Yüksek yargıçlar baş döndürüyor
2000’li yıllardan aklınızda ne kaldı, diye sorarlarsa, herhalde oy birliği ile “Yüce yargının çizdiği zikzaklar” hatırlanır...
En başta sayın Sabih Kanadoğlu gelir hatıra...
Cumhurbaşkanlığı seçiminde 367 komedisi ve o komediyi gerçek sanıp hayata geçiren Anayasa Mahkemesi Hakimleri...
Aradan epey zaman geçti...
İğfal edildiler diyemeyiz... Yüksek yargıçlar yüksek oynarlar mutlaka. Dolayısı ile TBMM’nin iradesine bukağı vurmak için hiçbir yerde yazılı olmayan, muhayyel bir karara imza attılar...
Ve şimdi, Anayasa Mahkemesi’nde bulunan, mezkur karara imza atan tüm değerli hakimlerimiz muhtemelen nadim olmuşlardır...
Kanadoğlu hocamız habire fikir(!) üretiyor...
Zannımca başsavcı sayın Abdurrahman Yalçınkaya’da Kanadoğlu mertebesine yükselmek için acayip/garayip çıkışlar yapmaya başladı...
Gerek Kanadoğlu’nun, gerekse Yalçınkaya’nın tasarruflarından CHP’den başka memnun olan yoktur...
Acaba 2011 seçimlerinde bazı yüksek yargıçlara milletvekilliği mi vaat edildi?
Nur Serter örneğinde olduğu gibi...
HSYK Başkan vekili Kadir Özbek az mı savaş naraları attı?
Ve el’an “Mücadelemiz sürecek” derken, kasdettiği mücadelenin enini, boyunu bilen var mı?
Derler ki:
Kadir Özbek ve yol arkadaşlarını istifa ettiren de Sabih Kanadoğlu büyüğümüzdür...
O zaman ben de sağolsunlar derim...
Elbette şimdiye değin pişman olmuşlardır... Amma ne fayda?
Son pişmanlığın fayda vermediğini beşikteki bebeler dahi biliyor...
YARSAV’ın, bir Bakanımızın dediği gibi, YARSAP’ın yalınkılıç savaşa girmesinde sayın Kanadoğlu’nun hiçbir dahli yok mudur?
Olur mu?
Yüksek yargıda Kanadoğlu rüzgârı esmeden serçeler bile uçmazmış...
Yazık oldu Kadir efendiye ve yol arkadaşlarına...
Seyfi Dede’ye danışsalar muhtemelen bu açmaza düşmezlerdi...
Büyüğüne danışmayanı baykuşlar yer efendim...
Bir kişi her şeyi ben bilirim zehabına kapılırsa akıl almaz hatalar yapmaya başlar...
Çünkü ihtiras atı dizginlenemez...
Gördünüz mü Ömer Faruk Eminağaoğlu’na yapılanları?
Genç yaşta Yargıtay savcısı olmuş, YARSAV’ın (Yargıçlar Savcılar Vakfı) genel başkanlığını ele geçirmiş, her yerde kılıncının önü de kesiyor, arkası da...
Tabii hamisi sayın Sabih Kanadoğlu... Yani 367 Sabih...
YARSAV’dan arkadaşları alaşağı ettiler amma o mücadelesine devam etme emri almış olacak ki daha yüceler için daha büyük oynamaya başladı...
Referandumdan sonra ben televizyon ekranlarında çok gördüm kulak kulağa taktik verildiğini...
Kanadoğlu büyüğümüz hakimler nezaretinde yapılan hakimlerin vekil seçme vazifelerini beğenmemiş...
Zaten Eminağaoğlu da beğenmemişti...
Bazı kişiler beğenmedikleri zaman yüksek yargının şekillenmesi hiç mümkün müydü?..
Yüksek Seçim Kurulu’na şikayet edilmesi emredilmiş ki, Eminağaoğlu Yüksek Hakimler Savcılar Kurulu seçimlerine itirazda bulundu...
Davayı kazansa vardı ya, bir numaralı Kanadoğlu asistanı olarak tarihe geçerdi...
Olmadı!..
Yüksek Seçim Kurulu, AYM’nin düştüğü hataya düşmedi... Oybirliği ile Eminağaoğlu’nun şikâyeti reddedildi...
Türk hukuk tarihi ikinci bir hataya düşmedi...
Görelim sayın Abdurrahman Yalçınkaya daha hangi patikalarda pabuç eskitecek? “Yeter” diye vazgeçerse az oy almasına rağmen kendisini Başsavcı seçen A. Necdet Sezer affeder mi?
Velhasılı her tarafı netameli olmaya başladı siyaset hukukunun...
Allah (c.c.) Türk milletine acıdı kesinlikle...
======================
Tavus kuşu tavşana gölde yüzme öğretir
Yavru balık tilkiye dağda gezme öğretir
Köstebek parsel parsel yol çizer bulutlara
Şaşkın kedi yavrusu düğüm çözme öğretir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.