Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Göğsümü gere gere anlatamıyorum

Göğsümü gere gere anlatamıyorum

15 yaşında bir oğlum, 12 yaşında bir kızım var. Kızım okulun birincisi ama oğlum sayısal dersleri hiç sevmiyor. İki yıldır matematik için özel hoca tutuyorum. Ben çevremde tanınan bir esnafım, arkadaşlar öğle yemeğinde geliyorlar, çocuklarının başarılarından kariyerlerinden konuşuyorlar. Ben oğlumu göğsümü gere gere anlatamıyorum. Matematiği zayıf, dersleri pek iyi değil, sadece sözel dersleri seviyor... İster istemez biraz mahçup oluyorum, eve geldiğimde hıncımı çocuktan alıyorum. Ama bunun doğru olmadığını biliyorum, sonradan vicdanım sızlıyor. M.U

Başarı bir bütündür

Anne babalar şunu unutmamalılar ki, çocuğun başarısını belgeleyen tek faktör not değildir. Yani, başarı deyince sadece akademik kariyer üzerine yoğunlaşmamız bütünü görmemizi engeller. Çünkü başarı hayatın bütün alanlarıyla ilişkili olabilecek ebatta bir yelpazeye sahiptir. Çocuğun evde, okulda insanlarla ilişkilerinde sorumluluk sahibi olması, yaşadığı sorunların üstesinden gelmesi, yeteneklerini değerlendirebilmesi sorumluluk alanımızın birer parçasıdır. Bu nedenle çocuğunuzun sayısal derslere daha az eğilimli olmasını bir başarısızlık olarak görmeyin, ilgi alanlarını belirleyip buraya odaklanın. Çocuğun sözel derslerde daha başarılı olduğunu ifade ediyorsunuz, bu alanlara yönlendirebilir ve yeteneğini geliştirebilmesi noktasında onu destekleyebilirsiniz. Anladığıma göre çevrenizdeki insanların çocuklarıyla ilgili beklentileri ve sizi yönlendirmeleri çocukla ilişkilerinizde belirleyici oluyor. Oysa çocuğunuzun yeteneklerini ve neler yapabileceğini bilen ve en iyi tanıyan kişi sizsiniz. Bir de başarı çevrenizdeki insanların ifade ettiği gibi, sadece önemli bir kariyer sahibi olmakla mümkün değildir. Aksine, kişinin sahip olduğu rollerini yerine getirme noktasındaki uyumuyla yakınen ilgilidir. Bu nedenle çocuğunuz hangi alanda yetenekliyse o alana yönlendirin çevrenizdeki insanların ne söylediğinden ziyade yaşadıklarınız ve bildiklerinizle hareket edin.

Yoruldum

29 yaşındayım. Üniversite ikinci sınıftayken okuldan ayrıldım. Şimdi bir akrabamın işyerinde muhasebe tutuyorum. Benim sorunum aşırı hassas olmam. İnsanları kırmaktan çok korkarım. Kimseyi incitmek istemem. Bu beni çok yoruyor. Bir arkadaşımla konuşuyorum, arkasından acaba ne düşündü, kırdım mı üzdüm mü, şu sözümden ne anlamış olabilir, benimle konuşurken bir ara neden boşluğa baktı..." tarzında evhamlara kapılıyorum. Biraz rahat olmayı başarabilirsem kendimi daha iyi hissedeceğim... R.K

Reddedilmekten korkuyorsunuz

Anladığıma göre, insanlarla ilişkilerinizde sık eleyip ince dokuyor, olup biten her şeyi, zihninizin labirentinde ayrıştırmaya ve olumsuz bir sonuç çıkarmaya çalışıyorsunuz. Bu gerçekten yorucu bir şeydir. Burada kişi, insanların zihnini okumayı ve karşılaştığı her davranışı analiz etmeyi bırakmadığı sürece bu yorucu hayatına devam eder. Siz de zaten bu durumdan yorulduğunuzu ve artık kurtulmak istediğinizi belirtiyorsunuz. Bunun için öncelikle niçin böyle davrandığınızı doğru bir şekilde anlamaya çalışın. Gerçekten karşınızdaki kişiyi kırmak istemediğinizden mi, yoksa, insanların sizin kaba olduğunuzu, iyi bir insan olmadığınızı düşüneceklerinden ve sizi yalnız bırakacaklarından mı endişe ediyorsunuz. Sırf bu yüzden, karşılaşacağınız olumsuz sonuçlardan korkuyor ve insanların isteklerine uymaktan başka seçeneğinizin olmadığına inanıyorsunuz. Reddedilmekten, dışlanmaktan, beğenilmemekten, eleştirilmekten endişe ediyor ve bunun için karşı tarafın istediği her şeyi yapmaya zorlanıyorsunuz. Eğer bunu fark ederseniz bu konuda orta bir yol bulabilirsiniz diye düşünüyorum. Bunun için öncelikle, telefonla ya da yüzyüze görüştüğünüzde, zihninizi işgal eden evhamlara fırsat vermeyin, kırdım mı üzdüm mü diye hayıflanmak yerine konuştuklarınızdan emin olun ve kaybetme korkularınızın üzerine gidin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi