M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

İki Örnek Vatandaşımız

İki Örnek Vatandaşımız

Birinci Vak'a:

Dünya Süpersport şampiyonu KenanSofuoğlu'nun hissesine İddia'dan 800 bin lira düşmüş. Bu parayı, "kumar parasıdır, binaenaleyh haramdır" demiş almamış, hayır işleri için sarf edilmesini istemiş.

Kenan Bey gerçekten soyadı gibi sofu ve dindar bir Müslüman kardeşimiz imiş. Kendisini tebrik ediyorum.

Toplumumuz gırtlağına kadar kumara, lotaryaya, şans ve talih oyunlarına, İddia'ya batmıştır.

İslam dini, Ahmedî Şeriat, kumar ve kumara benzeyen gelirleri haram ilan etmiştir.

Medyada sık sık okuyor ve seyrediyoruz: Bundan önceki yıllarda piyangodan büyük servetler elde eden nice vatandaşımız bu haram paraları har vurup harman savurmuşlar, birkaç sene sonra yine eski kürkçü dükkânlarına geri dönmüşler. Malûm... "Tilkinin dönüp dolaşacağı yer kürkçü dükkânıdır..."

İnternet sitelerinde Kenan Sofuoğlu'nun 800 bin liralık haram parayı elinin tersiyle ittiği haberi yayınlanınca, yağmur gibi protestolar ve kınamalar yağdı. "Yuh! Sende akıl yok mu, 800 bin lira alınmaz yenmez mi!.. Sen önümüzdeki seçimlerde AKP milletvekili olursun... Yahu sende kuş kadar akıl yok mu!.." ve daha neler neler...

Kendisine yararlı ve zararlı olan şeyleri bilen bir Müslüman kumar ve piyango parası yemez. Çünkü böyle gelirler, dünyada rezillik, rüsvaylık, kepazelik, ahirete ateştir.

800 bin lira değil, 8 milyar olsa yine alınmaz, yine yenmez.

Aslında böyle paralarla hayır işi de yapılmaz.

Adam kumarhane veya (affedersiniz) kerhane çalıştırmış, büyük kara ve kirli bir servet elde edinmiş, sonra pişman olmuş, umreye gitmiş, "işleri" bırakmış. Paranın bir kısmıyla cami yaptıracak. Hayır hayır olmaz! Böyle bir parayla cami yaptırılmaz.

Genç ve dindar sporcunun bu örnek hareketini takdir ve teşekkürle karşılıyorum, kendisini tekrar tebrik ediyorum. Cenâb-ı Hak hüsn-i hatime müyesser eylesin ve ebedî saadete nail kılsın.

İKİNCİ VAK'A:

Rize'de sel ve heyelanlarda arazisi zarar gören İskender Kopuz adlı vatandaşımıza devlet 32 bin lira yardım yapmış. Vatandaş önce bu parayı tahsil etmiş, sonra hesaplamış kitaplamış ki bu paranın 26 bin lirası, arazisini ölçüp biçen memurlar tarafından yanlış hesap yapılarak fazladan ödenmiş. Bir iki gün adamcağızın huzuru kaçmış, uykuları bölünmüş. Sonra 26 bin lirayı almış, götürüp devlete geri vermiş. Hâlbuki hem kendisi, hem hanımı kanser hastasıymış (Çernobil serpintileri...), paraya çok muhtaçmış, hastane tedavi masraflarının bir kısmı, gidip gelmeler...

Komşularının bir kısmı "Sen enayi misin, bu kadar ihtiyaç içinde iken bu para geri veilir mi..." diye söylenip azarlamışlar; bir kısmı ise "İyi ettin, doğrusunu yaptın, kişiye hak etmediği paradan hayır gelmez" demişler.

İskender Kopuz Beye ve hanımına geçmiş olsun diyor, Cenâb-ı Hak'tan hem onlar, hem de bütün hastalarımız için acil şifalar diliyorum.

Demek ki, bu memlekette insanlık ölmemiş, Müslümanlık ölmemiş. Genç bir sporcu 800 bin lirayı reddediyor, muhtaç bir vatandaş hak etmediği 26 bin lirayı götürüp geri veriyor.

