Şevk ve heyecan içinde olmak
Allah Kur'an'ın pek çok ayetinde şevkin önemine dikkat çekmiş ve müminlerin şevkte sınır tanımadan birbirlerini teşvik edip güçlendirmelerini tavsiye etmiştir. "... Müminleri hazırlayıp-teşvik et..." (Nisa Suresi, 84) ayetiyle de emredildiği gibi, inananları şevklendirmek Kur'an ahlakını yaşayan insanlar için önemli bir ibadettir.
Şevk ve heyecan, aslında herkesin çok yakından tanıdığı ve çoğu zaman yaşadığı duygulardır. Ancak toplumun genelinde yaşanan şevk anlayışıyla, Kur'an ahlakının kişiye kazandırdığı şevk arasındaki belirgin bazı farklılıklar bulunmaktadır.
Müminlerin yaşadığı şevk ve heyecan, cahiliye toplumunda hakim olan "çıkarlara dayalı şevk" anlayışından çok farklıdır. İnananların şevkleri Allah'a olan sevgilerinden ve bağlılıklarından kaynaklanmaktadır. Onlar sevgilerini cahiliye toplumu gibi tutkuyla dünyaya değil, kendilerini yoktan var eden, rızıklandıran, yaşatan, sonsuz merhametli ve şefkatli olan Allah'a yöneltmişlerdir.
Allah'a duydukları sevgi ve bağlılığın neticesi olarak da, hayatları boyunca Allah'ı hoşnut etmek için çaba harcarlar. Allah'ın rızasını kazanma isteği müminlerin en önemli şevk ve neşe kaynaklarıdır. Allah'ın rızasını kazanabilme ve Allah'ın müminler için hazırladığı cennete kavuşabilme arzusu, onlara bitmez tükenmez manevi bir güç ve şevk kazandırır.
Zira her ne olursa olsun, bir ömür süresince hem de hiçbir kuşkuya kapılmadan inandıkları değerler uğrunda çaba harcamaları ancak imanın kazandırdığı şevkle mümkün olabilmektedir. Allah'a karşı beslenen saf ve kuşkusuz iman, müminin Rabbimizin rızasını kazanmak için var gücüyle gayret göstermesine neden olmaktadır.
Müminler, Allah'ın rızasını kazanmayı yaşamlarının asıl amacı edinerek, tüm güçleriyle bu uğurda çaba harcayan kimselerdir. Allah Kur'an'da onlardan "Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cehd eden", yani "çaba harcayan, gayret eden" kimseler olarak bahsetmektedir. Çünkü tüm hayatlarını Allah'a adamış, Allah'ın rızasına, cennetine karşılık sahip oldukları maddi manevi herşeylerini ortaya koymuşlardır.
Tek Vekil Allah'tır
İnananların Allah'a karşı güçlü ve kararlı bir teslimiyet gösterebilmelerini ve her ne zorlukla karşılaşırlarsa karşılaşsınlar yılgınlığa kapılmadan "Rabbimiz bize yeter" (Al-i İmran Suresi, 173) diyebilecek bir ruha sahip olabilmelerini sağlayan çok önemli bir özellikleri vardır: Allah'ın rızasını kazanma şevki.
İmanın kazandırdığı bu şevk insanın hem bedensel hem de zihinsel kapasitesini olabilecek en yüksek seviyeye çıkartan ve böylece kişinin, hayatını her an, hep en güzel ve en huzurlu şekilde yaşamasını sağlayan bir güçtür. Allah sevgisinden kaynaklanan bu heyecan, inananlara büyük bir manevi kuvvet ve yine şiddetli bir dayanıklılık ve direnç verir. Çelik gibi bir irade, gözüpek ve yiğit bir karakter kazandırır. Müminler bu imani güç sayesinde her zorluğu en güzel şekilde göğüsleyebilir ve şartlar her ne olursa olsun tüm güçleriyle Allah'ın rızasını kazanmak için gayret sarf etmeye devam ederler.
Allah Kur'an'ın pek çok ayetinde şevkin önemine dikkat çekmiş ve müminlerin şevkte sınır tanımadan birbirlerini teşvik edip güçlendirmelerini tavsiye etmiştir. "... Müminleri hazırlayıp-teşvik et..." (Nisa Suresi, 84) ayetiyle de emredildiği gibi, inananları şevklendirmek Kur'an ahlakını yaşayan insanlar için önemli bir ibadettir.
Bu ayetin işareti doğrultusunda müminler hayatlarının sonuna kadar her an daha da artan bir şevke sahip olmalıdırlar. Müminin amaçlarından birisi de, tüm inananlara şevkin ne kadar büyük bir nimet ve müminlerin gücüne nasıl güç katan bir özellik olduğunu göstererek onları daha da şevklendirmektir. Aynı zamanda da şevkin, şartlar her ne olursa olsun müminleri başarılı kılan önemli bir sır olduğunu açıklamak, sabırla ve tevekkülle zorluklara göğüs gerip şevklerini yitirmeyenlere vaat edilen güzellikleri müjdelemektir. Allah'ın çağrısına uyarak müminleri hazırlamak, teşvik edip şevklendirmek ve onlara "eni göklerle yer kadar olan cennete kavuşmak için yarışmalarını" (Al-i İmran Suresi, 133) bir kez daha hatırlatmak şüphesiz Allah'ın razı olduğu işlerdendir. (Harun Yahya, Kur'an'da Şevk ve Heyecan)
Ayrıca Allah'ın bildirdiği gibi "yarışıp öne geçenlerden" olmak varken, kendilerine "orta bir yol" tutan ve dinini bu şekilde yaşamayı yeterli gören kimseleri de, böylesine büyük bir nimetin varlığını hatırlatarak harekete geçirmek çok önemlidir.
Aşağıdaki ayet müminlerin kalplerinde yaşadıkları şevki çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır:
"Mümin olanlar, ancak o kimselerdir ki, onlar, Allah'a ve Resulü'ne iman ettiler, sonra hiçbir kuşkuya kapılmadan Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cehd ettiler. İşte onlar, sadık (doğru) olanların ta kendileridir." (Hucurat Suresi, 15)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.