Biz kendi kendimize yeteriz
Cümle Başbakan Erdoğan'a ait. Katar ve Kuveyt seyahati sırasında Başbakan’ın İslam dünyasına seslenişinde kaydedilen bu cümle geri dönülmez bir yolun eşiğinde miyiz sorusunu da beraberinde getiriyor. Uzunca bir süredir AB ile olan temasları günden güne limoni hale gelen, adeta ilişkilerini minimuma indiren, karşı tarafın kriterlerini kızağa çeken Türkiye, devletin en tepesinden böyle bir ifadeyi kullanmada herhangi bir beis görmeyince ister istemez ufukta neyin veya nelerin görünebileceğinin de hesabını yapanların sayısı artıyor. Gerçi işi Avrupa Birliği'ne giriş prosedürünü yürütmek olan bir bakan var ama o cenahta sular durulmuş gözüküyor uzunca bir süredir. Anlayacağınız prosedür ağır aksak bile işliyor denemez şu günlerde.
Bir de bunun üstüne Almanya Şansölyesi Angela Merkel'in sert çıkışı da eklenince Erdoğan gibi düşündüğünü söylemekten pek de imtina etmeyen bir lider de haliyle patlıyor. Hem de Ortadoğu'nun tam ortasında. Dünyanın en zengin ülkesi Katar yolunda. Bir taraftan da adeta omuz silkerek... kimin size ihtiyacı var ki! Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için dercesine...
Başbakan henüz ülkeye dönmeden Amerika'nın saygın yayınlarından biri Foreign Policy, Türkiye'yi Ortadoğu'nun yeni hakimi ilan ediyor. FP'ye göre Erdoğan da en popüler lider. Davos'tan Mavi Marmara'ya giden süreçte İslam dünyasının Müslüman ülke liderleriyle ilgili yerleşik yargılarını sarstı Erdoğan. Bizim bildiğimiz Ortadoğu'da lider dediğin ancak Avrupa ve ABD'nin önünde el ovuşturur, alttan alır, sırt sıvazlar. Ne pahasına? Halkının onuru pahasına. Halkının suyu, ekmeği pahasına. Halkının Allah vergisi hakları pahasına. Lider deyince Müslümanın anladığı kendine zulmedenle, düşmanıyla kol kola resim veren devletlulardır
. Öylesine kanıksanmıştır ki bu durum içselleştirilmiş, normatifleşmiştir. Olması gereken budur yani. Sanki başka yolu yoktur... Belki de bu biraz da halkın haktan, adaletten uzak bu ahval ve şeraiti kendince hazırladığı savunma mekanizmasıyla bertaraf etme çabasının ürünüdür. Norm budur. Böyle olmalıdır. Lider dediğin höt der ama demesi gerekene değil kendi halkına der. Batılı Beyaz Adam'a gülümser.
Şimdi bir adam çıktı, dokunulmaz İsrail'e dokunuyor. Aslında yaptığı yadırganacak bir şey değil. Hepsinin yapması gereken. Geciktirilen. Olması gereken de bir türlü olamaz hale düşen. Ne yapıyorsun sen, zulüm bu diyor. Dünya şaşkın seyrediyor. Reel politike aykırı çünkü. Dünyayı kasıp kavuran realizme ters düşüyor çünkü. Onun çürütücüsü idealizmin tezahürü çünkü. En popüler lider o olmasın da kim olsun!
İşi İsrail'e set çekmekle bitmiyor. Doğu bizden sorulur konumuna yavaş yavaş ama emin bir şekilde yerleşiyor. Realizm bu noktada devreye sokuluyor. Her ülke kendi 'milli' çıkarları doğrultusunda hareket eder ya, Erdoğan da onu yapıyor. Şaşırmak niye?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.