Metin Hasırcı

Metin Hasırcı

1877 utancından, 1897 sevincine

1877 utancından, 1897 sevincine

111 sene geçmiş Dömeke Hisarı'nı, kümes ezer gibi geçişimizden bu yana.. Sultan Abdülhamid-i Sâni'nin irâde-i seniyesiyle, irâdei cüz'isinin müttefik olduğu bir savaş ilânıdır, 1897'de açılan, yâni Rum palikaryalarının Osmanlı hudut topraklarını tâciz edişine verilen cevap.. Tam adıyla "1897 Osmanlı-Yunan Muharebesi"dir. Bakınız; Rus çarı'nın sulh isteyen telgrafını sadeleştirmiş olarak aşağıda sunuyoruz: "Ordunuzun kazandığı zafer, cidden takdirlere sezâdır. Bilhassa; Dömeke'nin zaptı, tarihinize ebedi bir şeref daha temin etmiştir. Ordunuzun taarruz kabiliyetinin en yüksek delilini gösteren bu misal ile iktifa edilerek artık kan dökülmesine meydan verilmemesini.. Ve muzaffer ordunuzu bir anda durduracak sulhperverliğinizin kıymetli eserini göstermenizi bilhassa rica eder.. Ve şu telgrafı aldığınız dakikadan itibaren bu dostâne ricâmı kabul ederek, muhasamatın terki için ordunuza emir vereceğinizi kuvvetle ümid eylerim." İfâdatını taşıyan bu telgrafın hemen yan tarafındaki boşluğa, Saraydaki görevi mühim telgrafları tercüme ve padişahın kıraatına hazırlamayla vazifeli olan Aleksandr Karatodori Paşa tarafından: "Rusya çarlarının, iki asırdan beri böyle bir mesaj yazdıkları vâki değildir" şeklinde not düşülmüştü.
1877 OSMANLI-RUS HARBİ
Rumî 1293 harbi diye de ahali arasında bilinen bu savaş, Midhat Paşa ve hempalarının ihanete varan hataları yüzünden, Meclis-i Mebusan'a seçimle gelmiş mebusların ve âyan'ın (senatör), azınlıklara hürriyet temininin bir yolu olarak bu savaşa ihtiyaçları olduğundan, devlet-i âliyeyi savaşa sokup, bitap düşürmek plânından başka bir şey değildir ki; bunu böyle plânlayanlar elbette erbab-ı ihanettir. çok büyük bir kayıpla çıktığımız bu savaş sonrasında Balkanlar'dan büyük muhacerat başlamıştı. Bu 93 savaşın da Bayezid Câmii başta olmak üzere birçok selatin câmiler muhacirlerin, iaşe ve ibate olunmalarına tahsis olundu.
öte yandan Sultan Hamid ülkede Ayastefanos Antlaşması'ndan sonra giriştiği büyük ıslahat hamleleriyle evvelâ maarifi hızla yükseltmeye koyuldu. Askeri ve sivil mektepler, askeri disiplin içinde en mükemmel eğitmen ve hocalar, ve de Avrupa'nın savaş tekniklerini ve bunların içinden de Prusya disiplinini tercih ederek 1880 nesli diye isimlendirilebilecek bir kuşak yetiştirdi. Bunların mensubu olduğu branşlarda kaliteleri, zekâlarının da yardımıyla, kendilerini yetiştirenleri de aşma başarısını gösterdiler.
Dikkat buyurursanız; bu kadronun Cumhuriyeti kuran kadro olduğunu görürsünüz. M. Kemal, Mustafa Fevzi, Mustafa İsmet, Kazım Karabekir, Ali Fuad Cebesoy, Cafer Tayyar Eğilmez, Enver, Yakup Şevki, Deli Halit ve Refet Bele paşalar gibi zevatın sözünü ettiğimiz kadro olduğunu tasdik edersiniz. Diğer bir deyimle, Sultan Abdülhamid-i Sâni'nin ağuşu, Cumhuriyet'in kurucularının manevi kucağıdır. Bu kadrolar pişe pişe geldiler ve nihayet İstiklâl harbinde, istiklâliyetimizi teminde en mühim unsur oldular.
1897 OSMANLI-YUNAN MUHAREBESİ
Ortodoks Rusya'nın teşvikleri, Yunanlıların Osmanlı hudutlarını tacizi, Sultan Hamid'in hayli sabrı sonrasında kendini gösterme yolunu seçmesine sebep oldu. Savaş ilânı toplantısında, Hünkâr'ın savaş sevmediğini bildiklerinden, müzakerelerin diplomasi yoluyla sürdürülmesi kararı çıktı. Sadrazam Halil Rıfat Paşa ağlıyor ve gamlı gözyaşları döküyordu. Padişahın, çorluluzâde Mahmud Paşa'yı çağırttığı görüldü. Az sonra çorlulu, keyifli döndü ve meseleyi bir daha müzakere edin iradesi aldığını söyledi ve mazbatayı kendisinin tutacağını söyleyince, iş anlaşıldı.. Hünkâr, savaş kararı alınmasını çorlulunun kulağını bükerek fısıldamıştı.
Karar savaş oldu. Avrupa askeri otoritelerinin 6 ayda aşılamaz dediği Dömeke Gâzi Müşir, Etem Paşa komutasındaki Alasonya ordularına teslim olduğunda, sayılan gün 3 gün idi. Bakınız 95 sahifeden müteşekkil bu kitabı, 1984 yılında Milli Gazete'de tefrika için vermiştim. O zamanki Milli Gazete Yazı İşleri Müdürü Hasan Karakaya'ya, Atilla özdür'e, Sadık Albayrak kardeşime teşekkür etmiştim. Daha sonra 1989'da İzmir Kemâl Paşa'da imrar-ı hayat eden Mustafa ağabeyle ortak basmıştık. 1991'de izdivaç yapan büyük oğlum Mustafa Hakan'ın nikâhında da davetlilere şeker yerine kitap hediye etmiştim. 111. yıldönümünde Dömeke şehid ve gazilerini rahmet ve minnetle anıyorum. Fiemanillah.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Metin Hasırcı Arşivi