CHP kongresi... Mağlup sayılır bu yolda galip
Hafta sonu CHP’de kongre var.
Medyada “Kongreyi bir basın ordusu izleyecek” türünden “gaza getirici” haberler yapılsa da, aslında kimsenin kongreden mütevellit bir merak veya heyecan duyduğu yok.
Sonucu belli bir kongre çünkü.
Kongre canavarı Baykal, bir kere daha karşısına kim çıkarsa “yiyecek”.
İlle de bir meraktan söz edilecekse, bu, belki kongrenin “olaysız” geçip geçmeyeceğiyle ilgili olabilir.
Malum, en son Mustafa Sarıgül’ün Baykal’ın karşısına çıkmaya “cüret ettiği” kongre hayli “olaylı” geçmişti.
Belirlenen saatten çok önce, gece yarısı aniden açılan salona Baykal yanlıları doldurulmuş, kimin delege kimin izleyici olduğunun birbirine karıştırıldığı tuhaf bir oylamayla Baykal yanlısı Şinasi öktem Divan Başkanı seçilmiş, Sarıgül ve eşi bir ara Genel Merkez yanlılarının sopalı ve sandalyeli saldırılarına maruz kalmış, Baykal, 3.5 saatlik konuşmasının tamamını Sarıgül hakkındaki suçlamalarına ayırırken, memleket sorunları hakkında tek söz etmemişti.
Kongrenin ardından bir de ihraç mekanizmaları devreye girdi falan.
Baykal, bu kongrede daha da rahat.
Karşısına çıkacak adaylar öncelikle delegelerin yüzde 20’sinin imzasını toplamak zorunda.
Baykal açısından “delege vaziyetleri” zaten sağlam.
Kongrelerin hepten sorunsuz geçmesi adına, öylesine Baykalcı bir delege yapısı oluşturulmaya çalışıldı ki, delege seçimleri birçok yerde mahkemelik oldu.
Genel Başkan adayları birçok yerde partinin il binalarına bile sokulmadı.
Şimdi bazıları, “Hangi partide parti içi demokrasi var ki? Hangi partide liderleri değiştirmek kolay ki” diyebilir.
İyi de, Baykal’ın durumu çok farklı.
çünkü Baykal sürekli yeniliyor ama kongreleri de sürekli kazanıyor.
Hatta CHP gibi köklü bir partiyi barajın altına düşürüyor ama düşük profilli bir kişinin liderlik ettiği kısa süreli bir ara dönemin ardından bir de bakıyorsunuz; gene partinin başında!
Hem de “özlemiştik!” sloganları eşliğinde.
Hangi lider Baykal kadar seçim kaybedip de bu kadar çok kongre kazanmıştır; bir örnek daha var mı?
Kuşkusuz, CHP’de yaşanan sıkıntıyı lider sorununa ve Baykal’a indirgemek, haksızlık olur.
Baykal, esas sorunun sadece bir unsuru hatta sonucu.
CHP’nin halkla buluşamamasının nedeni daha derinlerde ve ideolojik.
Emek sermaye çelişkisine dayalı bir siyasi zeminden tüm zayıf ve ezilmişler adına politikalar üretmek yerine, Kemalizm ve 18. yüzyıl pozitivizmi sentezinden zorla bir solculuk devşirme gayreti.
Yoksulluğun, işsizliğin, gelir dağılımında adaletsizliğin yaygın olduğu, temel hak ve özgürlükler alanında birçok sıkıntının yaşandığı bir ülkede halka laiklik dışında hiçbir şey söylemeyen bir partinin solculuğuna, sosyal demokratlığına kim inanabilir?
Acı gerçek ortada; Baykal hangi kongreyi kazanırsa kazansın “Deniz” bitti artık.
Sağ iktidarlara yönelttiği bütün eleştirileri “rejim sorunu” temelinde ele alan, halkın inanç ve duygu dünyasıyla hiçbir bağ kuramayan, sadece tuzu kuru ve elitist kesimlerin kafa salladığı söylemlerle siyasette gidilecek yer kalmadı.
Tıpkı “kabakzede” adamın öyküsündeki gibi;
Adamın biri bir süreliğine görev yapmak amacıyla bir köye gitmiş. Onu ilk misafir edecek köylü “Efendim acaba yemeklerden ne seversiniz” diye sormuş.
Adam da etrafta bostandan henüz getirilmiş taptaze kabakları görünce “Kabağı pek severim” demiş.
Bunu duyan diğer köylüler de artık misafire “kabak” dışında yemek çıkarmaz olmuşlar.
Günde 3 öğün kabak…
Nihayet, adam patlamış:
-Ey ahali, sabah kabak akşam kabak, canda takat kalmadı!
Baykal da yıllardır sabah “rejim elden gidiyor” akşam “laiklik” muhabbeti yapıyor.
Halk da bıktı, yazarlar ve aydınlar da bıktı.
Bu nedenledir ki son dönemlerde “Artık CHP’den umudu tamamen kestim” yazısı yazanlar, “Bu bina tamirat kaldırmaz artık. Yeni bir bina inşa etmek lazım” diyenler çoğaldı.
O kabakzade, halk kabakzede.
Evet, CHP’de kongre var hafta sonu.
Baykal çıkıp yine gerginlik, polemik ve öfke dolu bir konuşma yapacak.
Cumhuriyetin kazanımları, laiklik vs.
Baykalcı delegelerden çılgın alkışlar…
Arada birbirine “Ne güzel konuşuyor liderimiz, ne güzel laf sokuyor!” kıvamında bakıp gururla gülümseyenler…
Sonra?
Baykal gene kazanacak.
O kazanacak, sol kaybedecek.
O kongre kazanacak, sağ partiler ise seçim.
O halde ünlü sözü tersine çevirmenin zamanıdır artık;
Mağlup sayılır bu yolda galip.
----------
münaşaka
Rusya’nın en çok izlenen televizyon kanalı ORT, “Türkiye’nin Rusya’yı parçalamak istediğini” iddia etmiş.
Bence Ruslar palavra sallıyor.
Biz daha kendi ülkemizi bile parçalayamamışken…
----------
sözünözü
Artık solun arkasında efsane örgüt tabanı yok. Olamaz da. çünkü idealist halk çocukları çoktan tükenip gitti. Şimdi Yüksek Yargı’nın gölgesinde çakırkeyif nutuklar atıp, laikçilik sopasıyla varoş sakinlerini döven elitist bir zümre var. (Ekrem Dumanlı)