Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Başçarşı’da kavurma günü

Başçarşı’da kavurma günü

Önce bir Hadis-i Şerifle başlayalım söze.
“Mü’min ülfet sahibidir. Ülfet etmeyen (insanlarla kaynaşmayan) ve ülfet edilmeyen (kendisiyle kaynaşılmayan) kişide hayır yoktur.”


Bu Hadis-i Şerifi okuyunca çarpıldım. Yüz yıl içerisinde maalesef en çok savrulanlar, biz günümüz Müslümanlarıyız.


Savrulmamak için, tüm insanlığın büyük yol göstericisi, aydınlatıcısı, rehberi Efendimiz böyle buyurmuş. Sadece bu hadis bile yeterli olmalı kanaatindeyim..


¥


Osmanlı Devleti’nin yedi yüz yıl ayakta kalmasının sebeplerinden birisi de sünnete sarılmaları ve tatbik ettikleri sünnetlerin ışığında Kur’an-ı Kerim’i anlamaları olmuştur.


İşte bunun küçük bir örneğini Bosna’da, Bosna’nın ünlü Osmanlı çarşısı Başçarşı’da gördük.


Kimse Yok Mu Derneği, yüzyıllardır süren bir geleneği, Boşnak Müslümanlara ve bizlere, Başçarşı’da yeniden yaşattı.


Başçarşı; Kütahya’dan, Bursa’dan, Bergama’dan, Safranbolu’dan, Göynük’ten, Edirne’den bir parça sanki. Ya da buralar Başçarşı’nın kopyası.


İnsanın kendisini asla yabancı hissetmediği, sanki bütün ömrünü oralarda geçirmiş sandığı Başçarşı; tırnak kadar da olsa Osmanlı ruhunun var olduğu nadir mekânlardan.


Bayram namazı Başçarşı Gazi Hüsrev Bey Camii’nde eda edildikten sonra Kimse Yok Mu Derneği yetkilileri, doğru kurbanların kesileceği bölgeye hareket ederek, bayramı başlattılar.


Kurbanların yine Osmanlı törenlerine göre kesilmesinden sonra hemen etler kavurma yapılarak, Başçarşı’ya getirildi ve öğleden sonra dağıtımına başlandı.


¥


Tabiî o manzarayı fotoğrafladık ama fotoğraflamak yetmiyor, yaşamak gerekiyor. Din, dil, ırk, para, pul, makam, mevki, tüm sosyal statü ve kimliklerin geçersiz kaldığı bir ortamda, insanlar kurban ikramını paylaşıyordu.


Tüm yapılanlarda ve yaşananlarda sadece rızayı ilahi vardı. Yiyenler de, yedirenler de, hizmet edenler de sadece Allah’ın rızasına talipti.


Çünkü o kurban etinde Türkiye’den veya başka bir ülkeden kimbilir kimlerin parası vardı ve nerede nasıl yeneceğini bilmiyordu, bilmek de istemiyordu...


Sanırım ülfet sahibi olmak, böyle bir şey olsa gerekti. Kurbanınızın; Bosna’da veya başka bir ülkede kesilmesini isteyeceksiniz ama kimlere nasip olduğunu bilmeyeceksiniz.


Yalnız Allah’ın bilmesini yeterli kabul edip, şükredeceksiniz. Eh bundan daha güzel şükür ve iman olabilir mi? Beklentiniz bir tek Allah’tan olacak. Harika bir duygu değil mi?


¥


Kimse Yok Mu Derneği, sadece Başçarşı’da kavurma dağıtmadı. Saraybosna’nın çeşitli mahallelerinde oturan Osmanlı tebaası insanlarımıza kurban etiyle birlikte çeşitli giyim eşyaları da dağıttı.


Bosnalı Boşnak Müslümanlar, “Anne Vatan” kabul ettikleri Türkiye’den gelenlerle kucaklaştılar. Gözyaşlarını tutamayan ihtiyar nineler ve dedeler ellerini açarak dua ettiler.


İnanın halkımızın büyüklüğü buralarda daha iyi görülüyor ve anlaşılıyor. Sadece Bosna değil elbet, dünyanın neresinde muhtaç bir insan varsa, oraya yetişen bir toplumuz...


Bu çok onurlu bir insani ve imani hizmet. Parası, emeği, duası, dileği geçen herkesten Allah razı olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi