Medine'den Kerbela'ya 1
Her baba çocuğuna iki tür miras bırakır. Biri maddi diğeri manevi boyutludur. Maddi miras bilindiği üzere, dünyaya ait sahip olunan mal, servet, şan ve şöhret, mesken, konu-komşu, akraba gibi hayatını paylaştığı varlıklardır. Manevi miras ise, onun yaşam tarzının merkezini oluşturan dinini, yüksek erdemlerini, kültürel ve geleneksel-örfi varlıklarını oluşturan unsurlarıdır.
Çocuk bir yerde ailenin tarihini içinde barındırır ve aileden ve nihayetinde içinde yaşadığı toplumdan getirdiklerini, kültürüyle ve tarihiyle bir bütün haline getirerek kendileştirir.
"Âlimden zalim, zalimden âlim doğar" sözü ise, istisna bir doğru olarak tarihteki timsalleriyle karşılık bulmuştur. Sorumluluk çağına geldiklerinde sorgulama ve yönelme eylemi içinde olan genç yeni hayalleri için peşinden gideceği uygun rol modellerini ararken, yanlış kişilerin peşinde gidebilir ve bahsettiğimiz istisnalar arasında yer alabilir.
Olayı bireyin yaşadığı aile ortamıyla birlikte değerlendirdiğimizde, Hz. Hüseyin'in tarihteki direnişini anlamakta pek te zorlanmayız. Bilindiği üzere, Hüseyin'in a.s yaşadığı ortam nübüvvetin doğup geliştiği, meyve verdiği bir mektep gibidir. Peygamberimiz s.a.v. gibi bir dedenin kucağında soluduğu hayatın içinde, sadece yaşadığı coğrafyaya değil, bütün insanlığı kuşatan bir mesajın kuşatıcı ve inşa edici havası içinde yetişmiştir.
Âlim, veli ve Şecaat sahibi bir kahraman olan babası Ali a.s. ise savaşların gölgesinde nasıl onurlu ve özgür yaşanabileceğini öğretmiş, nefis ve iblisle, zalim ve despotlarla nasıl mücadele edileceğini göstermiştir.
Baba Ali a.s. hazreti peygamberin s.a.v. yanında yer almış ilk Müslümanlardan biridir ve aynı zamanda, ilmi, cömertliği, sadakat ve cesaretiyle Peygamberimizin övgüsüne mazhar bir yol arkadaşıdır. Ayrıca Efendimiz, " Musa'nın yanında Harun ne ise benim yanımda da sen o sun" diyerek onun, yol arkadaşlığı ve kardeşliğini âleme ilan etmiştir.
Efendimiz s.a.v hicret etmeden önce, evindeki emanetleri sahiplerine ulaştırma görevini Ali' ye a.s. veriyor. Aynı gece düşmanı şaşırtmak için Ali' nin yatağında yatmasını istiyor. Kutsal bir yolcuğa çıksanız, evinizde kimleri bırakmak istersiniz ya da emanetlerinizi kime bırakırsınız? Elbette, en güvendiğiniz, elinden dilinden emin olduğunuz, dürüstlüğünden kuşku duymadığınız kişilere bırakırsınız. Efendimiz, Aliye güveniyordu ve emanetleri ona bırakmış, ondan bu görevi yerine getirmesini istemişti.
Dostluklarımızda ve dava arkadaşlarımızda aradığımız en önemli şey sadakat ve bağlılıktır. Ali a.s. Efendimiz'in her zaman yanında yer alarak sadakatini ve sevgisini ifade etmiştir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.