Türk tipi Profumo
Kılıçdaroğlu çıkmış, Erdoğan’la ilgili Wikileaks’teki belgelerin yalan olduğunu isbata çağırıyor.
Kılıçdaroğlu, Sirmen’den Yuvacık Barajı’nın hesabını sorsa ya önce..
Baykal, evli bir bayan milletvekili olan, eski özel kalem müdürü ile gayrimeşru ilişkiye girdi mi girmedi mi?
Niye kadın hakları savunucuları susuyorlar? “Özel hayat” diyemezsiniz buna, “genel ahlak” diye bir şey var.. Hani tek eşlilik vardı sizde?. Hani kadın hakları savunucuları nerde?. Bir kadının çiğnenen onuru sözkonusu değil mi burada?. Kim kimi ayarttı? Bir de o var! “Erkekler poligamiktir” deyip geçecek misiniz?
Bu, Türk tipi Profumo skandalıdır.. İngiltere eski savaş bakanı John Profumo 1963 yılında Christine Keeler ile ilişkisi olmadığını beyan ederek parlamentoya yalan söylediğinin ortaya çıkması sonucu görevinden istifa etmek zorunda kaldı.. Geçelim bunu.. Baykal Genel Başkanlıktan oldu, hâlâ Genel Başkanlık hayalleri kuruyor, eşi de boşanma davası açmadı. Ne o kadın milletvekilliğinden istifa etti, ne de eşi boşanma davası açtı. Bir garip namus anlayışı..
Bunu da geçelim... Peki Kaçmaz’ın kaçamağına ne demeli.
Olay Savarona yatında fuhuş çetesi skandalından daha az önemli değil.. Sincan hakimi Kaçmaz’la Hatay’da otel odasında basılan Yeşim E. TBMM Eğitim Daire Başkanlığı’nda memur çıktı.. Şimdi orada da bir soruşturma yapmak gerek. Personele tuzak kurulup, Meclis’ten bazı bilgiler dışarı sızdırılmış olabilir mi? Belki bu kızlar da kullanılıyordur. Tehdit, baskı ve şantajla bazı şeyleri yapmaya zorlanıyordur. Arkalarında böyle bir örgüt var mı, bakmak gerek. Onun için de yakın çalışma arkadaşlarının takibe alınması gerek. Belki de bunlar başkalarına tuzak kurup, baskı ve şantajla, başkalarını da kendileri gibi davranmaya zorluyorlardır..
Bu memuru kim işe almış, hangi milletvekilleri ile temas kuruyor, bu da önemli..
Hani, hadi oldu diyelim.. Yeşim E.’nin kız kardeşi de, Kaçmaz’ın kaldığı odanın yanındaki odada, Kaçmaz’ın avukatı ile basıldı..
Otelci kendi itibarını koruma davasında.. İşin neresinden tutsan elinde kalıyor.. Müşterilerin kimlik kayıtları polise bildirilmemiş, çünkü, gece 01’den sonra giriş yapılmış.. Parayı bir işadamı ödemiş.. Kim, ne karşılığı bu işe girişiyor? Kızları kim buldu? Kızlar beraber geldi ise iki kardeş, iki arkadaşla yan yana. Ortada sanki bir şebeke var gibi.. Bu kişiler bu kızlarla sürekli mi çıkıyorlar?. Yoksa!
Aslında iş biraz daha girift.. İhbarda kokain partisinden ve yabancı kadınların zorla alı konulduğundan bahsediliyordu. İhbarı yapan kimdi ve niçin bu yola başvurdu? Olayda 2 erkek, 2 kadın yok, 3 erkek, 2 kadın var. Sincan hakimi olarak ünlenen Osman Kaçmaz ve avukatı Baykal Doğan, iki kız kardeşle 303 ve 304 nolu odadaydılar, diğer bir bitişik odada ise başka bir Sincan hakimi Remzi Özdemir vardı!
Hani işin içinden sanki Devrimci Karargah, Çağdaş Yaşam, Sauna Çetesi çıkacakmış gibi..
Bu kadını Meclis’e kim soktu ve bu kadının Meclis’te başka ilişkileri var mı?
Öbür kadın nerede çalışıyor? Bunların aileleri kim ve bu işi biliyorlar mı?
Uçkur belası Kaçmaz ve avukatının yakasını bırakmayacak.. Şimdi bu hakim, nasıl bir aile davasına bakabilir ki? Bu ilişkilerini kayda alan birileri varsa, yarın şantaj yapmazlar mı? O zaman bu kişilerin bazı tasarruflarının kendi iradesi ile ve hukuki kaygılarla yapıldığından nasıl emin olabiliriz?
Wikileaks belgelerinin ciddiyetinden emin değiliz. Ama ortada bir suçüstü durumu var..
Aslında ihbar, fuhuş ve uyuşturucu partisi ile ilgili idi.. Belki acele etmeseler, bakarsınız grub sex rezaleti de çıkabilirdi.. Bu alemde her şey mümkün.. Bu tezgahta mutlaka başka birilerinin daha olması gerek. O odalara kamera yerleştirilmiş mi, ona da bakmak gerek.. Bakarsınız işin içinden bir de şantaj çıkar.. Herhalde bu durum, idari, mali, hukuki soruşturmaya konu edilecektir.. Bu işin arkası eşelendiğinde bir başka çete/örgüt yapılanmasına da ulaşılabilir..
CHP’liler, YARSAV, ağır ağabeyler bu konuda susmayı tercih ediyorlar her nedense!
Savcılık soruşturma açmış olmalı. Adalet Bakanlığı, HSYK ve TBMM de bu işi soruşturuyor olsa gerek.. Bakalım bu işin arkasından ne çıkacak? Bu milletin malı, canı, namusu bunlara mı emanet edilecek! Usta, Kılıçdaroğlu ne buyurur acaba bu hususta! Selam ve dua ile..
Not: Ha! Bu arada Kemal Türkler davası zaman aşımından düştü. “Tuz koktu” diyoruz da inanmıyor birileri!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.