“Davul bizde tokmak başkasında.” Böyle bir söz vardı yanlış hatırlamıyorsam.
Wikileaks tokmak dünya davul. Dünya, “Al davulumu vur tokmağı” dedi, onlar da çok yeni şeyler söylüyorlarmış gibi vurdular, dünya dinledi.
İşte dünyanın gündemi birden bire değişti. Peki, değişti de ne oldu?
Her zaman olduğu gibi her ülke kendi kendisini gaza getirdi. Wikileaks’ın elindeki tokmağın incesi olan çubukla, kim kime vurmak istiyorsa vurdu.
Dünyayı bir tarafa bırakalım. Açıklanan belge ve bilgiler arasında, Türkiye adına yeni ne var?
Wikileaks adına yayınlanan bilgiler üzerinde dün şöyle bir sörf yaptım. Duymadığım ve bilmediğim bir bilgiye rastlayınca google’ye sordum.
Meğer onlarcası ve daha fazlası, zaten medyanın çeşitli organlarından yazılıp çizilmiş. Wikileaks’da açıklanan bilgi ve belgeler bir google ürünü.
28 Şubat garabetinden bu yana medyayı iyi inceleyen ve irdeleyen görür ve bilir ki, o gerçeklerin yanında Wikileaks yaya kalır.
Bu kadar çok gürültü koparılması, bir reklâm ya da başka menfaatler elde etmek gibime geldi.
Söz konusu kuruluş adına bilgi ve belge toplayanlar veya ajanlık yapanlar, bohçacı kadınlardan farklı değillermiş.
.......
İspiyonculuk çok eski bir meslektir. Wikileaks bu mesleği yeni keşfetmiş olacak ki, ispiyonculuğu yeni bir şeymiş gibi kullanarak bilgi ve belge toplamış.
Oysa bizim ülkemizde belli insanlara sevmediği birini sorsanız, hiç vicdanı sızlamadan, “Yarın Hak divanına varınca ne diyeceğim” demeden, nefret ettiği kişi hakkında bütün dünyaya sesini ve sözünü duyurmak ister.
Ayrıca Türkiye, yerli ve yabancı bir ajan çiftliği gibidir. Hemen her ülkeden bir sürü ajanı vardır ve ajanların en rahat çalıştığı ülke de burasıdır.
Boşboğazlığı bir değer olarak kabul edip; “Ben bilgi verdim ve bu işi biliyorum” diye böbürlenerek, sorulan her soruya balıklama dalan huyumuz yüzünden, ister ajan olsun, ister olmasın, kim hakkında bilgi almak istenilirse elde edilebilir.
Dolayısıyla Wikileaks adına yayınlanan bilgi ve belgeler; kitaplarda, dergilerde, gazetelerde ve internette kum gibi kaynamaktadır.
.......
Türkiye yetmiş yıllık bir kirlilikten kurtuluyor. Wikileaks adına kim ne kadar çalıştı, ne kadar çaba sarf etti bilemeyiz ama bütün güçlerini toplasanız, onurlu savcımız Zekeriya Öz’ün tırnağı olamazlar.
Başta Zekeriya Öz olmak üzere, onun gibi ülkesine ve milletine vefa borcunu ödeyen savcılarımız; ispiyona ve dedikoduya dayanmadan, yetmiş yıllık kirliliği ortaya çıkarmışlardır, daha çıkaracaklardır İnşaallah.
Sözün özü; Wikileaks’ın yaptığı ispiyonculuğa prim vererek, bu gürültüye halay çekilmemeli. Kendi davulumuzu kendi tokmağımızla çalmalıyız.
Türkiye’nin güvenilir medya organlarında yer alan bilgi ve belgeler, Wikileaks’tan daha güçlü ve gerçekçidir. Ülkemizin ve milletimizin selamete gidişi sürmeli.