Bir “bayram” böyle geçti!
Kutlu Doğum, kasden mi 23 Nisan’a denk getiriliyor gerçekten? Hay Allah, aynı Diyanet, Burdur’da kısa devre erlere laiklik dersi vermiyor mu? Diyanet görevlisine laiklik dersi verdirmeyi dünyada ancak bizimkiler akıl eder herhalde.. Her şey fıkra gibi.. Diyanet görevlisi de, emir komuta zinciri içinde verilen görevi hakkıyla yerine getirmiştir eminim..
23 Nisan’da Hakan Şükür'ün, Pazar günü oynanacak FB-GS maçı için “Kutlu Doğum Haftası’na yakışan bir derbi olsun” ifadeleri ile başlayan tartışma, resepsiyon krizi ile renklendi.. Rejim krizine döndü..
23 Nisanlarla insan mutlu olamıyor.. çocukça işler yapılıyor çünkü.
Bu 23 Nisan’ın başka gündemleri de vardı.. CHP’nin yolsuzluğu, CHP’ye haksız üye kaydı, CHP kongresi ile ilgili parti içi muhalefetin ileri sürdüğü iddialar..
Bu arada Amerika’daki CHP’liler toplanıp Rice’a mektup yazmışlar ve “AK Parti kapatılsın” demişler..
Milli Egemenlik ve çocuk Bayramı’ydı dün değil mi?
Yine darbe, yine çete, yine parti kapatma tartışmaları..
çankaya krizinin yaşandığı günlerle ilgili bir gelişme daha vardı.. Tansel çölaşan’ın erkek kardeşi, o zamanki Anayasa Mahkemesi Başkanı ile evliymiş.. “Minik kuş” hikayeleri yani..
Başörtüsü Nazi üniformasına mı benziyor ya da yeşil sosyetenin makyaj malzemesi mi?
öymen’e sormak gerek, “Anadolu yaylalarında, çıplak ayakları ile şaraplık üzüm ezen Normandiya köylülerini arayan” kimdi, ya da Adolf Hitler’in rejim hakkındaki düşüncelerini 10. Yıl albümüne almayı kim akletti? Kimlerin kartvizitlerinde “führer” yazıyordu mesela, ya da Hitler tipi bıyık bırakanlar kimi taklit ediyorlardı? Bıyık ya da favori, kravat da “siyasi simge” olamaz mı! Erkeklerin kulaklarına küpe takmaları, punk saçlar, hatta dinlediğiniz müzik, kızların etek boyu, göbek dekoltesi..
Mussolini rejimine hayranlığını ifade ederken “terbiye diktatörlüğü” yorumu kime aitti?. Bizim kara gömlekli, Grized giydirilmiş, “dağbaşını duman almış” diye şarkılar söylettirilen yavru kurtlar neyin nesi idi? Şapka siyasi simge değil mi mesela? Ya da kipa!
İngiliz The Financial Times gazetesinde, AK Parti ile ilgili kapatma davasının konu edinildiği haberde ODTü Rektörü Ural Akbulut'un, “Eğer din üzerinde kontrol olmazsa, Türkiye'nin modern laik demokrasisine alternatif radikal İslâmi bir diktatörlük olurdu. Bu yüzden biz laikler ılımlı İslâm’dan bile korkuyoruz” sözleri yer almış. İyi mi.. Günün haberi bu!
Milli Egemenlik Bayramı’nda İngiliz dergisinden çarpıcı bir yorum: “85 yıldan beri devlet otoriter ve çoğulculuğa karşı durmaya devam ediyor!”
çoğulculuğa ve çoğunluğa karşı bir devlet!
Sormak gerekmez mi, nasıl bir devlet bu?
Hakimiyet kayıtsız şartsız kiminmiş?
Neyse, şimdi önümüzde CHP kurultayı var!
CHP’de Baykal’ı devirmek neredeyse imkânsız! İkinci bir aday, kürsüde delegelerin sıraya girip yüzlerce üyenin teklifi ile mümkün olabiliyor.. Zaten delegelerin nasıl seçildiği belli..
Ama bu iş bu gidişle mahkemede bitecek gibi..
Kavga çıkacak.
Aslında Baykal’ın işi bitti. Oyun bitti, miadı doldu, rolü bitti. Ama o hâlâ oyunun devam etmesini istiyor. çünkü işsiz kalacak..
Türkiye’de siyaset bir oyun.. Oyuncular rollerini ciddiye alıyorlar..
Baykal’ın işi Kürt ve Alevilerin parti ile bağlarını kopartmak ve CHP tabanının gençlik örgütü ile, sendikalarla ve sol örgütlerle bağını zayıflatmaktan ibaretti.
Bu görevi başarı ile yerine getirdi. Artık Halkevleri bile CHP’nin değil.. ADD ve çYDD ile bile fazla bir paralellikleri yok.
CHP’nin ideoloji, misyon ve örgüt olarak artık sonlandırılması gerekiyor. Bugün Türkiye’de varolmayı haketmeyen tek parti CHP’dir.. CHP ayrıcalıklı, imtiyazlı, istisnai bir yapıdır ve hiçbir demokratik ülkede böyle bir parti olamaz..
CHP, bugünkü haliyle faşizme en yakın olan partidir. Sol, sosyalist, sosyal demokratlar için utanç vesilesi olarak kabul edilmektedir..
CHP yöneticileri bu gerçeği görüp kendileri bu işi sonlandırırlarsa daha iyi olur. Yoksa bu yapının bu şekilde devam etmesi söz konusu değil. Kim gelirse gelsin, bu yapı devam edemez.. Gün geçtikçe de problem artar..
CHP deşifre olmuş bir partidir.. Kamu vicdanında meşruiyetini yitirmiştir.. Bugün sahip olduğu oy, AK Parti’ye karşı gayri memnunların büyük çoğunluğunu ifade etmektedir ki, onların da çoğu bu süreçte gerçekleri görüp, derin gerçeklerin farkına varıp CHP’den uzaklaşmışlardır..
Baykal’ın öfkeli demeçleri, aslında iktidarın icraatlarından çok kendi içindeki çaresizliğin bir dışa vurumundan başka bir anlam taşımıyor..
Bu 23 Nisan’da gerçekler biraz daha gün yüzüne çıktı..
CHP, Hürriyet, Vatan, Cumhuriyet.. STK’lar, yüksek yargı vesaire..
İyi oldu iyi! Bu vesile ile millet neyin ne olduğunu öğrenmiş oluyor! Kim kimdir, bu vesile ile öğrenmiş oluyoruz..
Selam ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.