Deniz Feneri Erzurum şubesinin içinde bir giyim mağazası var. Mahalli idareciler tarafından tespit edilen muhtaç aileler, çocuklarıyla beraber gelip o mağazadan ihtiyaçlarını bedava alıp gidiyorlar.
Geçtiğimiz günlerde 9 yaşında bir erkek çocuğu, annesiyle birlikte gelmiş. Mağazaya girer girmez, bir çift kırmızı kız çizmesine gidip sarılmış ve elinden alınmaması için;
“Bunlar benim, hem de yeni, hiç giyilmemiş, bunları istiyorum” diye bağrına basmış. Çocuğun can havliyle pabuçları bağrına basışını görenler donup kalmışlar.
Çocuğa; “Bu kırmızı pabuç kızlar için” diyememişler. Çünkü çocukcağız, bugüne kadar daha hiç yeni ayakkabı giymemiş, hep başkalarının eskisini giymiş.
Çaresiz vermişler, “İkna olduğunda gelip giyebileceği yeni bir ayakkabı verelim” diyerek göndermişler. Çocuk bağrına bastığı pabuçları vermemiş.
Geçelim, bu dramın arkası büyük çünkü.
¥
Erzurum’da 700, Erzincan’da 250, Bingöl’de 350, Van’da 400, Muş’ta 400, Kars’ta 400, Ağrı’da 400 muhtaç kız öğrenci, Deniz Feneri tarafından giydirilmiş, halen de yardımlar devam ediyormuş. Bu sayı 5000’e çıkacakmış.
Doğu’da kadın olmanın ne demek olduğunu bizim gibi Batı’da yaşayanlar bilmez. Burada en ucuz bir parfüme, doğudaki kızlarımız, beş yıl giyecekleri beş parça elbise alırlar.
Kadın burada konuşur, orada susar. Kadın burada istediğini giyer, orada istenileni giyer. Kadın burada istediğini yer, içer, orada istenileni yer ve içer.
Hele bir de genç kızsa, erkek nefislerinin uydurduğu, dinimizin reddettiği tüm gayri insani törelere kurban giderler. Töreye baş kaldıranın bedeni toprakla gardaş olur.
Bu sebeple kadın olmak zordur oralarda. Deniz Feneri bu zorluğu bildiği için, kadınların aileleri üzerindeki yükü biraz olsun hafifletme adına, yaklaşık 5000 genç kızımıza sekiz parçadan oluşan giyecekler dağıtıyor.
Ayrıca evlenecek ama yoksul kızlara ev eşyası veriyor. Çeyizi olmayanlara hazır çeyizler veriyor. Bu sayı yüzlerle değil, binlerle zikrediliyor.
¥
Bu toplumun sosyal yarasına merhem olmaya çalışan fener dışında da çeşitli yardım kuruluşları var. Onlardan biri de Erzurum Ebu İshak Vakfı.
Bu vakıf, şehir merkezinde her gün 400 muhtaç aileye sıcak yemekle birlikte ayrıca günde 1000 ekmek dağıtıyor.
Tüm bu hizmetler nasıl yapılıyor; elbet vicdanı ile cüzdanı arasında doğru köprü kurabilmiş insanlar sayesinde.
Hayırseverlerin himmetiyle Edirne’deki bir muhtaç da, Kars, Ağrı ya da Erzurum’daki bir muhtaç da faydalanıyor. Kimin kime yardım ettiği belli olmasın düsturu işliyor.
Şimdi böyle bir hizmete, CHP’den başka bir zihniyetin düşman olması beklenebilir mi? Onların izinden giden malum medyanın dost olması beklenebilir mi?
Tabi ki beklenemez. Bu kervan yürüyecek, haramiler de üzerine düşeni yapacaktır. Dünyanın düzeni böyledir. İyiliğin olduğu her yerde şeytan vazifesini yapacaktır.