Usta, şimdi ne buyurulur bu hususta!
Şöyle bir kanaat var. Bugün Erdoğan hangi Ortadoğu ülkesine gitse, aday olsa, tek başına iktidar olur..
Halk hareketinde halkın talebi Türkiye Modeli. Onun için Türkiye Anayasasının bir an evvel, kemali ciddiyetle çıkartılması gerekiyor..
Bana kalırsa Tayyib Erdoğan bu sorunlu ülkeleri ziyaret etmeli ya da halk temsilcilerini kabul etmeli..
Türkiye’nin tarafı belli. Hareketlere mesafeli duruyor. Mevcut yönetim de, halk temsilcileri de Türkiye’nin hakemliği ile sorunu barışçı bir şekilde çözebilir..
Bu anlamda Türkiye’yi tarihi bir rol bekliyor..
Bana kalırsa bu rol, başkanlık sistemi ile daha kolay bir şekilde yerine getirilebilir..
Ama bu tek başına başkanlık sisteminden ibaret bir düzenleme olmamalı.
Mesela merkezde ikili meclise geçilebilir. Yerel parlamentoların güçlendirilmesi gerek. Yani il genel meclisi ile belediye meclislerinin birleştirilmesi lazım.. Muhtarlıkların şehir yönetimi ile ilişkilendirilmesi lazım.. Valiler seçimle gelebilir. Trafik, asayiş, eğitim ve sağlık yerel yönetimlere bırakılabilir..
Mesela, bakan yardımcılıkları ihdas edilebilir.. Dahası sınır ötesi ülkelerle özel ilişkiler de kurulabilmeli. Kıbrıs sorununun çözümü, ya da Nahcivan veya Gürcistan, Irak, Bosna, Kosova ve Sancak gibi ülkelerle garantörlük kapsamında ya da ikili anlaşmalarla daha ileri ilişkiler kurulabilir.. Özel yetkili büyükelçiler atanabilir..
Tek başına başkanlık her şeyi çözecek değil. Ama Türkiye’nin bölgedeki ve dünyadaki yeni rolü açısından önemli gibi geliyor bana.
Başkanlık sisteminde, başbakanı halk seçiyor.. Cumhurbaşkanı ile başbakan aynı kişi oluyor. Aslında cumhurbaşkanı sistemi, monarşiye daha yakın.. Başbakanı halk seçince koalisyon derdi bitiyor. Yani istikrar sorunu çözülüyor. Bakanlar kurulu parlamento dışından olunca, kuvvetler ayrılığı da daha somut hale geliyor. Parlamento denetimi daha ciddi bir hal alıyor.. Şimdi Başbakan, parlamentoya da hakim, kendi partisinin iktidarını denetleme konusunda parlamento isteksiz..
Başkanlık sistemi, tek adam rejimi gibi gözükse de, aslında bugünkü sistem tek adam rejimine daha uygun..
Türkiye, 19. yy sonrasında işgalden kurtulmanın yollarını arayan Misak-ı Milli sınırlarına hapsolmuş, oltayı yutan balık değil.. CHP ve Ergenekoncular, bir kısım asker ve yargıç görmek istemese de artık dünyaya sözünü dinleten bir Türkiye var.. Birilerinin inadı gözünü kör etmiş.. Görmek istemeyenden daha kör kim olabilir ki. Ama onlar da bir gün gerçekleri görecek..
Cezayir’de, Tunus’ta, Mısır’da, Yemen’de ellerinde Türk bayrakları, Erdoğan resimleri ile sokağa fırlayan insanların “Başbakan Erdoğan” diye slogan atmaları boşuna değil..
En son elinde Türk bayrakları, ellerinde Abdullah Gül ve Erdoğan resimleri ile meydanlara çıkan gençler devrimin yıldönümü kutlamalarında Tahran meydanlarında görüldü..
Azerbaycan’da ve Suriye’de yükselen slogan aynı slogan. Aynı sloganı Kahire’de ya da Arnavutluk’ta da duyuyorsunuz..
MHP’nin başkanlık sistemini, Mübarek rejimine benzetmesi, aslında onun için tam bir talihsizlik.. Bahçeli Tahrir Meydanı’nı doğru okumamış demek ki. Tahrir Meydanı’ndan yükselen sese kulak verseydi, böyle, her sakallıyı babası zanneden adamın yanlışına düşmezdi..
Netekim “?!” her cumhuriyet de faşist ya da komünist değildir efendim.. Kuzey Kore ve Küba da cumhuriyettir.. Kuzey Kore’nin resmi adı nasıldı: Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti. Ya da Küba mesela, Küba Cumhuriyeti. Kongo’ya bakalım isterseniz bir de Demokratik Kongo Cumhuriyeti. Şimdi şaka yollu takılmak icap eder: Usta, şimdi ne buyurulur bu hususta!
Hani bu başkanlık sistemi olacak olursa, eş zamanlı olarak barajı da kaldırmak gerek. Tam temsil, istikrarla ilişkilendirilemez o zaman.. Küçük partilerin koalisyon ortaklığı için emrivakilerine boyun eğmek de gerekmez. Yani Güneş Motel rezaletleri de yaşanmaz.. Bakanlıklar, iktidar hesapları için birilerine peşkeş çekilerek, iktidar paylaşımı rant paylaşımına da dönüşmez.
Tekrar söylüyorum, her sistemin kendi içinde zayıf yanları da vardır.. Hepsinin de artıları, eksileri vardır.
Ama, bana kalırsa artık Türkiye’nin bütün bu alternatifleri konuşması gerekir.. Bana sorarsanız benim tercihim iyi dizayn edilmiş bir başkanlık sistemi. Selam ve dua ile..
TAZİYE: Önce Attila Özdür’ün eşinin vefat haberi geldi, ardından Duran Kömürcü’nün..
İnna lillah, inna ileyhi raciun.. Allah ölülerimize de, dirilerimize de rahmet eylesin..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.