Sessiz ve utangaç biriyim
Ben bu sene ünvt. Kazandım. İstanbul'da eğitimime devam ediyorum. Şu an on yedi yaşındayım. Millî gazeteye üyeydik ve sizin yazılarınızı takip ediyordum. Size kendimle ilgili bir soru sormak istiyordum kısmet bu güneymiş. Fatma abla benim medeni cesaretim yok, çok sessiz utangaç biriyim. Bu yıla kadar cok şey yaşadım hâlâ da yaşıyorum. Sorunların içinde büyüdüm, ailem duyarsız, anne babam beni anlamıyor. Ben hep itildim kakıldım. Bu yaz babam beni evden kovdu. Bu bende çok büyük bir yara açtı. Hâlâ da bunun etkisindeyim. Her şeyi içime atıyorum. Paylaşacak beni anlayacak kimsem yok. Kendimi yalnız hissediyorum. Sanırım depresyondayım, bana yardımcı olursanız çok mutlu olurum? E.K
İstersek değişebiliriz
Ailenin hataları, çocuğun kusurlarını yüzüne vurması, sürekli eleştirel bir tutum içinde olması utangaçlık duygusunun gelişmesine zemin hazırlayabiliyor. Bu nedenle ebeveynlerin çocuklarını başkalarının içinde azarlamamaları, hatalarını yüzlerine vurmamaları, başka çocuklarla mukayese etmemeleri ve onlara değer verdiklerini hissettirmeleri gerekir.
İfadenizden anladığıma göre, utangaçlığınızın temeli çocukluğa dayanıyor. Sanırım insanlarla bir aradayken, hata yapacağınızdan, küçük düşürüleceğinizden endişe ediyor ve kendinizi kasıyorsunuz. Ancak nedeni ne olursa olsun, tasvip etmediğimiz davranışlarımızı değiştirebilir ve kendimizi imar edebiliriz. Yalnız bunun için değişimi gerçekten istiyor olmamız gerekir. İsterseniz işe, öncelikle yeni arkadaşlar edinerek başlayın. Anlaşabileceğiniz arkadaşlar edinin ve onlarla ortak paylaşım içinde olmaya çalışın. Grup içinde söz alın ve düşüncelerinizi aktarın, arkadaşlarınızla fikir telakkisi yapın. Ayrıca bir psikiyatriste gidebilir ve uzmanın tavsiyelerini dikkate alarak, yaşam alanınızla ilgili değişimlerinizi sürdürebilirsiniz. Bu tür durumlarda, en etkili yöntem, kaçındığınız şeyle yüzleşmektir. Korkularınızla yüzleşmeyi göze alabilirseniz, sorunlarınızın üstesinden gelmeniz daha kolay olacaktır.
İnsanoğlu çiğ süt emmiş
Biz üç kız kardeştik. Annem bize kimseye güvenmeyin, kimsenin sözüne inanmayın diye tembihlerdi. O günlerden kalma bende bir güvensizlik var. İnsanlara güvenemiyorum, konuştuğum herkesin bana bir zarar verebileceğini düşünüyorum. Özel bir iş yerinde çalışıyorum iş arkadaşlarımla aramda hep bir mesafe var. Aslında biraz da haklıyım. İnsanoğlu çiğ süt emmiş, başkalarının kuyusunu kazmaktan zevk alıyor. Ama böyle düşündüğümde de çok yalnız kalıyorum, hiç arkadaşım olmuyor. Bu konuda biraz aşırıya mı kaçıyorum tavsiyelerinizi bekliyorum. N.K
İyiler de var
Düşüncelerimiz duygu ve davranışlarımızı doğrudan etkiler. Özellikle küçük yaşlarda biçimlenen düşünce kalıplarımız, kendimize ve çevremize karşı tutumlarımızda belirleyicidir. Çocukluk döneminden itibaren, çevrenizdeki insanlardan zarar gelebileceğine dair bir inanca sahip oldunuz ve insanlarla aranıza mesafe koydunuz. Ancak artık bunun doğru olmadığını ve bu düşüncenizin size zarar verdiğini siz de kabul ediyorsunuz. Çünkü, hayatta kötü şeyler olabileceği gibi iyi şeyler de vardır. Yani, ilişkilerimizde temkinli olma ihtiyacı hissettiğimiz, mesafeli durduğumuz insanlar olduğu gibi güvendiğimiz inandığımız insanlar da vardır. Oysa siz, birkaç olumsuz örneği dikkate alarak iyileri de bu kefede değerlendiriyor ve bir yerde cezalandırıyorsunuz. Kişinin kendini tanıması, değişime hazır olduğunu gösterir. Bu anlamda, bahsettiğiniz sorununuzu iyileştirebileceğinize inanıyoruz. Bunun için, öncelikle bütün insanların aynı kefede değerlendirilemeyeceğine, Allah'ın iyileri kötülerle aynı kulvarda değerlendirmediğe ve hayatta güvenebileceğimiz hatta dost diyebileceğimiz insanların da olduğuna inanmalısınız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.