“Yaptığınız faşizmdir!”
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencileri Süheyl Batum’u ve Burhan Kuzu’yu konuşturmamışlar. Yumurta yağmuruna tutmuşlar iki siyasetçiyi. Biri CHP’li diğeri AK Partili. Dünyanın birçok ülkesinde statükoya itirazın, sisteme protestonun ön saflarında öğrencileri, gençleri görürüz. Bu Çin’de de böyledir, İran’da da, Fransa’da da. Kanları delidir, enerjileri bitmez tükenmez, idealleri ise erişebilecekleri kadar yakındır. Belki de bundandır meseleyi kendi ellerine almaları ve bodoslama atlamaları çoğu zaman. Hesapsız. “Türkiye’de homogen bir öğrenci grubundan söz edilemez” itirazını sorularıyla dile getirenler kadar taş, sopa, tüfekle yapanlar da vardır bu ülkede. Anayasa’nın verdiği protesto hakkını kullanayım derken polisten dayak yiyenler de bu ülkenin evladı, polise durduk yerde saldıran da. Siyasetçiler, en güzel hedef öğrenci gadabına. Ankara Siyasal’da olanlar en yerinde örnek. Hayır tamam, -tabii ki tamam değil de hani derler ya lafın gelişi tamam- Burhan Kuzu’yu protesto ettiler anladım. Ne de olsa iktidar partisinden, ne de olsa İslamcı cenahtan, Erdoğan’ın ekibinden. Öğrenci zihniyetinin ortak paydası Türkiye solu -hani sol demeyeceğim, çünkü dünyanın başka yerlerindeki sol’la bizdeki sol’un uzaktan yakından kesiştiği bir nokta yok- veya solun solu, marksist, leninist geleneğe kadar yolu olan bir düşünce sistemi. Evet, sağcı, aşırı sağcı öğrenci yok mu var, ama üniversite protestolarının sembolü haline gelebilecek kadar sol cenahla yarışabilecek nitelikte değil sağcı protesto. Şimdi ironiye bakınız: Batum ve Kuzu Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde konuşturulmuyor. Siyasetin konuşulması, konuşturulması gereken ilk yer. Ama değil işte. Arbede yaşanıyor. Bir de üstüne üstlük yumurta yağmuruna tutuluyor siyasetçi. Batum’u neden protesto ediyorlar diye sormayacağım da Batum bu protestoya neden şaşırıyor diye soracağım. Başlıktaki ifadeyi kullanmış CHP Genel Sekreteri Batum: “Yaptığınız faşizmdir.” Yani konuşturmamak. Yani karşısındakine fikrini beyan etme hakkını tanımamak. Yani demokratik davranmamak. Baskıcı davranmak. Allah iyiliğini versin Sayın Batum diyesi geliyor insanın. Ayol bütün bunlar CHP zihniyetiyle özdeşleşmiş, Cumhuriyet’in kuruluşundan beri CHP’lilerin gururla benimsediği özellikler değil mi? İstiklal Mahkemeleri’nden Nevzat Tandoğan ekolüne, Dersim’in yerle bir edilmesinden başörtüsü yasağına arka çıkmalara kadar bir “dizi” tutum. Şiddetin farklı varyasyonlarını bir güzel içine sindirebilen, bununla da övünen bir yapı. Hangi zihniyet asmıştı Menderes’i acaba… Biraz önceye gidelim Şalcı Bacı’yı mesela… Marş! Marş! Modernleş bakiyim!... Şu batılılaşmanın tableti olsa kulağımızdan tuttukları gibi boğazımıza zorla dayarlardı herhalde.
Türk milleti batılılaşacak. “Modern”leşecek. İstese de istemese de. Ha bir de öyle her Batı gibi de olmayacak. Nev-i şahsına münhasır bir “türk” batılılaşması olacak bu. CHP karar verecek. Halk peşinden gidecek. Gitmeyen canını kurtarsın vay haline. Bu zihniyet işine geleni alacak, gelmeyeni es geçecek. Lenin gelse özenecek. Ömrüm olsaydı daha neler yapardım diye hayıflanacak. Batum başka bir dünyada. Öğrencileri susturmaya çalışırken “baskıcı” zihniyetten söz ediyor. Bu ülke insanı en çok baskıyı, belki de tek baskıyı hangi elden yaşadı diye sorsalar Batum’a, kendi partisinin zihniyetinden başka bir yere işaret edebilecek mi acaba? Şimdi kalkıp bu aklın, bu eğitim sisteminin ürettiği çocuklara “yaptığınız faşizmdir” demek abesle iştigal oluyor biraz. Ne ektiniz ki ne biçeceksiniz Sayın Batum. Buyrun. Muasır medeniyetler seviyesine çıkardığınız Türkiye. Ve geleceği. Gençler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.