* (İkinci yazı)
Yeni kitaplar

İslamî ve millî yayıncılıkta gerçekten çağ atladık. O kadar çok kitap çıkıyor ki, bunları satın almanın, okumanın, eve sığdırmanın imkânı yok.

Bazı kitaplar prestij kitabı. Ciltli, iyi kâğıtlı, büyük ebatlı, renkli baskılı, lüks eserler, fiyatları da hayli pahalı. Bunların tamamını satın almaya kaç kişinin bütçesi elverir? Haydi satın alındı... Nereye koyacaksın, bunları okumak için gerekli vakti nasıl bulacaksın?

Keşke İstanbul sur içi bölgesinde büyük bir kütüphane olsa, kitapseverler zaman zaman oraya gitseler, yeni lüks ve pahalı kitaplar raflarda olsa, alıp masaların üzerine koyup karıştırsalar, okusalar.

Hali vakti yerinde, içinde lise tahsili yapmakta bulunan veya yapmış olan her Müslüman ailenin mümkünse bir kütüphene odası, mümkün değilse birkaç büyük bir kitap dolabı olmalıdır, en az 1.000 adet kitabı bulunmalıdır. Her Müslüman günde asgari bir saat faydalı kitap okumalıdır. Bu okumadan elde ettiği faydalı bilgileri de hayatına uygulamalıdır.

Bayramlarda Müslümanlar birbirine faydalı ve kıymetli kitaplar hediye etmelidir.

Faydalı kitaplar Din, tasavvuf, edebiyat, tarih, sanat, kültür, görgü, ahlâk, seyahat...

Zararlı kitaplar: İçlerinde sapıklık ve bid'at olan sözde din kitapları... Reformcuların, yenilikçilerin, değişimcilerin, mezhepsizlerin, telfik-i mezahip taraftarlarının, BOP'çuların, Fazlurrahmancıların, kâfirleri cennete sokan Diyalogçuların... Resmî ideoloji safsataları ile dolu kitaplar... Evrim teorisini hak ve doğru gösteren hezeyannâmeler... vesaire vesaire...

Fransa'da bir müessese "Çay dersleri" veriyormuş. Konu: Çay nedir? Dünyada kaç çeşit çay vardır?Çay nasıl harman edilir, nasıl hazırlanır, nasıl içilir?

Gönül arzu eder ki, bizde de çocuklara, gençlere, bütün halka "kitap ve okuma dersleri" verilsin.

Bendeniz, yaşadığım için çok iyi biliyorum:

İyi kitap, çok iyi ve sadık bir arkadaştır.

İyi bir kitap, bazen okuyanın ebedî hayatının kurtulmasına vesile olur.

Kitap gevezelik ve zevzeklik yapmaz. Açarsın okursun, kapattığın zaman ağzını kapatmış olursun.

Önemli konulardaki bazı kitapları, ehil ve uzman bir hocanın dizi dibinde okumak gerekir.

Kitapla ilgili âfetler şunlardır:

1. Bir konuda hiç kitap bulunmaması.

2. O konuda kitap çıkmış ama satılmıyor, alınmıyor, elde kalmış.

3. Kitap satılıyor, fakat okunmuyor.

4. Okunuyor, mânâsı doğru dürüst anlaşılmıyor.

5. Mânâsı anlaşılıyor, hayata uygulanmıyor.

Bizde şu anda piyasada (bazılarının nüshaları tükenmiş) 30 bin çeşit dinî ve ahlâkî kitap varmış. Bunların 10 bininin faydalı olduğunu farz etsek, şayet bunlar okunmuş, mânâları anlaşılmış ve hayata uygulanmış olsalardı, Türkiye şimdiye kadar çoktan kurtulmuş olmaz mıydı?

Kurtuluşa vesile olan kitabın ille de ciltli, büyük, mufassal bir eser olması gerekmez. Bazen kırk elli sayfalık bir broşür veya kitapçık bile insanın uyanmasına ve kurtulmasına vesile olur. İmamı Gazalî Hazretlerinin "Eyyühe'l-Veled", İmamı Birgivî Hazretlerinin "Vasiyetname" adlı eserleri böyledir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi