Mahir Kaynak

Mahir Kaynak

Yeni muhalefet

Yeni muhalefet

Bir devletin var olması ya da meydana çıkışı dünya şartlarının ürünüdür. Birinci Dünya Savaşında Osmanlı yenilmeseydi bugün başka bir yapı içinde yaşıyor olacaktık. İkinci Dünya Savaşının sonucu ve sonrasındaki paylaşım Doğu Avrupa ülkelerini komünist, batıdakileri demokrat yapmıştır. Hiçbir Avrupa ülkesinin kendi rejimini seçtiği söylenemez. Ne halk ne de ülke içindeki güç odakları belirleyici olamamıştır.

Bugün bir savaş olmadığı ve savaş sonucuna benzer bir durumla karşılaşılmayacağı söylenebilir. Çünkü savaşın ordular tarafından yapıldığı bugüne kadar yaşanan ve alışkanlık haline gelen bir düşüncedir. Oysa geçmişteki savaşların sonucuna benzer sonuçlar yaratacak bir mücadelenin içindeyiz. Ancak bu mücadele başka silahlarla yani ekonomik araçlar ve terörle yapılıyor.

Bugünkü mücadelenin başka bir özelliği de devletler arasında olmaması, her ülkenin içinde de farklı tarafların bulunmasıdır. Bu iç mücadele bazı ülkelerde sona ermiş bazılarında hiç olmamıştır. Rusya küreselci gücü ilk tasfiye eden ülkedir, Çin’de bu süreç yaşanmamıştır. ABD’de Obama dönemi bir ara aşamadır ve bundan sonraki seçimde Cumhuriyetçiler kazanırsa ABD’de iç mücadele sona ermiş olacak ve bu ülke sert bir politika izleyecektir.

Mücadele sona erince yeni bir ittifaklar sisteminin ortaya çıkması muhtemeldir. Bugün ABD ve Rusya’nın çatışmadığı ve her ikisinin hasmının Çin olduğu gözlemlenmektedir. Ancak dünyanın diğer ülkelerinin durumu belirsizliğini korumaktadır. Yeni bir güç odağı olmak iddiasındaki Avrupa’nın bu hedefe ulaşamadığı ve ülkelerin dünya üzerinde oluşacak ittifaklar sistemi içinde ve muhtemelen farklı yerlerde bulunması beklenir.

Türkiye’nin yeni denge içindeki yeri henüz belli olmadı. Dış politikamız dünya üzerinde farklı ve rekabet eden güçlerin olmadığı bir model üzerinde yürümektedir. Dünyadaki tüm güç odaklarıyla eşit mesafedeyiz ve AB’ye üye olmak istiyoruz, ABD’nin stratejik ortağıyız, Rusya ile yakın ilişkilerimiz var, Çin ile ilişkilerimizi geliştirmeye çalışıyoruz, ihtilaflı olduğumuz tek ülke İsrail, bu da bir husumet düzeyinde değil.

Türkiye’deki siyasal farklılaşma ilericilik gericilik, çok kültürlülüğe bakış üzerine inşa edilmiş bulunuyor ve dünya üzerinde herhangi bir bloklaşma olmadığı ve olmayacağı varsayımı olduğu için bu konu tartışılmıyor. Ana muhalefet partisindeki yeni yapı bu farklılaşmayı da ortadan kaldırıyor. Bu farklılaşmanın simgelerine dönüşen baş örtüsü ve Kürt kimliğine bakış da birbirine benzemeye başlıyor ve benzer hedeflere kimin daha kolay ulaşacağı tartışılıyor. Farklılık düşünsel plandan kişisel plana kayıyor.

Eğer analizimiz doğruysa ve yeni araçlarla bir dünya savaşının sonuçlarına benzer bir sonuca ulaşılacaksa bizim de bu yapı içinde önemli bir konumumuz olması gerekir ve rolümüz bir köşe taşınınkine benzer olacaktır. Şu anda farklı güçlere yakınlık üstü örtülü bir biçimde oluşmuş durumda. Önümüzdeki dönemde bu örtünün kalkması ve yeni bir muhalefetin ortaya çıkması beklenir. Ancak bu muhalefetin her parti içinden ayrışacak kişilerle olması partilerin bir bütün olarak bir tarafta olmasından daha muhtemeldir ve bunun tohumları mevcuttur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahir Kaynak Arşivi