Kar duası
2011'in Türkiye'si, üç-beş yıl öncesinden bile çok farklı bir ülke. Ölçüyü Erzurum veriyor. Erzurum'da güzel şeyler duymak, Türkiye'nin doğru istikamette ilerlediğini fark etmek için yeterli. Erzurumlular Türkiye'nin bütününden sorumlular. Bu ülkenin sahipleri var ve Erzurum'u mesken tutmuşlar.
Hafta sonunu feyz almak için Erzurum'da geçirdim. Alvarlı Efe Hazretleri'nin sözünü, farklı kişilerden duydum. 'Kar para ettiği zaman Erzurum'a kar yağmaz' buyurmuş. Erzurum'un kara bahtını, kem talihini anlatan bir söz. Kar ilk defa bu yıl Erzurum'a şans getirecek. Üniversite kış olimpiyatları, yani Universiad 2011, bu ayın sonunda Erzurum'da yapılacak. Ve Erzurum'da 50 yıldır ilk defa yılın bu günlerinde kar yok. Kalan iki hafta içinde bol bol kar yağması lâzım. Türkiye'nin talihi düzelirken Erzurum'unki kötüye gidemez.
Erzurum'un çehresi değişmiş. Universiad için inşa edilen iki atlama kulesi şehrin silüetine dahil olmuş. Erzurum bu organizasyondan alnının akıyla çıktıktan sonra, dünya çapında bir kış sporları merkezi haline gelecek. Erzurum globalleşirken, Türkiye'nin olduğu yerde kalması mümkün değil.
Umut yüklü bir geleceğimiz var. Yeryüzünün en eski medeniyetlerine beşiklik eden Anadolu'nun tarihinde hiçbir zaman zenginlik olmamış. Bu coğrafyayı yurt edinenler hep kıt kanaat geçinmiş. Yarından endişe duyarak yaşamış. Sert tabiattan, düşmanlardan emin olamamış. İlk defa bu yoksul topraklarda zenginlik umudu doğuyor. Türkiye zenginleşiyor. 'Üç yanımız deniz, dört yanımız düşman' diye bellediğimiz çevremize artık güven içinde bakıyoruz. Bırakın düşmanlığı, kendi refahını, güvenini bizde bulan komşularımıza rehberlik ediyoruz. Barış, refah getiriyor. Türkiye sadece kendi insanına değil, içinde bulunduğu coğrafyanın tamamına zenginlik vaat ediyor.
Türkiye her şeyin ters gittiği, akla zarar bir tarih kesitine son noktaları koyuyor. Eskinin hükmü kalmıyor. Küçük bir azınlığa hizmet eden düzen yerle bir oluyor. Düşmanlarıyla, yoksulluğuyla ve dar kafalarıyla. Yeni bir düzen tesis ediliyor. Barışıyla, huzuruyla ve herkes için zenginliğiyle. Eski düzen sadece içeride değil, dışarıda, önce yakın çevremizde ve sonra dünya ölçeğinde yıkılıyor. Bir dünya yıkılıyor ve yerine yenisi kuruluyor. Türkiye, yeni dünyanın inşasında sürükleyici ve belirleyici bir role soyunuyor.
Son zamanlarda Türkiye'de elli yıldır hüküm süren vesayet düzeninin geri dönülmez biçimde sona erdiğini anlatmaya çalışıyorum. Kâbustan yeni uyandık. Korku dağları bekliyor. Bu yüzden endişeler devam ediyor. İlk defa Erzurum'da yepyeni bir tarih yazmaya girişen bir milletin, el birliği ile eski düzeni tabuta yerleştirdiğini ve sağlam çiviler çaktığını gözledim. Geride kalanın artık hükmü yok. Yeni bir çağda yeni şeyler söylemek lâzım.
Erzurum, Türkiye'nin tapu kaydının muhafaza edildiği yer. Erzurumlu dediğiniz, Erzurum dışında her yerin yükünü sırtında taşır. Bu yüzden ilk sözü de son sözü de burası söyleyecek. Erzurumlunun aklına yattıysa Kürt sorunu çözülür. Kürt sorunu kışkırtılan gerginliklere, körler sağırlar diyaloğuna konu ediliyor. Halbuki sabırlı, tahammüllü ve müstağni olmalıyız. Ülkeyi rahatlatmak için biriken basıncı düşürmek lâzım. Bunun için de biraz Erzurumlu gibi hayata ve Türkiye'ye bakabilmeliyiz.
Erzurum'dan görünen, Türkiye'de işler yoluna giriyor. Gelecek ellerimizde şekillendiği için güzelleşiyor. Kar artık para ediyor. Bütün kış karların erimesini, baharın gelmesini sabırla bekleyenler şimdi kar yağması için dua ediyor. Demek ki her zorlukta bir kolaylık var. Erzurum'a kar yağması için hepimizin dua etmesi lâzım. Kar, yeni dünyada yoksulluk değil zenginlik demek. Farklı dillerimiz, farklı kültürlerimiz gibi.