Bu memlekette güzel şeyler de oluyor..
Bir subayla konuştum. “Eskiden, ulusalcı bir subay geldi mi, ondan daha yüksek rütbeliler bile susardı. “Sakıncalılar”ın yanında kimse fazla bulunmak istemezdi.. Bize “gidici” gözüyle bakarlardı, açıkça izolasyona tabi tutuluyorduk” diyor. Şimdi ise kendileri geldiğinde birilerinin konuşmayı kestiklerini ve ulusalcıların izolasyona tabi tutulduğunu söylüyor.. “Biz onlara yaklaşmak istiyoruz ama, samimiyetimize inanamıyorlar” diyor..
Bir de, daha önce kendilerini yalnız bırakanların, kendilerine yaklaşırken, aslında teyzesinin, halalarının, kuzenlerinin başlarını örttüklerini filan söylüyorlarmış..
Bu bir trajedi..
Neden herkesin kendi olmasına izin verilmez ki.. Bu korku ve öfkeyle, sindirmek ve sindirilmişlikle nereye varabiliriz ki..
Şimdi, dün acı çeken arkadaşların, bir intikam duygusu ile değil, kucaklayıcı bir biçimde, bu insanlara yaklaşması lazım..
Kolay olmayacak bu biliyorum, ama yine de denemek zorundayız.
Şu HSYK seçimlerinin sonuçlarına bir bakar mısınız..
JURİSTOKRASİ’yi fazla abartmışız. YARSAV dediğin %20’lerde bir topluluk. Öyle bir hava veriyorlardı ki, sanki yargıda herkes öyle.. Kendileri de buna inanıyorlar olsa gerek. Bizi de inandırmışlardı.
Bana göre bugün yeniden oylama yapılsa, YARSAV’cılar %15 bile oy alamaz.. Çünki büyü bozuldu. Gücün, güçlünün yanında olanlar oradan anında uzaklaşacaklardır..
Büyü bozuldu. Meğer kıral çıplakmış. Kartondan kaplanmış bunlar.
Rütbeleri olmayınca, 28 Şubat’ın, 12 Eylül’ün generalleri nasıl da yumuşuyor, kendi köşelerine gizleniyorlar..
Yargıdaki durum buysa diğer hiçbir yerde bunların hiçbir ciddi gücü yok demektir.
Ekonomideki güçleri de kara-kayıtdışı para, teşvikler, hazine hortumları, borsa oyunlarından ibaret.. Kayıtdışı siyasetin finansmanı da buradan sağlanıyor.
Bu sonuç CHP’nin de ayağını suya erdirecektir.. Şimdi kime bel bağlayacaklar bakalım.
Millet de oynanan oyunun farkına varacak..
Referanduma hayır diyenler %42 idi. Ulusalcıların gölgesi, kendi boylarının 3 katı imiş yaklaşık. Cüsselerinden büyük sesleri varmış..
Bu sonuçlar, bundan sonrası için de yol ve yön gösterici olacaktır.. Bu sonuçlar seçimleri de etkileyecektir.. Bu sonuçlar, yargıdaki birilerini de hizaya getirecektir.. Artık yargı birilerinin elinde halkı adam etmek için bir sopa olarak kullanılamayacak. Çeteciler, bize kimse dokunamaz diyemeyecek.. Birilerine dokunulacak..
Pazar günü yapılan seçimler Türkiye için bir milad oldu.. Darbeciler, seçimlerde olduğu gibi, referandumda olduğu gibi, HSYK seçimlerinde de bir kez daha sandığa gömüldüler. Adalet, barış, hürriyet kazandı.. Juristokrasi kaybetti. Darbeciler kaybetti..
Balyoz davası bu atmosferde başlayacak. Ergenekon davası da artık, savcıları, hakimleri baskı altına almak isteyen, aba altından sopa gösterenlerin tehditleri ile gölgelenmeyecek.
Şimdi hukukla dalga geçen, cüzdan ile vicdan arasına sıkışmış, yargı içindeki çetelerin Truva atı rolünü oynayanlar korksunlar.. Artık Kayasu’lar, Sarıkaya’lar korkmasınlar.. Bu sonuç onların onurlu direnişlerinin üzerinde biçimlendi..
Hukuk, yargı mazlumların değil, zalimlerin kâbusu olacak artık..
İnsan üzülmeden edemiyor, YARSAV adayı Osman Kaçmaz ancak 2 bin 630 oy alabildi. DGM eski Savcısı Nuh Mete Yüksel ise, 104 oyda kaldı. Öte yandan Okur, 9.400 oydan 6.742’sini aldı. Okur’a destek yüzde 72’ye ulaştı. YARSAV listesinden seçime giren adaylar arasında en çok oyu ise, 2.679’la Abbas Özden aldı. Özden’in oy oranı % 28.5’te kaldı ve seçimi kaybetti..
29 Ekim ve 10 Kasım öncesi bu gelişme, hukuk devletinden yana olanlara inanılmaz bir moral ve güç verdi.. Yargının içindeki birtakım unsurlara bel bağlayanlar için tam anlamı ile bu sonuç bir felaketti.
Bu memlekette güzel şeyler de oluyor..
Selâm ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.