Yargıdaki Baas rejimi çöktü
Eminim, Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu’na seçilenler bile böyle bir sonucu beklemiyordu. Taraflı tarafsız herkesin zihninde oluşan “güç” algısı, “sürpriz” ihtimalini kendi içinde barındırıyordu.
Nedeni açık...
Sesi daha çok çıkan yüksek yargıdaki 300 hakim ve savcıya bakıp tüm yargı alanının onlardan ibaret olduğunu sanıyorduk.
Bir de tatlı bir düzen kurmuşlar. HSYK üyelerini Yargıtay ve Danıştay belirliyor, Yargıtay ve Danıştay üyelerini HSYK belirliyordu. 300 kişi, alanı biraz daha daraltırsak 60 kişi kendi arasında top çevirip duruyordu.
Anadolu’nun her köşesine yayılmış kürsü hakimlerini, savcılarını biz de onlar da pek kale almamış anlaşılan. Meğer gördüklerimiz, işittiklerimiz koca bir yalanmış. YARSAV sadece bir tabelaymış. Kimi bağıranlar üç beş kişinin alkışladığı sahte kahramanlarmış.
Oyun, playstation versiyonuymuş. Azınlık, Suriye’deki Baas rejimi gibi iktidarmış. Bir ufak hamleyle kağıttan kule, kumdan kale gibi yıkılıverdiler üst üste.
Bakıyorum mazeret arayıp duruyorlar. Efendim, Adalet Bakanlığı liste yapmış, yürütme seçime müdahale etmiş, seçim böyle sonuçlanmış!
Referandum sonuçlarını CHP ve MHP nasıl anlamadıysa, HSYK sonuçlarını da anlamakta zorlananlar var.
Velev ki, Adalet Bakanlığı sürece müdahale etmiş olsun. 12 bin civarında hakim ve savcının oy kullandığı sandıklara etkisi yüzde 60’ı aşabilir mi? Ne yaptılar? Hakim ve savcılara kömür mü dağıttılar, patates çuvalı mı emanet ettiler?
Onlar da mı yüzde 58 gibi gaflet, delalet hatta hıyanet içindeler? Hepsi Aziz Nesinlik mi yoksa? Göbeğini kaşıyan, bidon kafalılar mı?
Sizi kendini bilmezler sizi...
Sandığa mahkum oldukça halka küfretmeyi, hakaret etmeyi kendinize şiar edindiniz, saçmalıklarınızı ülkenin düşleri olarak yutturmaya çalıştınız.
İbrahim Okur 6 bin 742 oy alıyorsa, YARSAV’ın en iddialı adayı Osman Kaçmaz sonuncu bile olamıyorsa, bu sonuçları siyasi etkiyle açıklamaya çalışmak, başımızı kuma gömmekten öte anlam taşımaz.
Kazananlara bakın, geçmişlerini araştırın. Farklı düşüncede isimler olduğunu görürsünüz. Selden kütük çalmaya çalışırken “hop” dendiği için YARSAV’ın dümen suyuna giren sözde demokrat derneğin sözcüsüne bakmayın siz. Hakim ve savcıların yüzde 60’ından fazlası YARSAV ve türevlerine set çektiler, 3 Kasım 2002’deki gibi bir nevi ihtilal yaptılar. Mutlu azınlığın yargıdaki kast sistemini tepe takla ettiler.
Bu gerçeği herkesin iyi okuması gerekir.
Bir gün İsrail’in Ankara Büyükelçisi Gaby Levy rezidansında öğle yemeğine davet edip Türkiye-İsrail ilişkilerinin geleceğini sorduğunda, Başbakan Erdoğan’ın İsrail Cumhurbaşkanı Perez’e “one minute” çıkışının tüm dünyada yankılanmasında sihirli sözcüklerin değil İsrail öfkesinin önemli rol oynadığını hatırlatıp şöyle demiştim: “Tüm dünya neden bizden nefret ediyor diye hiç düşündünüz mü?”
Kıssadan hisse...
Pazar günü sandığa gömülen yargının mutlu azınlığı, bahane aramak yerine bu öfke kabarmasının nedenini sorgulasa daha yararlı olur. Ve şu soruyu yüksek sesle dillendirip tekrarlasınlar: Neden çuvalladık?
Sonra çıkarın başınızı kumdan, sandık sonuçlarını bir daha okuyun...