Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Nepotism kulübü!

Nepotism kulübü!

Krizin çok derinlerde olduğu, farklı ülkelerde aynı reflekslerin yaşanmasıyla ortaya çıktı. Bir kameraman Romanya Meclisi’nin balkonundan başbakanın boş ve bön bakışları arasında ‘geleceğimizi mahvettiniz, kararttınız’ sözleriyle kendisini boşluğa bırakıyor. Sonrasında Muhammed Buazizi’nin kendisini yakmasıyla birlikte Tunus adeta alev alıyor. Hâlâ da Tunus yanardağı sönmüş değil. Ardından olaylar zinciri Avrupa’nın Afrikası olan Arnavutluk’a yansıdı ve sirayet etti. Orada da aynı arazlar var. Yolsuzluk ve bunun bir versiyonu olan nepotism. Kısaca buna, akraba kayırmacılığı diyebiliriz. Başka bir anlamda, iktidar ailesinin devleti soyması. Ailecek talan. Maalesef bu aile talanı eski bir hastalık. Bundan dolayı Osmanlı aile içi evliliklerden uzak duruyor. Hatta ordusunu bile devşirmelerden kuruyor. Yoksa Osmanlı bu kadar bile ayakta kalamazdı! Tunus’da Bin Ali’nin eşi Leyla Trablusi’nin Filipinler’in devrik kraliçesi İmelda Markos’a özendiği biliniyor. Halk ona benzetiyor. Bin Ali’nin eşi Leyla Trablusi, ‘Kartaca kraliçesi’ olarak da anılıyordu. Tunus küçük bir ülke olmasına rağmen bazı devletlerin doğuşuna sahne olmuştur. Bu imparatorluklardan birisi Kartaca’dır ve Hannibal da onun önemli krallarından birisidir ve mezarı da İstanbul’dadır. Bizde tarihe aidiyet açısından İslami referans yerine nasıl Cengiz Han gibi referanslar kullanılıyorsa Tunus’da Kartacalılar, Mısır’da Firavunlar anılıyor, hatırlanıyor. Burgiba döneminden itibaren Kartacalılara yoğun bir atıf ve sahiplenme var. Bin Ali döneminde de bu devam etti. Başkanlık sarayı Kartaca Sarayı ve havaalanı Kartaca Havaalanı olarak anılıyor. Tunus ile anılan ikinci bir devlet Fatimilerdir. Fatimiler, Tunus’ta kurulmuş ve Mehdiye kentini de kurarak burasını kendine başkent yapmıştır. Daha sonra şarka doğru genişleyen ve yayılan Fatimiler, Kahire’yi kurarak bilahare burasını başkent yapmışlardır. Sicilya’yı da denetimleri altına alan Fatimilerin ünlü Komutanı Cevher Sakli, Ezher Üniversitesini de kurmuştur. Tunus eksenli kurulan başka bir devlet ise Ağlebiler’dir.
¥
Leyla Trablusi, Kartaca Sarayının kraliçesi olarak anılıyordu. Bir başka ifadeyle de Tunus’un İmelda Markos’u. Kızlar ve damatlar nepotism yapısının diğer temel taşlarıni oluşturuyor. Muhammed Sahr Matiri ile evli olan Nesrine Ben Ali ve kız kardeşi Şirin (Cyrine) Fransa’nın nefretle anılan kraliçesi Marie Antoinette’e benzetiliyor. Marie Antoinette’in tarihin mağdurlarından birisi olduğu söylenmektedir. Bu doğruysa gerçek tarihin Marie Antoinette’leri Bin Ali kardeşler yani Nesrine ile Şirin(e) olmalıdır. Maalesef bir Nesrine örneği de karşımıza Saadet Zinciri skandalıyla tanıdığımız Arnavutluk’ta çıktı. Argita Berişa da Kartallar ülkesinin Nesrine’si...
Arnavutluk halkı patlak veren isyan veya sokak hareketi karşısında üçe bölünmüş durumda. Berişa yönetiminin yozlaştığına inananlar, ana muhalefetin rüşvetçi olduğunu savunanlar ve her ikisinin de hırsız olduğuna inananlar diye. Tüm farklı görüşler bir tek ‘rüşvet’ konusunda uzlaşıyor. Muhalefet cephesinde rüşvet denince akla gelen isim ise, Başbakan Berişa’nın kızı Argita ile oğlu Shkelzen. Muhalefet Berişa’nın çocuklarının devletin her ihalesinden komisyon ve rüşvet aldığını savunuyor. İktidar partileri de, aynı zamanda Tiran Belediye Başkanı olması nedeniyle muhalefet liderini ‘yüzde 20’ diye suçluyor.
¥
Pakistan’da da Benazır’ın başbakanlığı döneminde şu an cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden Asıf Ali Zerdari komisyoncu ve ‘bay yüzde 10’ olarak anılıyordu. Esasında o dönemde iktidar ve muhalefet kanatlarını temsil eden hem Nevaz Şerif hem de Asıf Ali Zerdari, Arnavutluk örneğinde olduğu gibi komisyonculukla suçlanıyordu. Nevaz kardeşlerin serveti 1.5 milyar Zerdari’nin serveti ise 3 milyar dolar hesaplanıyordu. Arnavutluk bağlamında, ilk Sali Berişa hükümeti de benzeri bir skandaldan ötürü yıkılmıştı. Saadet zinciri. Sali Berişa’nın bu, Başbakan Yardımcısı İlir Meta üzerinden bulaştığı ikinci bir skandal. Bu da Yunanistan taraftarı Ortodoks muhalefeti güçlendiriyor ve besliyor. Nepotism genel bir salgın. Söylentilere göre, Libya’da Kaddafi’nin oğulları kârlı gördükleri müesseselere sermayesi kârdan mahsup bir biçimde ortak oluyorlar. Bu dalga, Özbekistan’da Gülnara Kerimova ile yoluna devam ediyor ve o da adeta Nesrine veya Argita tarzı bir biçimde hareket ediyor. Kazakistan Cumhurbaşkanı Nur Sultan Nazarbayev’in damadı da böyle yapmış lakin çizmeyi aşınca kendisini bir dış görevde bulmuştu. Bu eş veya kız durumundan iktidar ve muktedir olanların bir nepotism kulübü kurmaları mümkündür ve bu kulüp üzerinden tecrübelerini paylaşabilir ve birbirlerine aktarabilirler. Suriye’de iktidar akraba veya hanedanlık iktidarı. Mısır’da ona keza. Tunus öyle. Osmanlı’nın adı çıkmış. Halbuki, Osmanlı bir hanedanlık değildi. Devşirmelerle her daim yenilenen ve gençleşen ve köklerini derinleştiren bir yapı arz etmekte idi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi