Osman Tanburacı

Osman Tanburacı

Hagi'yle Elano ve Misimoviç sahne alır

Hagi'yle Elano ve Misimoviç sahne alır

Adnan Polat sonunda rahatladı, Galatasaray yeni hocasına kavuştu. Bu dönemler bir başkan için oldukça zordur. Ancak Polat bu kriz dönemini başarıyla atlattı. Önce Rijkaard'la yolları sızıltısız bir şeklilde ayırdı. Sonra muhtemel adaylarla görüştü. Hakan Şükür ve Terim şartları beğenmeyip Galatasaray'ı reddedince üçüncü olasılık Hagi takımın başına geçti. İmza töreni bugün. Umarım bir aksilik olmaz!

Bundan sonra Galatasaray'ın teknik heyeti Georghe Hagi ve Tugay Kerimoğlu olacak. Umutla beklemekten başka çare yok. Önyargılı olmak fayda getirmez. Futbolumuzun ihtiyacı adam yetiştirmektir. Tugay Kerimoğlu yardımcı hoca için biçilmiş kaftandır. Ve Türkiye için bir ilktir. Ben bugüne kadar öndeki lokomotif hocaların bir yardımcı hoca yetiştirdiklerine şahit olmadım. Fatih Terim'in teknik kadrosundan çıkan bir hoca görmedim. Bülent Ünder, Müfit Erkasap hala geri plandalar. Milli Takım kadrosunda da Terim'in gerisinde bir çok hoca adayı vardı, hepsi bir yana savruldu içlerinden bir tane bile yeni hoca çıkmadı. Onun için Polat'ın bu seçimine umutla bakıyorum. Tugay Kerimoğlu'nun İngiltere'de çok şey öğrendiğini biliyorum. Türk futbolunun Tugay'la gurur dolu günlere kavuşacağını umuyorum.

Yaratıcı zeka ön plana çıkacak

Hagi de Galatasaray için özverili bir isimdir. Ve inanıyorum ki Hagi'den sonra Elano ve Misimoviç'in de performansı artacaktır. Çünkü onlar Hagi değerine yakın oyuncular. Onları anlayacak tek isim Hagi'dir. Yaratıcı zeka Hagi'ye uygun bir futbol türüdür. Tahminim o ki Hagi, Elano ve Misimoviç'i serbest bırakarak onların güdümünde bir takım yaratacaktır. Şimdiye kadar böyle bir ortam bulamadıkları için verimleri düşen bu ikili Galatasaray'a hayat verecektir.

Hagi'li takım forvette çok iş yapar ama savunma için aynısını söyleyemem. Hagi'nin sorunu savunmadır. Lorik Cana'nın da takıma gireceğini düşünüyorum.

Takımın güçlenmesi için Ocak ayına kadar beklemek gerekecek ve ikinci bir Neill bulma yoluna gidilecektir. Hagi'nin başarılı olması için Ocak'ta bir de kaleci şarttır.

Rijkaard ile Hagi arasındaki fark şudur;

Rijkaard; total futbolda topu iyi kullanan bir takım istiyordu. Onun futbolcuları emir kulu olmalıydı.

Hagi; yaratıcı zekanın ön plana geçtiği kontratak futbolu tercihliyor.

Hagi'nin Türkiye'yi, Galatasaray'ı ve Türk futbolcusunu tanıması da avantajı.

Hagi'yle Tugay'ın kreatif futbolda aynı görüşte olduklarını da biliyorum. İkisi de yetenekli oyunculardı.

Umutluyum.


Bursaspor'a helal olsun


Manchester United'e karşı futbol oynamak her babayiğidin harcı değil. Medyaya bakıyorum Bursaspor için 'sıfır çekti' yazıyor. El insaf!...

Bursa'yı, Bursalıyı, Başkanı, yönetimi, Ertuğrul Sağlam'ı ve de ter akıtan bütün futbolcuları alkışlıyorum. ManU ile müthiş mücadele ettiler. 90 dakika rüzgar gibi esen o rakibe eşlik ettiler. Bu kadar hızlı bir futbola cevap vermek kolay değil. Bursaspor zaman zaman savruldu ama bir an olsun yıkılmadı! Hayran oldum.

Bu maçta şu gerçek ortaya çıktı;

Premier League ile Türkiye Ligi arasında iki muazzam fark var;

1-Tempolu oyun

2-Çabuk oyun.

Bursa'yı beğenmeyenlere soruyorum; hayatınızda böyle yüksek bir tempoda oynadınız mı?

Ya da Türkiye'de böyle bir maç seyrettiniz mi?

