Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Beyaz felaketti bereket oldu

Beyaz felaketti bereket oldu

Palandöken’e kar yağdığında
Yar dağa doğru baktığında
Gelmeyecek diye ağıt yaktığında
Neylerim Palandöken’in başında.
Cumartesi sabah sevgili kardeşim Ali Karayılan ile Palandöken dağının eteklerinden geçerken, zihnimden de bu sözler akıp gitmişti.
Şairler kaprisli olur, o yüzden şiirlerin en güzel tarafı, şairleri uzaktan sevmektir. Bu yazdığım dörtlük, şiir falan değildir, sadece kafiye yüzünden satırların alt alta gelmesidir.
¥
Her kış, televizyon ve gazete haberleri, topraklarımıza bereket yağdıran, şehirlerimizi mikroplardan temizleyen, ağaçlara şerbet sunan kara, son derece yakışıksız bir ifadeyle “beyaz felaket” derler.
Erzurum’un diğer adı “kar şehridir.” Gelin görün ki, Erzurum kara hasret gidiyor. Ben de vardığımda karda yürüyeceğimi sanmıştım ama soğuk havasını aldım.
Üniversiteler arası düzenlenen kış olimpiyatları da kardan nasibini alamamış. “Kar yağmasın” diye dua edenler, şimdi “kar yağsın” diye dua eder olmuşlar.
Yani “beyaz felaketin” adı “beyaz bereket” olmuş. Tekman ilçesinden kamyonlarla şehre kar taşınır olmuş. Kar makineleri gece gündüz kar imal ediyormuş.
Gerçi bugün kar yağması bekleniyor. “İnşaallah yağar” diye biz de dua edelim. Çünkü Erzurumluların bu olimpiyatlardan beklentileri epeyce büyük.
¥
Hafta sonu gazetemizin düzenlediği Erzurum’un kandillerine “Vefa ve Dua” programına katıldım.
Vefatından 99 yıl sonra ilk defa bir sempozyumla anılan Yetim Hoca’yı yakından tanıma fırsatı bulduk.
Yalnız Erzurum’un manevi önderlerinin yetişmesinde büyük emeği olan Yetim Hoca’nın, bugüne kadar nasıl ve neden ihmal edildiğini anlamadım.
Galiba Yetim Hoca’yı anlatan Abdurrahman Zeynal Bey’in dediği gibi; “Adı üstünde Yetim Hoca, yetimliğinden olsa gerek.”
“Vefa ve Dua Sempozyumunun” en ilginç ismi, Yetim Hoca’ydı. İnşaallah tüm konuşmaları yayınlayacağız.
Muzaffer Taşyürek’in Erzurum’un tarihinden başlayarak Birinci ve İkinci Meclis’i de için alan Erzurum ve Sivas kongresinin başkahramanı Kadı Raif Efendi hakkında çizdiği portrede de ilginç tarihi hadiseler öğrendik.
Türkiye olarak çok şey borçluyuz Erzurum’a. Halen yaşayan ve rahmeti Rahman’a kavuşan manevi önderleriyle ülkemiz muhafızlığından hiç taviz vermeyen bir bölgemiz.
Hatta “Edirne’den Kars’a kadar” ifadesi bile çok yakışır Erzurum’a. Mesela Edirne müdafii Şükrü Paşa Erzurumludur ve Yetim Hoca’dan ders almıştır.
Abdurrezzak Türk’ün anlattığı Solakzade Müftü Sadık Efendinin ise Erzurum’un işgallerini, kurtuluş günlerini yaşadığını, camilerde verdiği vaazlarıyla, yetiştirdiği talebeleriyle şehre ve halka gelecek her tehlikeye karşı kalkan olduğunu öğrendik.
Şapka giymemek için kırk yıl boyunca Beyazıt Kütüphanesinden dışarı çıkmayan kütüphane müdürü Erzurumlu İsmail Saib Sencer’i anlatmak da bana düşmüştü.
Velhasıl, Erzurum hakikaten de pek Müslüman bir şehir. CHP’deki Kılıçdaroğlu adlı kişi bile reklâm panolarına ve gazetelere, yaşlı bir sakallı ile çektirdiği resmini koydurmuştu.



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi