Başbakanımız ödül almak için Lübnan'a gitmiş bulunuyor! Zaten son günlerde hep iyi haberler(!), güzel haberler(!), gurur verici haberler(!) alıyoruz! Bir bakıyoruz Cumhurbaşkanımız ödüllendiriliyor!

Dünya da onca Cumhurbaşkanı dururken bizim Cumhurbaşkanımızın ödüle layık görülmesi kuşkusuz gururumuzu okşuyor!

Ardından bir bakıyoruz dünya çapındaki sıralamalarda Başbakanımız hep ön sıralarda görülüyor!

Onca başbakan arasından bizim Başbakanımızın önlere çıkması elbette hoş bir şey!

Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızı öne çıkaran bu haberlerin etkisi geçmeden bir de bakıyoruz ki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız manşetleri süslüyor!

O da Dünya Belediye Başkanları Başkanı falan oluyor!

AKP'li dostlarımız sanki daha önce Konya Belediye Başkanı Halil Ürün böyle bir ödül kazanmamış gibi kendi kendilerine seviniyorlar!

Evet, ödüller, nişanlar gırla gidiyor!

Ama Türkiye'ye gösterilen bu alaka sadece ödüller ve nişanlar ile sınırlı kalıyor!

Ülkemizi ve bölgemizi ilgilendiren kararlar alınırken bu ödüller ve nişanlar pek dikkate alınmıyor!

Adamlar yine bildiklerini okuyorlar!

Sanki "Size o kadar ödül verdik, nişan verdik, seçtik bir yerlere getirdik daha ne istiyorsunuz" der gibi bir halleri var!

Mesela Füze Kalkanı Sistemi kurulması söz konusu olduğunda bizimkilerin görüşü pek kaale alınmıyor!

Başta bizimkilere kulak verilecekmiş gibi yaptılar ama sonunda İmam yine bildiğini okudu!

Ve ülkemizde Füze Kalkanı Sistemi'nin kurulması aralarında Türkiye'nin de bulunduğu NATO ülkelerince kabul edildi!

Batılı çevreler bu tartışmalar başladığında "Türkiye Amerika'ya hayır diyemez" demek suretiyle kendi isteklerinin kabul edileceğinden gayet emin bir tavır sergiliyorlardı!

Nitekim dedikleri gibi oldu ve istekleri kabul edildi!

Hem de öylesine kabul edildi ki, Başbakan Erdoğan'ın da ifade ettiği gibi komutanın kimde olacağı belli olmadan kabul edildi!

Sistem bizde ama komuta kimde belli değil!

Velev ki komuta da sizde deseler, bu neyi değiştirir?

Adamlar bir şekilde düğmeye basmak istediklerinde Türkiye buna hayır diyebilir mi?

Füze kalkanı kurulurken Amerika'ya hayır diyemeyen bir Türkiye düğmeye basılması söz konusu olduğunda nasıl hayır diyebilir diye düşünmemek mümkün mü?

Evet, ödüllerin ardı arkası kesilmiyor ancak önemli kararlar söz konusu olduğunda bu ödüller beş para etmiyor!

Belli ki ödüller, nişanlar ile göz boyanmak isteniyor!

Biz ödüller ile oyalanırken elin oğlu bildiğini okumaya devam ediyor!