Bizimkilerin alayı ağır çekim.

Topu ve rakibi gözle seyretmeniz bile mümkün değil. O kadar hızlı oynuyorlar ki seyretmek bile zor. Rakibin üçlü dörtlü ataklarında Bursasporlu futbolcular topu bulmakta ona hamle yapmakta zorlandılar. Buna rağmen bu fırtına karşısında tek gol yiyerek (o da uzaktan şut) maçı kaybettiler.

Yemin ederim bu ManU karşısında üç büyüklerden biri olsaydı beşlik olurdu.

Bursaspor için de maç öncesi aynı şeyler söyleniyordu. Tek gol oldu bu kez Bursaspor için 'sıfır çekti' denildi. Ne yani? Bursa ManU'yu orada ikileyip mi gelecekti. Gol pozisyonu yaratamaması doğaldır. Adamlar rakibi pres gibi eziyor.

Tebrikler Bursaspor çok başarılı bir imtihan verdin.


Arda-Özer görmez gözler!


Sakat iki futbolcumuz...

İkisi de kıymetli oyuncular...

İkisi de genç...

İkisi de milli...

Gönlüm ikisinin de tez elden iyileşmesini istiyor.

İş sağlık olunca birini ötekinden ayırmam.

Medya ayırıyor ama...

Geçen hafta Arda tedavi için Alman doktora gittiğinde yer yerinden oynadı.

Bir takım yandaş medya Arda'nın üzerine giderek niye Türk değil de Alman doktora ameliyat olduğunu sorguladı. Sekiz sütuna manşetler atıldı, doktorların görüşleri alındı. Hani mümkün olsa Bağcılar Araştırma Hastanesi'nin hemşirelerine bile soracaklardı Arda, Alman doktora ameliyat olmalı mı diye...

Sanki Arda suç işledi!

Dünkü aynı yandaş gazetelerde Fenerbahçeli Özer'in Almanya'ya ameliyata gittiği haberi de vardı.

Tek sütuna, spora ayrılan dördüncü sayfanın altında...

Ayıbın da, kuyu kazmanın da bu kadarı olmaz!

Arda günah keçisi mi?

Özer babanızın oğlu mu?

Bu kadar farklı muamele niye?


Beyaztv'deyiz


Futbolun adaletini istiyorsanız pazartesi akşamları saat 23.00'te bizi seyretmeye başlayın.

Erhan Köknar, Sanlı Sarıalioğlu, Selçuk Yula ve bendeniz Osman Tanburacı her hafta aynı gün ve saatte Beyaztv'deyiz...

Sorularınızı bekliyoruz. Net ve kısa sorun. Hiçbir yerde duyamayacağınız cevaplar alın.


Yabancı sayısı 4 olmalı


Bu teklifi yapan Spor Bakanı Sayın Faruk Özak. Ne de olsa futbolun içinden gelmiş bir kişi...

Trabzonspor'un efsane kadrosunda olmuş, Trabzonspor'a Başkan olmuş değerli bir spor adamı. Şimdi de Spor Bakanı.

Yabancı sayısında indiriem gidilmesini istiyor. 6+2+2 değil de bu sayı 4 olsun diyor.

Ben de diyoerum ki;

Helal olsun Sayın Bakanım.

Dört de kriter koyun ki gelen 4 oyuncu 4x4'lük olsun.

Bu hafta duyduğum en güzel haber buydu.

Bir de teknik direktörlere yılda bir takımı çalıştırabilir sınırlaması gelse de takımlarını kolay satan hocalardan bir kurtulsak.


Derbi maç ne olur?


Maça muhtemelen Hagi ve Tugay'la çıkılacak.

Galatasaray'ın ilk 11'inde kimler olur bilemiyorum. Bu maça daha çok Tugay'ın kararları hakim olacak diye düşünüyorum. Orta sahada bir değişiklik bekliyorum. Galatasaraylı futbolcuların bu süreçten sonra daha çok gayrete geleceklerini ve yeni hocalarına kendilerini ispat için savaşacaklarına inanıyorum.

Ancak; Fenerbahçe'nin Galatasaray karşısında süregelen kazanma alışkanlığını da unutmuş değilim.

Maç Saraçoğlu'nda olmasına rağmen Fenerbahçe yönetiminin Galatasaray maçı için yürürlükteki prim miktarına 1 milyon dolar daha zam yapmış olmasını da anlayamıyorum.Demek Fenerbahçe Galatasaray'dan korkuyor.

Galatasaray kazanacak mı ne?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Osman Tanburacı Arşivi