Milli Takım'da beklenen hamle yapıldı. Hollanda gibi çetin bir rakip karşısında son yıllarda görmediğimiz şekilde oyuna mükemmel başladık. Devamında olgun futbol oynayan bir Milli Takım seyrettik. Hiddink'in işe el koyduğu belli oldu, alışılmışın dışındaki isimlerle değişime adım attık. İşte istenen buydu! Şimdi Oğuz Çetin de eleştiri oklarına hedef olmayacak. Sadece yenilgi keyfe keder. Oyunumuz umut verici...

İlk yarı futbolun bütün gereklerini yerine getirdik. Topa yakın olduk, rakibe çok adamla bastık, çok top kaybı yapmadık, ileriye çok destek veren İsmail Köybaşı'nın geri dönüşlerde adamını kaçırmasının dışında hata da yapmadık. Hatta öyle güzel oynadık ki, rakibe öyle güzel bastık ki Hollanda gibi çağdaş futbol oynayan bir takımı bile geri ve yan paslara mecbur ettik. Selçuk, Hamit ve Sabri ile rakibe oyun alanı bırakmadık. Nuri ile atağa kalkarken Şahin gibi keskin görüşlerle rakibin savunma arasına attığı toplarda Umut ve Burak'la pozisyonlar yakaladık. İyiler arasındaki Burak'ın kaçırdığı gol hazırlanış açısından mükemmeldi, Burak topu çok iyi yere bıraktı ama kaleci tokatladı. Umut'un kafası da harikaydı olmadı. Servet de öyle. Milletçe sevindik. Gelecekten umutlandık.

İlk kez oynayanlar, Serdar Kesimal, Burak, Mehmet Ekici, Engin Baytar, Yekta ve Umut hatta İsmail değişimin işaretiydi. Daha önceleri ihmal edilen Nuri Şahin ve Selçuk da helal olsun dedirtti. Kaleci Volkan da... Bu kadro zaman içinde umuttur.

Sahaya atılan meşaleler utanç hanemize yazılırken, hakem de oyunu kolaylaştıran hoşgörüsüyle iyi not aldı.

Hollanda Mathijsen, Sneijder, Van der Vart, Van Persie, Afellay, Huntelaar'la bizden üstün değildi. Çok kaçırdık, son dakikaya kadar gol aradık, yine bir hata ile maçı tek golle kaybettik. Şükür ki tek hatada kaldık. Prestij de kazandık.