Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Kar romanından Kar filmine

Kar romanından Kar filmine

Kimileri çapraz veya aykırı fanteziler dünyasında salınıyor.
Sözgelimi, Müslüman asıllı olmasına rağmen bir mankurt veya İslami tabirle söyleyecek olursak memsuh bir tip olan Emir Kusturica, Antalya’ya Altın Portakal Film Festivali’ne davet edilmişti. Bereket toplumsal tepkiler üzerine sahiplenen çıkmadı ve kuyruğunu kısarak geldiği gibi gitti. Sanatlarını aykırı siyasi duruşlarıyla kirletmiş bu adamları baş tacı etmek, acıların devamına davetiye çıkarmaktan başka bir şey değil. Radovan Karadziç’in bile böyle bir mankurt yani aslının Müslüman olduğu söylenmiştir. Herhalde mürtede hayat hakkı tanımamanın hikmetlerinden birisi de bu olmalıdır. Bu tipler kurbanlara karşı celladın yanında yer alabilmekteler. Celladına özenen kurbanlar olduğu gibi tecavüzcüsüne aşık veya meftun bayanların olduğu da hayatın gerçekleri veya fantezi dünyasının kurguları arasında yerini alabiliyor. Emir Kusturica’nın Antalya’daki skandalı gibi bir skandal da birkaç aydır Bosna’da yaşanıyor. Bu defa Emir Kusturica’nın yerinde Amerikalı aktrist Angelina Jolie’yi görüyoruz. Orhan Pamuk’un Kar romanını çağrıştıran Kar isimli filmine göre (esasında kimi eleştirmenler kar romanını kar yani kazanç şeklinde telaffuz etmişlerdi) Boşnak bir kız düşman safından bir Sırp delikanlıya gönlünü kaptırıyor. Kaptıramaz mı? Elbette ki kaptırabilir. Lakin bunun afişe edilmesi hem Boşnak toplumunu rencide eder ve hem de onun ötesinde yozlaştırır. Tekil ve ferdi örnekleri tamim etmek doğru olmaz. Nitekim, Mısır’da da benzeri bir hadise olmuş ve Müslümanlar Kıptilerin mallarını ve mülklerini ateşe vermişlerdir. Mısır’ın Kana iline bağlı El Navahid köyünde, Hristiyan bir erkek ile Müslüman bir kızın aşk yaşadığına dair ortaya atılan iddiaların ardından, köyde yaşayan Müslümanlar, Hristiyanlar’a ait 5 ev, 1 dükkan ve 1 iş merkezini kundaklıyorlar. Kolluk kuvvetlerinin müdahalesi üzerine olay kontrol altına alınabiliyor.




Emir Kusturica’nın adalet anlayışı ile Jolie’nin meşrebi geniş olabilir. Lakin Boşnakların hoşgörüsüyle başkalarının onları asimile etme niyetlerini birbiriyle karıştırmamak gerekir. Boşnaklar savaş öncesinde Yugoslavya’nın en karma toplumunu oluşturuyorlardı. Lakin en fazla can kaybı da burada yaşandı. Yani hoşgörü adına sosyolojik sınırları aşmak hoşgörüyü değil, barbarlığı beraberinde getiriyor. Boşnaklar da asimile olarak yeniden Sırpların yok etme iştahlarını kabartmak istemiyorlar. Jolie kendi adına bunu yapabilir ama Boşnaklar buna izin veremezler. Nitekim de vermemişler ve Jolie ve yapımcısı tasını tarağını toplayarak Kar filmini tamamlamak için kendilerine yeni mekanlar aramaya gitmişler ve Macaristan’ı keşfetmişler. Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği’nin iyi niyet elçisi olan Jolie, beraber yaşadığı aktör Brad Pitt ile birlikte 5 Nisan’da(2010) Bosna Hersek’e gelerek, Bosnalı yönetmen Aida Begiç’in savaş yıllarında kaybolan eşlerini bekleyen kadınların hikayesini anlattığı “Kar” filminin çekimlerinin de yapıldığı Gorajde ve Vişegrad kentlerindeki mülteci kamplarını ziyaret etmişti. Filmin hikayesi de böyle başlamıştı.





Bosna Hersek’in Vişegrad kentinde 1992 yılında liseye giden kızıyla birlikte tecavüze uğrayan ve bunun üzerine kurduğu dernekle 25 bine yakın tecavüz mağduru kadının ifadesini toplayarak Lahey’deki mahkemeye sunmayı başaran Bakira Haseçiç, yaptığı açıklamada, yaklaşık 3-4 aydır filmin senaryosuyla ilgili çeşitli söylentiler duyduklarını ve konuyu basından takip ettiklerini duyurdu. Senaryoda, “Tecavüzcüsüne aşık olan bir Boşnak kadının hikayesinin anlatıldığı” yönünde kendilerine bilgi geldiğini ifade eden Haseçiç, bunun üzerine senaryoyu öğrenmek için Kültür Bakanlığına müracaatta bulunduklarını kaydetti. Denvni Avaz gazetesi, filmde Boşnak kızının Sırp ordusuna mensup tecavüzcüsüne aşık olduğunu iddia etti. Gazetenin haberine göre filmin senaryosu şöyle: “Boşnak kızın aşık olduğu tecavüzcü Sırp askeri, kızı diğer esirlerden uzakta güvenli bir yere götürür ve ona her gün yemek getirir. Genç kız, yalnızlığında Sırp gencini düşünür ve aralarındaki aşk büyür. Ancak hikayenin gidişatı burada değişir. Büyük bir bombalama öncesi ikisi bir kiliseye sığınır. Çok sayıda Sırp askeri bu bombalama sırasında ölmüştür. Sırp genci, kızın Bosnalı askerlere yeri hakkında bilgi verdiğini düşünerek onu öldürür. Daha sonra BM askerlerine teslim olur ve savaş suçlusu olduğunu kabul eder.” Bakira Haseçiç, savaş yıllarının, soykırımın yanlış bir şekilde anlatılmasına izin vermeyeceklerini vurgulayarak, “Savaş kamplarında bulunan, tecavüz kurbanları kadınlar olarak, yaşadıklarımızın yanlış aktarılmasına izin vermeyeceğiz ve mücadele etmeye devam edeceğiz. Buna herkes tepki göstermeli, bize tecavüz edilirken Sırplar hep, ‘Siz Türkler, artık Türk çocuklarını değil de Çetnikleri dünyaya getireceksiniz’ diyordu. Bir soykırımın en ağır şekli de yaşadığımız tecavüzlerdir” ifadesini kullandı. Jolie yanlış anlaşıldığını söylese de bazı değerleri hafife aldığı aşikar. Dolayısıyla duyarlılık yerinde.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi