ters bir gelişme yaşanıyor. Atıf Necmi’ye göre, Libya Mısırlılara vize uygulamaya hazırlanıyor. Yani vize muafiyeti kaldırılıyor. Bunun yanında Libya’ya gitmek isteyen Mısırlılara yanlarında muayyen miktarda dolar bulundurma zorunluluğu getiriliyor. Yani ağızda birlik, kalplerde ayrılık türküsü çalınıyor. Zaten Antony Eden ve Mustafa Nuhas Paşa, Arap birliğinin temellerini yasak savmak için atmışlardı. Yani temelinde samimiyet değil, manipülasyon ve yanlış yönlendirme olan bir örgütün veya çatının verebileceği fazla bir şey yok. Amr Musa gibilerinin arpalığına dönüşmüş durumda. Arap Birliği zirveleri daha ziyade seviyesiz kavgalarla hatırlanıyor. İslâm Konferansı Örgütü de Arap Birliği Örgütü’nden çok farklı sayılamaz.
¥
Her yerde birlik arayışları var; lâkin bu birlik arayışları, altyapısı sağlam olmadığından meyve vermiyor. İdeal sağlam ama zemin çürük. Birlik binasının muhkem bir şekilde çatılabilmesi için malzemenin sağlam olması gerekir. İşte malzemede kusur var. Bu kusur aşılmadan birlik edebiyatı, birliği aşındırmaktan başka bir şey yapmayacaktır.
Bazıları birliği zorda ve darda kaldığında hatırlıyor. Evet, birlik arzusu ve iştiyakı elbette ki ihtiyaçtan kaynaklanıyor olabilir, bunda bir zarar yok. Lâkin harcı samimiyet olmalıdır.
İran dini Rehberi Ali Hamaney de 21. yüzyılın en önemli davasının İslâm Birliği ve ittihadı olduğunu söylemiştir. Bunda garipsenecek bir durum yok. Gerçekten de İslâm alemi birlik ve bütünlüğü yakalayamazsa, geleceğini kaybeder. Zaten şimdiden Tunus ve Libya gibi ülkeler geleceklerini yele vermiş haldedirler. Lâkin Arap alemi ve İslâm alemi bir çatı altında toplanabilirse, sadece Arap alemi bile yüzölçüm ve yeraltı kaynakları açısından ABD’ye denk bir güce sahip olabilir. Elbette ki; üretim meselesinde onlardan fersah fersah geride seyrediyor. Arayı kapatmak için çok çalışmak gerekiyor. İslâm ülkeleri, dünyanın yüzde 22’sini oluşturmalarına rağmen üretimdeki payları yüzde 7 nispetindedir. Bu çok düşük bir orandır ve bunu üst noktalara çıkarmalıyız. Dolayısıyla söz yerine eyleme geçmemiz gerekir.
¥
Ayetullah Hamaney İslâm Birliği’nin, düşmanlarının komplolarını dağıtacağını ve iptal edeceğini, Müslümanlar arasında ayrılık meydana getirmek isteyenlerin morallerini bozacağını ifade etmektedir. Elbette ki; insan bunların olmasını can-ı gönülden arzu etmiyor değil. Lâkin bunlar için İslâm aleminin sosyolojik ve siyasi zemininin uygunluk arz etmesi ve bu taleplere cevap verecek kimya ve donanımda olması gerekir. Birlik için siyasi ve sosyolojik zemin talebe cevap verecek hamurda olmalıdır. Yoksa çağrılar karanlıkta ıslık çalmaya benzer.
Birlik külli bir barıştan geçmektedir. Külli barış da parçaların duruluğunu, safiyet ve samimiyetini iktiza etmektedir. Dolayısıyla barış zemini tüketilmiş sözlerden değil, kalpten ve güzel amel, yani eylemden geçmektedir.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi