Işık Paşa’nın büyük sınavı
Yüksek Askeri Şura, güz toplantısını Salı günü tamamladı, kararlarını bildirmek üzereyken Cumhurbaşkanı Gül Kazakistan’a uçtu.
Keyfi olarak başkomutanınızı boykot ederseniz ihtiyaç duyduğunuzda yerinde bulamayabilirsiniz.
Yazın yediğin hurmalar kışın seni tırmalar misali...
Cumhurbaşkanı dün yurda döndü, hafta sonunu İstanbul’da geçirecek. Yani, YAŞ kararları dönüşünü bekleyecek.
Bu arada Askeri Yüksek İdare Mahkemesi bugün toplanarak 3 generalin açığa alınma kararlarına ilişkin itirazını değerlendirecek. Askeri Personel Kanunu’nun 65. maddesi çok açık: 5 yıl ve üzeri hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı haklarında dava açılanlar ilgili bakanca açığa alınabiliyor.
Bu 3 general de 19 Temmuz 2010 günü İstanbul 10 Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen Balyoz İddianamesi kapsamında en az 15 yıl hapis cezası istemiyle yargılanıyor.
Yani açığa alınmalarında hukuki bir boşluk yoktur.
Burada merak edilen konu, askeri mahkemenin, hükümetin bu yasal tasarrufunu nasıl değerlendireceğidir. Zira itirazın kabulü yönündeki bir kararın hukuki değil siyasi olacağı konusunda vicdan sahibi hiç kimsenin şüphesi yoktur.
Daha açık ifadeyle, askerin siyasi otoriteye meydan okuması veya başkaldırısı anlamına gelecektir.
Başbakan tavrını çok net bir şekilde ortaya koydu, böyle bir meydan okuma karşısında sessiz kalmayacaklarını ilan etti, büyük ihtimaldir dün görüştüğü
Genelkurmay Başkanı’na da bu yöndeki görüşlerini iletti.
Kaldı ki, ilk karardaki sakatlık ortadadır. Terfilerle ilgili YAŞ kararlarına itiraz yolu açık olmadığı halde, “itiraz YAŞ kararına değil idari tasarrufa yöneliktir” denerek hukuku arkadan dolanmaya çalıştılar. Oysa YAŞ kararları kararnameyle tekemmül eder, ortada kararname yoksa dava konusu bir idari tasarruftan söz edilemez.
Dolayısıyla, AYİM, bugünkü kararında hükümetin 3 generali açığa alma kararına ilişkin itirazı kabul ederse, hukuk dışılığın içtihata dönüşmesini önlemek için yasal düzenlemeye ihtiyaç duyabilir.
Çünkü bu generalleri emekliye sevk etmek için ilgili kuvvet komutanı ve genelkurmay başkanının teklifi gerekiyor. Böyle bir teklifin olmayacağı düşünüldüğünde hükümetin inisiyatif kullanabilmesi ancak yasayla mümkündür.
Gerçi, generalleri almak zor ama genelkurmay başkanını bakanlar kurulunun teklifi üzerine cumhurbaşkanınca azletmek mümkün. Ancak böylesine gergin bir ortamda yeni çatışma alanı oluşturmamak adına sanıyorum böyle bir yola tevessül etmezler.
Bakalım, dar anlamda AYİM, geniş anlamda TSK yönetim kademesi, hükümetle yeni bir siyasi çatışmaya girecek mi girmeyecek mi, bugün göreceğiz. Eğer, sürece “bilek güreşi” konsepti içinde bakıyorlarsa, onlar adına üzgün olduğumu ifade etmek isterim.
Bakış açıları böyle değilse, kazanan Türkiye olur, Wikileaks toz bulutu içinde yeni bir fırtına doğmaz.