Kemal Bey ve terbiye
Bir kere daha üzerine basa basa söyleyeyim: Adamınıza düşman, rakip ya da “ölümüne muarız” değilim.
Elbette bir dünya görüşüm ve siyasi tercihlerim var...
Bu tercihler çerçevesinde sözümü söylüyor, görüşlerimi dile getiriyorum.
Dolayısıyla, başkalarına hak olan taraftarlığın benim için “hak” olduğunu düşünüyorum ve “AB hedefi” istikametinde ilerleyen, özgürlükleri dert edinmiş, “serbest piyasa ekonomisini” savunan siyasi programları destekliyorum.
Suç değil, ayıp değil...
Hal böyle olunca da, “adamınızla” ters düşüyorum. Bunu da açık açık yazıyorum işte...
Şimdi son duruma bir göz atalım:
Büyük umutlarla “işbaşına” getirilen ama kısa sürede “Bu iş Kemal Bey’le de olmaz” dedirten Kemal Kılıçdaroğlu, kurultay vartasını sağ salim atlatabilirse, liderliğini perçinleyecek.
Fakat, asla ve kat’a lider olamayacak...
Lider inisiyatif alır.
Kemal Bey’de inisiyatif alacak, yarattığı farklılıkla aklımızı tavana fırlatacak göz yok... Hâlâ eski türküleri çığırıyor. Hâlâ Silivri’ye şuraya buraya selam gönderiyor. Hâlâ “laikliği koruma refleksine” dayalı bayatlamış laflar ediyor...
Lider, “Başkaları ne der?” diye düşünmez.
Kemal Bey hâlâ “Başkaları ne der?” derdinde... Bir şey söylüyor, dönüp Baykal’ın gözüne bakıyor... CHP’nin makus talihini değiştirecek bir öneri ortaya atıyor (genel af vaadinde bulunmak, “Kürt Raporu hazırlama heyeti” oluşturmak, 35. maddeyi kaldırmaya yeltenmek gibi), dönüp Önder Sav’ın çatık kaşlarını arıyor...
Lider, sözünde durur...
Kemal Bey, verdiği hiçbir sözün arkasında durmuyor... Başörtüsü sorununu çözeceğini söylüyor, üstelik “bu sorunu ancak biz çözeriz” diyor, üzerinden 24 saat bile geçmeden “Danıştay’ın ve Anayasa Mahkemesi’nin bağlayıcı kararlarını” hatırlatıyor... Bunu sürekli yapıyor.
Lider yalan söylemez...
Kemal Bey yalanı neredeyse “itiyat” haline getirmiş durumda... Referandum sürecinde fındıktan girdi mazottan çıktı, kayısıdan girdi incirden çıktı ama işin esasına ilişkin bir tek şey söylemedi. Referanduma sunulmuş anayasa değişikliği paketi hakkında da sürekli yalan beyanda bulundu, gerçeği tahrif etti...
Lider açık olmalı...
Kemal Bey’de açıklığın ve şeffaflığın zerresi yok... Tabiiyeti hakkında sürekli yanıltıcı bilgiler veriyor. Kâh Horasan’dan geliyor, kâh Konya canibinden geliyor... Bir ucuyla Nasrettin Hoca’ya bağlanıyor, bir ucuyla Peygamber torunu oluveriyor. Dersimli bir Kürt olduğunu söylemeye ise, nedense, dili varmıyor.
Liderin bir planı, bir programı olmalı...
Kemal Bey’in programı nedir, bilmiyoruz... Kadim meselelerimizi nasıl çözecek? İşsizliği ortadan nasıl kaldıracak? Hangi yolu, hangi barajı, hangi fabrikayı, hangi limanı yapacak? Bilmiyoruz. “Recep Bey” ve “haramzadeler” dışında, dişe dokunur bir sözünü hatırlamıyoruz.
Lider, asgari ölçekte de olsa, nezaketli olacak.
Kemal Bey bu sınavı sürekli kaybediyor... Tamam, “ananı da al git” demeyecek ama küfür de etmeyecek... Kemal Bey şu sözleri dün Twitter’da Başbakan Erdoğan için sarfetti: “Çağdışı bir despot, at gözlüğü takmış bir idareyi maslahatçı, nankör, birikimsiz, gözü dönmüş, aymaz, tipik bir vaka, kendisine çıplak denmesini bekleyen bir kral...”
İşte “adamınızın” hal-i pür melali...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.