GOP'un hâl-i perişanı ve Sıbğatullah Sencer'in mesajı
Hey gidinin Büyük Ortadoğu ve dahî Genişletilmiş Ortadoğu Projesi... ABD'nin dümen suyunda gitmeyen bütün rejimleri tasfiye edip, ilgili ülkeleri kukla rejimler vasıtasıyla Washington'a bağlayacaklardı... İşe Afganistan ve Irak'tan başlayacak, sonra Suriye ve diğer 'sorunlu' ülkelere yöneleceklerdi... Planın ilk aşamasında başarılı oldular; Afganistan ve Irak'ı işgal edip Taliban ve Saddam rejimini devirdiler...İkinci aşamanın başlarında da işler yolunda gibi görünüyordu; Afganistan ve Irak'ta kurdukları yahut kurdurdukları hükümetler Washington'la uyum içinde çalışıyorlardı... Fakat 'karşılıklı dostluk ve anlayış havası' uzun sürmedi...
Irak'ta Başbakan Nuri Maliki, ABD'ye mütemadiyen müşkülat çıkarıyor. Öyle ki, Amerikalılar şimdi eski rejimin adamlarını (Baasçıları) mumla arıyorlar.
Afganistan'da da bozuluyor işleri. Sömürge valisi nazarıyla baktıkları ve "Bir dediğimizi iki etmez" diye düşünerek bel bağladıkları Cumhurbaşkanı Hamid Karzai'nin "Meclisimiz yabancılar tarafından manipüle ediliyor", "ABD ve İngiltere iç işlerimize karışmasın", "Afgan köylerini bombalamaktan vazgeçsinler, terörle mücadele böyle olmaz" gibi çıkışları karşısında neye uğradıklarını şaşırıyorlar.
"Şaşırıyorlar" deyince...
Amerikalı bir danışman (işgal müfettişi), Karzai'nin bir valisine demiş ki: "Afgan halkının bize karşı olan tavrına bir anlam veremiyoruz. Biz sizi Taliban rejiminden kurtardık, size hürriyet getirdik, ama siz bizden yine de nefret ediyorsunuz. Ne yapsak boş. Sevginizi kazanmak için cami inşa etsek o da fayda etmez. Hiçbiriniz gelip o camide namaz kılmaz. Niye böyle?"
Valinin cevabı: "Doğru. Siz bize som altından bir cami yapsanız hiçbirimiz o camiye dönüp bakmayız. Ama Türkler çamurdan bir cami yapsalar o cami dolup taşar. Bunun sebebini varın siz düşünün."
* * *
Çarşamba günü, Ankara Yeni Şafak'ta, Selçuklu Vakfı'nın misafiri olarak Türkiye'de bulunan Afganistan Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Cumhuriyetçi Parti Genel Başkanı Sıbğatullah Sencer'le görüştük.
Sencer, köklü bir Selçuklu ailesinden geliyor; ama etnik asabiyetlere prim vermiyor. Partisinde Peştunlar, Tacikler, Türkmenler, Özbekler, kısacası Afganistan'daki bütün etnik unsurlar temsil ediliyor. "Kendimize Erdoğan'ın AK Parti'sini örnek alıyoruz" diyor Sencer; "Afganistan'da hukuk ve adalete dayanan bir düzen kurmayı ve halkımızı bütün unsurlarıyla yekvücut hale getirmeyi hedefliyoruz. Bunun da ötesinde, Türkiye'nin açtığı yolda yürüyüp İslam dünyasının birliği davasına hizmet edecek bir Afganistan tasavvur ediyoruz."
Sencer'in, Kabil'deki son parti kongresinde ABD'ye verip veriştirdiğini, "Siz Afganistan'a huzur getireceğinizi söylemiştiniz, ama sizin gelişinizle Afganistan'ın en huzurlu bölgeleri bile karıştı ve kana bulandı" gibi şeyler söylediğini duymuştum. O konuşmasını hatırlatıp, "Ülkenizdeki Amerikan askerlerinden memnun olmadığınız anlaşılıyor. Peki Türk askerleriyle aranız nasıl?" diye sordum. "Türk askerleri öz yurtlarında ve kendi halkları arasında imiş gibi rahat hareket ediyorlar. Halka sevgi gösteriyorlar, halk da onlara sevgi gösteriyor" dedi; "Amerikan askerleri ise halktan çok korkuyorlar. Olağanüstü güvenlik tedbirleri almadan sokağa çıkamıyorlar. Halk da onlardan çekiniyor. Terörle mücadele adı altında yaptıkları fenalıklar ve bu fenalıkların çektiği tepkilerden sonra durumun başka türlü olması zaten düşünülemezdi."
İşgal kuvvetlerine dayanan bir hükümetin mensubu, işgal kuvvetlerinden bağımsız bir hükümet perspektifine sahip olmadan işgal kuvvetlerine meydan okuyamaz. Ve Afganistan'daki mevcut şartlarda böyle bir perspektifin Taliban'la uzlaşma seçeneği üzerinde durulmadan geliştirilmesi mümkün değil...
Merak edip sordum: "Siz ve partiniz, Taliban'la uzlaşma fikrine nasıl bakıyorsunuz?"
Cevap: "Afganistan'da barışın sağlanması için Taliban'la tabii ki müzakere etmemiz lazım. Kadına bakış gibi meselelerde Taliban'la görüş ayrılıklarımız var; bunları giderebilirsek el ele verip güzel bir düzen kurabiliriz."
Taliban'la müzakereye bir süredir Karzai'nin de sıcak baktığı malum...
Afganistan'ın Amerikan bayrağı altında selamete çıkamayacağı ve Taliban'la uzlaşmaya dayanmayan bir çözümün çözüm olamayacağı artık Karzai yönetimi tarafından bile anlaşıldığına göre, işgalin ve iç savaşın sona ermesi birbirine muarız Afgan gruplarının 'diplomatik' kabiliyetlerine bakıyor.
Cümlesine basiret ve feraset diliyoruz.