Yanlış başlar/ doğru biter!
Muhterem okurlarım; bu yazının başlığı adalet mekanizmasından ümidimizi kesmememiz gerektiğini hatırlatmak üzere tarafımdan tesbit edilmiş olduğu gibi, yanlışın doğru ya münkalib olacağını bir belirsiz vakte kadar süreceğini sonuçta hakkın tecelli ettiğini görmenin mümkün olduğu dâvalar vardır ve bunların en ünlüsü, sanığı aslen Yahudi olan Fransız yüzbaşı Dreyfüs Dâvası'dır. Bu dâvanın ünlü yazar ve hukukçu Emil Zola tarafından müdafaası yapılmış ve Zola bu müdafaasında hakkı dile getirirken bir yıl cezaya müstahak kılınmıştır. Yüzbaşı Alfred Dreyfüs'e yapılan 1894 yılındaki casus suçlamasını cevaplayan Zola, dönemin Fransa Cumhurbaşkanına "Suçluyorum" serlevhalı yazısında, orduya hakaret ettiği ithamıyla bir yıl hapis ve üç bin frank para cezasına mahkûm olmuştu. Alfred Dreyfüs ise; 1906'da beraat etmiş, orduya dönmüş, kendisine binbaşı rütbesi verildiği gibi göğsüne de, bir lejyöndönar madalyası tâlik olunmuştu. Fransızların ünlü başbakanı Klemanso'da, bu dâva da müdafiiler arasında yer almıştır. Dreyfüs'ü komploya getiren mektup, sahte bir mektup idi ve bu mektubu düzenleyen Fransa haber alma servisinden Henri isimli bir albay olup, suçunu itiraftan sonra intiharı seçmişti.
Her ülkenin hukuk târihinde adlî hatalar denen vak'alar vardır. Ancak bu vak'aların adli hâta olduğu tesbiti, verilen hükmün yanlışlığı anlaşıldıktan sonra ortaya çıkar. Bu bakımdan Dreyfüs dâvasını ele aldık. çünkü Yahudi basını ve diasporasının hakkın ortaya çıkarılmasında sarf ettiği büyük gayret itiraf edelim ki, hak adına takdire sezâ'dır.
ANAYASAL HAKKIN YOK EDİLİŞİ!
Anayasa, siyasi partilerin her türlü dâvası Anayasa mahkemesinde görülür demektedir. Halk arasında, Kayıp Trilyon dâvası adı ile bilinen ve geçtiğimiz hafta Yargıtay'ca onanan Erbakan Hocamın iki sene dört aylık hapis cezası ve bunu TBMM'nin çıkarmış olduğu infaz kanundaki değişiklik icabatından olarak 11 aylık mahpusluk hayatını evinde çekmesi haberi toplumumuzda büyük bir kedere düşülmesine sebebiyet vermiştir. Bilhassa Milli görüşün mimarı ve lideri Erbakan Hoca adalet mekanizmasına olan saygısının yanında, ülkenin en küçük bir meselesini dahi hayatının bir parçası yapıp o meseleyi hakk yolda düzeltmeye çalışan bir vatanseverdir. Ne çâre ki, dâvaya baktırılan Ankara 9. Ağır ceza heyet-i hâkimesi, böyle bir zât-ı kirâma muaddel kanunun 59. maddesini yâni mahkemenin evvelâ sabıkasızlık gibi vasfı göz ardı etmek suretiyle, cezadan mütenebbih olmayacağı kanaatı hasıl oldu mânasına gelen yukarıdaki maddeyi kullanmaması, sanıyorum daha sonraki zaman diliminde kimilerinin vijdanını sızlatacaktır. Başka bir başbakana erteleme kararı tatbik eden Anayasa mahkemesini hadi mahalli mahkeme görmedi. Sayın Yargıtay'ın tecrübeli hukukçu'ları, Anayasa mahkemesinin o başbakana tatbik ettiği ertelemeyi, kendine bir örnek alarak tatbik etmesi hasebiyle dâvayı o yönüyle bozarak yüceliğinin gereğini yerine getirmeliydi.
İnegöl Süper Kanal'da Pazar akşamı iki saate yakın süren sevgili Mustafa Sevim Bey'le yaptığımız mülakat da bu dâvanın sonucuna, dünya siyonizminin bir şekilde adalet mekanizmamıza te'sirinin olmamış olmasını temenni etmişizdir. Maalesef bu temennimiz düşen gölgeyi kaldırmaya yetişememektedir. Sayın Kamalak; tekrar karar düzeltmesi hakları bulunduğunu ifade eylemiştir. Ancak, bu istemin infaza engel olmayacağını biliyordur İnşaallah.
M.KEMâL PAŞA VE KARACABEY SP İLçE KONGRELERİ
Cuma akşamı ümraniyemizin, mahalli seçim seferberliği, Hüseyin Oruç ve arkadaşlarının, İlçe heyetini teşkil etmesiyle birlikte faaliyetler ziyadeleşmiş bulunmaktadır. Bunla birlikte aday temayül toplantısı yapıldığında memnuniyetle gördüm ki; SP ümraniye teşkilâtı, çok sevilen ve takdir edilen, Muhterem Mehmed Bingöl Beyefendiyi, ‘Nerde kalmıştık’, demek suretiyle göreve başlayacağı, ümraniye belediye başkanlığına aday seçme hususunda ittifak hâlinde. Uğurlu ve hayırlı olsun. Bu takdire lâyık olabilmek bir fâni için elbette bahtiyarlıktır. Cenâb-ı Hakk; Bingöl Beyefendiye yâr ve yardımcı olsun.
Telefonum çaldı. Metin ağabey yarın 13'de Bursa'da ol! Ali Molla. Peki. C.tesi saat 13'de Bursadayım gar'da. İkizler Pastanesi sahibi Hasan Acar ile Veli Karahancı beni aldılar ve Dâvet FM'e. Zarafet dolu bir dev adam Semih Eren beyefendiyleyiz. 16-17 arasında çanakkale savaşlarını canlı yayın da konuştuk. Ağlaşıyoruz konuştukça, radyo başındakiler de, sanıyorum bizden farklı değil. Oradan Pınar Kur'an Kursu derneğine gidiyoruz ve baharın güzelliği içinde yatsı namazı edâ ediyoruz, hanımefendi ve beyefendilerle peşinden çanakkale savaşlarını ve günümüzde almamız gereken dersleri sıralıyoruz. çoğumuzun gözleri yaşlı ve dudaklardan Fâtihalar dökülüyor. Son olarak da, Muhterem İsmail Müftüoğlu büyüğümün, 1976'da Mahmud Efendi hazretlerini başında bulunduğu Adalet bakanlığında, Hocaefendiyi kıyafet-i asliyesi içinde nasıl ağırladığını anlatıyorum ve Hocalarına milli görüş mensubininin gösterdiği hürmetin, hayranı oluyorlar ve çoğu anlatımımın maksadını pek iyi anlıyor ve kucaklıyorlar fakiri.. M.Kemâl Paşa İlçesi başkanlığa Mustafa öncü Bey'i, Karacabey de Hamit çavdarlı'yı intihab ettiler. Fakir, Ayhan özbek'in, kongre başkanı sıfatıyla mikrofona dâveti üzerine her iki kongrede de Erbakan Hocamın anılarından müteşekkil konuşma yaptım. Bursa İl başkanımız Hilmi Tanış Bey ve Mehmed Aras Bey'in konuşmaları enfesti. Efendim; "Milli Görüş Dâvasında Recâi Kutan" adlı kitabımızı teşekkürle karşılayanlara ben de teşekkür ederim. Yer kalmadı gerisi haftaya. Fiemanillah.
İrtibat: 0542 497 03 27
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.