Necip Fazıl evladı Yalçın Turgut
Karikatür en uzak olduğum sanat dalıdır. Dikdörtgen, kare bir de üçgen çizerim. Onu da beden dilini anlatırken örnek vermek için çizerim.
Şahsen tanıdığım birkaç karikatürist vardır. Yalçın Turgut, Kemal Güler bir de İbrahim Özdabak.
Yalçın Turgut’u ilk tanıdığımda ise karikatürist olduğunu bilmezdim. Üstad Necip Fazıl’ı yakından tanıyan, onu seven ve ondan hatıralar anlatan gazeteci olarak bildim.
Tanımamın hemen akabinde öğrendim ki meğer meşhur bir çizermiş. Çizdiği karikatürlerle kitaplar kadar bilgi aktarır ve insanları güldürürken düşündürürmüş.
İlk çizgilerine Yenidevir Gazetesi’nde rastlamıştım. Yanlış hatırlamıyorsam, galiba Mehmet Durlu’nun odasındaydı.
Mehmet Durlu, Yenidevir Gazetesi’nin en parlak dönemlerine imza atmış eskimeyen bir gazetecidir. Bu vesileyle ona da selam yollayalım.
.......
Yalçın Turgut çok ses getiren ama sessiz yaşamayı tercih eden biri olarak hep hafızamın bir yerinde nöbet tutar.
Bu sessiz yaşayan adam; ülkesine, memleketine, insanına, davasına, değer yargılarına dair emeğini; İBB Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’nün katkılarıyla Taksim Sanat Galerisinde görücüye çıkarmış.
Dün sergiyi gezmeye gittim. Uzun uzun hemen her karikatürü anlamaya çalıştım. Meğer yüzlerce sayfalık kitapların söylemesi gerekenleri çizgiler söyleyebiliyormuş.
Bir kere daha karikatür sanatçılarına hak verdim ki bu iş öyle sıradan herkesin yapabileceği bir şey değilmiş.
Yine bir kere daha anladım ki, şairler gibi karikatüristler de kaprisli ve çekilmez olmakla haklılar. Özel bir kabiliyetleri var. Bu özel kabiliyetleri onları farklı kılıyormuş.
Yalnız Yalçın Turgut Balaban’ı kaprisli karikatürist ve şairlerden ayırmak lazım gelir. Kapris, sonradan görmelerin bencillik surlarıdır.
Yalçın Turgut Balaban aile kökeni itibariyle İstanbul’un yerlisi ve ataerkil bir ailenin üyesidir. O ezelden İstanbulludur, üst sosyete bir çevrede yetişmiştir.
Babasının Eskişehir’e tayini çıkmasıyla Yalçın Turgut ilk defa Anadolu’ya ayak basmış ve işte ne olduysa ondan sonra olmuştur.
Tekrar İstanbul’a döndüğünde o artık bir İstanbul ve Anadolu karması olarak hayatına yön vermeye başlamış ve kendisini Üstad Necip Fazıl’ın yanında bulmuştur.
..........
Yalçın Turgut’un hayat hikâyesi oldukça ilginçtir. Çizerken kullandığı kalemini isteyince yazıda da kullanan birisidir. Umarız ki hayatını da yazar.
Şimdilik bizim gazetede haftada bir çiziyor. Yani yazmaya vakti var demektir. Söz uçar ama kâğıda düşen bir nokta bile kaybolmaz.
Ez cümle;
Yalçın Turgut keyif adamıdır fakat çektiği fikir sancısı, onu hep zor zamanların insanı yapmıştır. En zor zamanlarda “Ben varım” diyen “dost” birisidir.
Necip Fazıl, Yalçın Turgut’tan bahsederken; ‘kanımdan değil canımdan evladım’ diye boşuna dememiştir.
Yalçın Turgut’un sergisi 19 Şubat’a kadar Taksim Sanat Galerisi’nde görülebilir. Karikatürler bilinmeyen ve unutulmuş bir Türkiye’nin tarihini anlatıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.