Mardin'den görünen Türkiye

Mardin'den görünen Türkiye

İki ay aradan sonra tekrar Mardin'deyim. Bu yazıyı da, Midyat Zaman Gazetesi Temsilciliği'nden yazıyorum.


Türkiye'nin derinliğini hissedebilmek ve değişenleri gözleyebilmek için çok elverişli bir Türkiye manzarası önünüzde.

Türkiye değişiyor. Bu toprakların binlerce yıllık tarihinde belki de ilk defa çevre merkezi değiştiriyor. Payitahtın veya merkezin sürüklediği bir değişim değil bu. Çevre, taşı sabırla hamura çevirmiş ona şekil veriyor. Bu topraklara özgü, ama geçmişte ağırlığını koyamamış yeni bir sentez vücut buluyor.

Medeniyet taşa kazınınca kalıcı oluyor. Mardin'in Midyat'ın taşına şekil vermek çok zor değil, ama yine de emek, daha önemlisi güçlü bir mimarî duygusu gerekli. Sağlam bir perspektifinizin, inşa edeceğiniz binanın bütününü görecek bir hayal gücünüzün ve her türlü zorluğa katlanacak sabır ve tahammül duygunuzun olması lâzım. Aynı mimarîyi, taş yerine insanla yaptığınızı düşünün.

Son 20 yılın eseri olan yepyeni bir mimarî elinizi dokunacağınız, gözle göreceğiniz kadar müşahhas biçimde karşınızda. Toplumun kimyası, yeni bileşenlerin devreye girmesi ile bütünüyle değişiyor. Öğretmenlerden ve eğitimden bahsediyorum. İdeallerini sırtlayıp yola çıkan fedakâr öğretmenler, Türkiye'nin batısından, kuzeyinden gelip buraları yurt edinmişler. Enerjilerini, dikkatlerini kuyumcu titizliğiyle işlerine vermişler. Tek santimetrekare boşluk bırakmadan insan malzemesini elden geçiriyorlar. Biçim verdikleri her parçayı üst üste, yıllar öncesinden kararlaştırılmış bir mühendislik projesine uygun olarak üst üste yerleştiriyorlar. Ortaya bir şaheser çıkıyor. Yeni Türkiye'nin göz alıcı ruhu bu şaheserde görülüyor. Sadece Türkiye'de mi? Hepsinin ellerinden tek tek öpmemiz lâzım. Demek ki oluyormuş. Hayaller akıl ve ferasetle birleşip bir iradeye dönüşünce ve bu irade hükmünü yürütecek enerjiyi seferber edince, en küçük bir emeğin karşılığı bile misliyle geri dönüyormuş.

Mardin'e, Akademi Mardin'in bir atölye çalışması için, Mardin Valiliği'nin davetlisi olarak geldim. İl merkezi ile, Nusaybin ve Kızıltepe'den gelen çok yetenekli lise öğrencileri ile karşılıklı konuştuk. Önceki hafta da İstanbul'un ilk sırada yer alan liselerinden gençlerle konuşmuştum. Hem bir karşılaştırma yapma hem de Türkiye'nin bu bölgesine has yenilikleri anlama fırsatı buldum. İstanbul'un yetenekli gençleri kendi zekâlarının ve büyük şehrin ürünü. Mardin'de ise öğretmenlerin eseri. Bir sihirli el bu gençlere değmeseydi, onlar büyük hayallerin peşine düşmeyeceklerdi. Bir insanın bütün hayatı boyunca başına konabilecek en büyük mucize, iyi bir öğretmenle karşılaşmakmış. Mardin'de bu mucize yeni yetişen nesle sık sık tedadüf ediyor. Eğitim sistemi, ağır yükleri altında hareketsiz. Ama gönül işi bir öğretmenlik mesleği, meslek değil hizmet aşkı, eğitim aracılığıyla yeni bir Türkiye toplumu oluşturuyor. İnsanların belli beceriler kazanması değil, birlikte yaşama, ortak değerler etrafında toplumu seferber etme gibi çok ağır sorumluluklar üstlenmiş öğretmenler. Belki çoğumuz farkında değiliz. Türkiye'nin son zamanlarda başına gelen hoş gelişmelerin hiçbiri tesadüf değil, doğrudan bu bilinçli çabaların ürünü.

Mardin Türkiye'nin Güneydoğu'sunun bir özeti gibi. Umudun oluşturduğu sükûnet ve güven duygusu meyvelerini vermeye başlamış. Havada bile bir enerji hissediliyor. Toplumdan, çok güçlü bir barış ve istikrar talebi yükseliyor.

Bir de artık Mardin gençlerinin hayallerini gerçekleştiren bir Türkiye'yi gözünüzde canlandırın. Mardin, geleceğimizin emin ellerde olduğunu ve bu güzel ülkenin yeni mucizelere hazırlandığını gösteriyor. Düşünen, hayal eden, karar veren ve emeği geçen herkesten Allah razı olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi