Yeni bir yıla girdik.. Ergenekon davası konusunda artık karar aşamasına gelindi..
Ama hâlâ bu işte birçok karanlık nokta var.. Mesela işin Ankara ayağı nedense bir türlü çözülmüyor..
Birtakım bu işe kıyısından köşesinden bulaşmış adamlar da içeride sanki.. Birileri dışarıda, onlar içeride.. Haberal hâlâ hastanede.. Bunu anlamak kolay değil..
Bu işin içinde ABD’nin olduğu çok açık.. ABD sanki, ordu içindeki kendi karşıtlarını da bu vesile ile temizlemek istiyor gibi bir manzara çıkıyor ortaya..
Tamam, Ergenekon davası ciddi bir dava. Böyle bir yapı var, ama sanki birileri, kurunun yanında yaşı da yakmak istiyor gibi bir hava var..
Bu konulara bir açıklık getirmek gerekiyor..
Önümüzdeki günlerde ister istemez, geçen süre itibarı ile birtakım kişilerin tutukluluk halleri kaldırılacak.. Artık karara gidilmesi gerek.
Ve bana göre elde edilen bilgi ve belgelere dayalı olarak yeni davaların açılması gerek.
Mesela şu kozmik oda soruşturması ne oldu? Hani şu Amerikalıların da merak ettiği Arınç’a suikast planı ve kamyon dolusu el bombalarının akıbeti?..
Özal suikastı dosyası açılıyor, Cem Ersever dosyası açılıyor, Eşref Bitlis dosyası açılıyor..
Muhsin Yazıcıoğlu dosyası zaten hiç kapanmadı..
Gelinen noktada bir sürü boşluk, ihmal, karanlık nokta olmasına rağmen, sanki helikopter kazasının normal bir kaza olduğu, ama kazadan sonra birilerinin devreye girip, kurtarma işini engellediği, en azından geciktirme çabası içine girdiği, yani Yazıcıoğlu’ndan kurtulmak için bu kazayı kullandığı gibi bir kanaat giderek güç kazanıyor..
Yazıcıoğlu’ndan kurtulmak isteyenler arasında Ergenekoncular da var, polis içinde, asker içinde birileri de var..
Orada Yazıcıoğlu’nu kurtarmaya giden bir askeri helikopterin düştüğü ve can kaybı olduğu iddiası da var.. Mesela ABD-Ergenekon ilişkisi hep es geçiliyor. Hatta Ergenekon’un ABD karşıtlığı üzerinde duruluyor..
Ha! Tabii, şöyle bir durum var: ABD bu adamları gözden çıkarttı, bunlar da Amerika’ya karşı çıkmaya başladılar.. Ama gidip İsrail’den destek istediler.. En azından Çetin Doğan’ın damadı üzerinden Amerikan Yahudi Lobisinin şahinler kanadı ile dirsek teması içinde olduğu ileri sürülüyor. Hatta İsrail kendi işbirlikçilerine baskı yaparak darbe yapmaları çağrısı da yapıyor.
Bunun neresi ulusalcılık?
Ergenekon-İsrail ilişkisine dair fazla bir şey çıkmadı ortaya..
Bunların Amerikan karşıtlığı da sahici bir karşıtlık değil. Bunları yetiştiren, silahını veren, parasını veren ABD değil sanki.. Şimdi Amerika’ya kafa tutmalarının sebebi ABD’nin soğuk savaş sonrası bu kontrolden çıkan, mafialaşan çetelerden kurtulmak istemesi. Aynı zamanda ABD bundan sonra yoluna ılımlı İslamcılarla devam etmek istiyor. İşte asıl kavga da bu noktada çıkıyor..
ABD’nin içindeki şahinler kanadı da bu ılımlı İslam’ın desteklenmesine karşı.
Bu yıl, özellikle de şu Balyoz davasının ardından yeni bilgi ve belgelerin ortaya çıkması kaçınılmaz görülüyor. Bakarsınız Mumcu suikastı ile ilgili bilgi ve belgelere ulaşılır..
Daha bu işin mediadaki, iş dünyasındaki, siyaset ve bürokrasi, STK içindeki uzantılarının kapısı çalınmadı.. Bu konuda daha İstanbul dışına pek çıkılmadı. Biraz Erzincan’a uzar gibi oldu kaldı. Daha Ankara dosyası açılmadı.. Darbe başkentte yapılır. Ankara’dan ses yok. Diyarbakır’dan ses yok. İzmir’den ses yok, Adana’dan, Malatya’dan, Trabzon’dan, Afyon’dan, Balıkesir’den ses yok..
Altı ay bir güz gittik ama daha bu derin konularda asıl gidilmesi gereken menzile göre bir arpa boyu bile yol almadık..
Yeni bir dönem başlıyor.. Madem birileri teslim olmamakta kararlı, o zaman birileri bunların inadı kırılana kadar yeni sanıklar, yeni tanıklar, yeni bilgi ve belgeler servis etmeye devam edecek..
Bana kalırsa kritik eşik aşılmasına aşıldı ama, henüz daha yolun başındayız..
Balyoz davası henüz yeni başlıyor.. Gölcük’te ele geçen belgeler Balyoz iddianamesini doğrular nitelikte.. Ama hâlâ işin ucu daha Ankara’ya ulaşmadı. Daha petrol kaçakçılığı dosyası açılmadı. Kürt Ergenekonu deşifre edilmedi. Düne göre önemli mesafeler katedilse de, daha önümüzde uzun ince bir yol var.
Selam ve dua ile..