Türk Telekom Arena'da ilk resmi maç olması ve geçen hafta yaşanan olaylar düşünüldüğünde Galatasaray seyircisi için bir sınavdı açıkçası dün geceki karşılaşma. Gerçekten de yaşanan tüm olayları geride bırakıp sadece Galatasaray'ı düşünerek coşkuyla takımlarını desteklediler. Konsantrasyonu müthiş yüksek bir maç oldu.
Önce onu söyleyelim. Galatasaray müthiş coşkulu, arzulu, sıkı ama organize değildi. Sivas için de aynı şeyleri söyleyebiliriz. Diri bir takım. Ama öndeki oyuncularının uyum sorunu var. Bunu atlattıklarında başarılı sonuçlar alacakları kesin. Galatasaray kaliteli hücum yapmıyor. Telaşlı hücum yapıyor.
İlk yarıda, özellikle ilk 10 dakikadan sonra 4-3- 3 oynayan Galatasaray maçı tek kaleye dönüştürdü. Ama soldan Emre'nin ortasında Kazım'ın dokunamayıp Yekta'nın auta vurduğu fırsat dışında pozisyon bulamadı. İkinci yarıya da Galatasaray çok coşkulu başladı. 10 dakika sonra hala rakibi çözemeyince, Hagi bu kez Emre Çolak- Stancu değişikliğine gitti.

SAHANIN EN İYİSİ SERVET ÇETİN'Dİ
Stancu'yu Schuster'in Nobre'yi kullandığı gibi Kazım'a destekçi olarak arkasında oynattı. Sola Yekta'yı, sağa Barış'ı koydu. Culio'yu da Ayhan'ın yanına çekip 4-2-3-1'e döndü. Coşku bu kez pozisyonlar getirmeye başladı. Galatasaray, sahanın en iyi oyuncusunun, yani Servet'in başlattığı hücumla golü de buldu. İkinci yarıda Barış'ı beğendim. Sivas takımı 0-0 iken aynı pozisyonda iki tane yüzde yüz neti kaçırdı. Bunu yaparsan, rakibin de Galatasaray ise o pozisyonu çok ararsın. Hagi öne geçtikten sonra Mustafa Sarp'ı hazırlarken skoru korumak için Kazım-Yekta-Culio üçlüsünden birini çıkaracaktı. Bu kadar puan geride olan, bir yandan gelecek sezona hazırlanan bir takım için çok doğru bir hamle olmayacaktı bence.

YÜKSEK TEMPOYA HAKEMİN KATKISI
Ayhan Akman sürpriz bir şekilde sakatlanınca değişikliği onunla yaptı. Maçın tempolu olduğu kesin. Kalitesinin düşük olduğu da kesin. Ama bu tempoda her iki takımın coşkusu kadar hakem Kuddusi Müftüoğlu'nun yönetiminin payı olduğu da kesin.