Taraflı tarafsız olarak herkes, sezon başından beri Galatasaray için en sıkıntılı deplasman olarak görüyordu Ordu'yu... Rakip evinde bu yıl hiç kaybetmemiş, güvenli bir takım. Tabii bunun sebepleri önce kulüp yapısından geliyor. İyi yönetilen, doğru transfserler ve doğru harcamalar yapan bir kulüp. Oyuncular hep mutlu, problemsiz. Geçen sene Cuper'i getirdiler. Biraz daha hedef büyüttüler. Bu ligin blok halinde iyi savunma yapan nadir takımlarından bir tanesi... Önde oynayan iki oyuncusu da (Hasan Kabze-Stancu) yetenekli, her an her şeyi yapan oyuncular. Zaten her an her şeyi yapan oyuncu stiliyle birer gol attılar.
G.Saray, Şampiyonlar Ligi'nde Braga ile Salı günü oynayacağı önemli maç öncesi konsantrasyonu çok düşük başladı. İlk golü taçtan yediler desek yeridir. Uyudular. Tabii ki Hasan Kabze'nin becerisi de önemli burada. Orduspor, bu golle ilk yarıyı bitirdi. İkinci yarıya da tabeladaki üstünlük sayesinde moralli başladı. Ani çıkışlarla da birçok pozisyon buldu.
İkinci yarı Galatasaray'ı bekleyen en büyük tehlike önde oynayacakları için çabuk adamlara karşı özellikle Cris'ten dolayı pozisyon verme olasılığıydı. O da oldu zaten. Cris'in "Hazır değilim" mazereti olabilir ama Galatasaray gibi önde baskılı oynamak isteyen bir takım için çok ama çok ağır. Ben açıkçası devrede önde değil, arkada Cris-Dany değişikliği bekliyordum. Tabii ki gerideyken öndeki oyuncular değişir ama önde daha rahat hücum yapmak, risk alabilmek için bence Dany'e ihtiyacı vardı Galatasaray'ın... İki dakika arayla iki etkili silahını oyundan çıkarınca (bence erken aralıkla yaptı değişiklikleri), oyun Ordu ceza sahasına yığıldı. Galatasaray kötü oynadı. Ordu hem güvenli bir takım hem de iyi mücadele ettiler. İyi oynadılar. Kelime karşılığı doğru oynadılar. Topun olduğu bölgeye ikişer üçer kişi baskı yapıp hemen hemen hiç hazırlık pası yaptırmadılar.
İkinci yarının başında Melo'nun Monje'ye yaptığı hareket penaltı ama Eboue'ye yapılan da penaltıydı; dönüşünde ikinci gol oldu.