Başbakan, CHP’nin “Paradan ve puldan Atatürk’ün resmini kaldırması”na vurgu yapınca, hafızam ortaokul yıllarına gitti.
Okul bizim köye uzak olduğu için üç arkadaş (Hüseyin, Faik ve ben) ilçede bir oda tutmuştuk. Annelerimiz her hafta sırayla geliyor, temizliğimizi filan yapıyorlardı.
Rahmetli anneciğim bir gelişinde bana kâğıt bir ikibuçuk liralık bıraktı.
O zaman ikibuçuk lira çok iyi para: Sevinçle cebime yerleştirdim.
Akşam saatlerinde de kaldığımız evin karşısındaki fırından o parayla ekmek almaya gittim.
Ekmeği alıp cakalı cakalı uzattım parayı. Uzatmamla Fırıncı Amca’nın suratıma fırlatması bir oldu: “Bu para geçmez. Git bunu babana yuttur!” diye de bağırdı.
ürktüm. Bacaklarım titremeye başladı: “Ne var ki? Para işte” diye kekeledim.
Fırıncı, ancak o zaman işin farkında olamayabileceğimi hesaba kattı:
“Bak bakalım” dedi, “kimin resmi var üzerinde?”
“Atatürk’ün tabii, başka kimin olacak?”
Kendimden çok emindim. Benim bildiğim paraların üzerinde hep Atatürk’ün resmi olurdu.
“İyi bak” diye üsteledi Fırıncı.
Dikkatle paradaki resme baktım. Atatürk’ün resmi değildi. Sordum:
“Peki, bu resim kimin?”
“Onun” dedi, Fırıncı; “İsmet Paşa’nın.”
Pazarcılar, muhtemelen paranın üstünü sayarken, diğer paralara İnönü fotoğraflı ikibuçukluğu da katıp anneme vermişler. Annem farkında olmadan bana, ben de farkında olmadan Fırıncı Amca’ya vermişiz.
O akşamki utancı unutmayacağım.
Böylece, İsmet Paşa’nın ve CHP’nin iktidardan düşmelerinden yıllar sonra, üzerinde İnönü fotoğrafı bulunan parayı ben de görmüş oldum.
Bu sebeple Sayın Başbakan söylediklerinde yerden göğe kadar haklıdır. “Atatürk’ün partisi” Atatürk’le birlikte öldü. Bugün devam eden CHP, İsmet Paşa’nın CHP’sidir. İsmet Paşa’nın yönetim biçiminde Atatürk yoktur. Yalnızca paradan-puldan resimleri kaldırılmamış, devlet dairelerinden de kaldırılmıştır.
Zaten Atatürk’ün İnönü ile arası ölümünden birkaç yıl öncesinden beri açıktır. Kendi arzusuyla partisini İsmet İnönü’nün liderliğine teslim etmek isteseydi, İnönü’yü başbakanlık makamından uzaklaştırmaz, yerine Celal Bayar’ı getirmezdi.
İsmet İnönü’nün cumhurbaşkanı seçilmesinin sebebi Celal Bayar’dır. İnönü’nün hışmından korkmuş ve cumhurbaşkanlığını âdeta altın tepsi içinde İsmet İnönü’ye ikram etmiştir.
Ama İnönü cumhurbaşkanlığıyla yetinmemiş, Atatürk’ün “Ebedi Şef” unvanına kastedercesine “Milli Şef” unvanını da almıştır.
Ayrıca ders kitapları kendini öven şiirlerle doldurulmuştur. Yanlış hatırlamıyorsam biri şöyledir:
“İnönü’dür yurdun temel taşı,
“O ulusumun başı,
“O bize can yoldaşı,
“Şanlı İsmet İnönü…
“Atatürk’ün eşidir,
“Dünyanın güneşidir,
“Türklüğün ateşidir,
“Şanlı İsmet İnönü…”
CHP Genel Başkanı ve “Milli Şef” İsmet İnönü’nün Atatürk’le yarıştığı, sözde şiirdeki, “İnönü’dür yurdun temel taşı/ O ulusumun başı” mısraları ile “Atatürk’ün eşidir/ Dünyanın güneşidir/ Türklüğün ateşidir” mısralarında da saklıdır.
Kendi döneminde İsmet İnönü “İkinci Adam”lığa filan değil, düpedüz “Birinci Adam”lığa oynamıştır.
Atatürk’ü tekrar paranın ve pulun üstüne koyan, indirilen fotoğraflarını resmi dairelere tekrar astıran, Atatürk heykelleri diktiren ve “Atatürk’ü Koruma Kanunu” olarak bilinen meşhur kanunu çıkaran, 14 Mayıs 1950 seçimlerinde CHP’yi devirmek suretiyle “Milli Şef” dönemini kapatan Demokrat Parti’dir.
Demokrat Parti bunu gönüllü mü yapmıştır, yoksa kafasında kırk tilki dolaşacak kadar “kurnaz” ve “elinden uçanla kaçan” kurtulmayacak kadar komitacı olduğu söylenen İsmet İnönü karşısında güçlü bir dayanak arayışı sebebiyle mecbur mu kalmıştır, bilmiyoruz.
Vakıa budur…
“Atatürk’e saygı” konusunda eski CHP’nin hiçbir gayreti olmamıştır.
Ancak sonradan gelenler Atatürk’ün arkasına saklanıp komünizme kadar giden “ortanın solu” yolunu açmışlardır.
Sonra ondan vazgeçmişler, ama “millete rağmen”cilikleri daima sürmüştür.