Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Onu kazanabilir miyim?

Onu kazanabilir miyim?

Eşim Alman asıllı bir mühendis... On yıl önce İslamiyeti seçmiş ve Türkiye'de yaşamaya karar vermiş. Eşim bu duygularla İstanbul'a geldiği günlerde eniştemle tanışmış ve ona evlenmek istediğini söylemiş. Eniştem onun bu düşüncesini bana açtı ve beni bir şekilde ikna etmeyi başardı... O zamanlar Almanya gözümde çok büyüyordu ve yurt dışına gidip orada daha rahat bir hayat yaşarım ümidiyle evlenmeyi kabul etmiştim. Ama eşimin gerçek yüzünü daha evliliğimin ilk günlerinde görmeye başladım. Müslüman olmuştu, namazlarını kılıyor, haramdan uzak kalmaya çalışıyordu. Ama kültürel olarak bana çok uzak bir insandı. İnanır mısınız, yıllardan beri evime bir misafir dahi çağıramıyorum. Eşim çok cimri biri ve bizlerin bu şekilde ikramsever olmamızı biraz aptalca buluyor. Ayrıca, akraba ziyaretlerini de gereksiz görüyor ve ne zaman aileme gitmek istesem sorun çıkarıyor. Ona "Müslüman olmuşsun ama İslam'ın emirlerini bilmiyorsun" diyorum beni dinlemiyor bile. Dört tane kızım var onları Türk kültürüne göre büyüttüm. Eşim buna da çok içerliyor ama kusura bakmasın bu konuda ödün veremem. Ayrılmayı hiçbir şekilde düşünmüyorum çünkü çocuklar babalarını seviyorlar. Ama eşimin davranışları beni çok rahatsız ediyor ve bu konuda onunla nasıl bir iletişim kuracağımı bilemiyorum. Gerçekten onu kazanabilir miyim? K. M.

Sabır en iyi ilaç

Anladığıma göre, eşiniz İslamiyeti seçtikten sonra, dini bilgilerini geliştirme ve buna dayalı kültürel yapıyı tanıma girişiminde bulunmamış... Dinin emirlerini öğrenmeyen, bunu içselleştirmeyen kişi, ister sonradan Müslüman olsun, ister önceden olsun, hayatında büyük bir eksiklik yaşayacaktır. Çünkü dinimiz, sadece namaz ve oruçtan ibaret değildir. Bununla beraber dinin yarısı güzel ahlak, iyi huydur. Rabbimiz ayetlerinde cömertliği, iyiliği, yardımlaşmayı tavsiye eder ve bu şekilde yaşayan kimseleri müjdeler... Size öncelikle eşinize dini bilgi ve bilinç noktasında destek vermenizi tavsiye ederim. Bunun için onu İslami öğrenebileceği ders halkalarına, sohbetlere, programlara teşvik edebilir, bu konuda çeşitli kitaplar önerebilirsiniz. İnsanoğlu nerede büyümüşse ya da hangi kültürle beslenmişse bu kültürün bir parçası haline geliyor. Ve bizler yaşadığımız şehri, doğduğumuz toprakları seçme hakkına da sahip olamıyoruz. Bunun için, eşinize anlayış gösterip, ona tebliğ yapmanızı, kırıcı davranışları hususuna da sabır göstermenizi tavsiye ederim. Onun eve gelen misafirlerle ya da akraba ilişkilerinizle ilgili çıkışlarında, size karşı bir art niyetinin olmadığını düşünüyorum. Ve siz zaten evliliğinizi sürdürmeyi eşinizle çocuklarınızla mutlu bir hayat sürmeyi düşünüyorsunuz. Öyleyse gerekli mücadeleyi vererek eşinizi kazanmaya çalışmalısınız... Yaşadığınız sorunların sizi çok yorduğunu anlayabiliyorum. Eşinizin müdahaleleriyle karşılaştığınızda, ona ona İslamiyetin akraba ziyaretlerine ve misafire ne kadar değer verdiğini, bu noktada sorumluluğunu yerine getiren kişileri ahrette mükafatlandırılacağını belirtin ve uygun bir dille İslam'ın bu güzelliklerini anlatın.
Umudumu yitirmek üzereyim

18 yaşında bir genç kızım. Şu anda lise son sınıfa gidiyorum. Benim sorunum ilk okuldan beri devam eden, güvensizliğimle ilgili... İlkokulda matematiği hiç sevmezdim ve öğretmen tahtaya çıkardığı zamanlarda her zaman beni aşağılar, kafamın çalışmadığını, benden hiçbir şeyin olmayacağını o yüzden gidip bir yerde merdiven silmem gerektiğini söyler dururdu. O zamanlar pek belli etmesem de arkadaşlarımın arasında büyük bir mahçubiyet yaşardım ve utancımdan yerin dibine girecek gibi olurdum. Bu durum zamanla öyle bir hal aldı ki, öğretmen sanki benimle inatlaşırcasına her gün tahtaya çıkarıp küçük düşürmeye ve başarısız biri olduğumu söylemeye başladı. O günlerde inanmıştım "Artık benden bir şey olmaz ve ben artık matematiği hiç yapamam, üniversiteye gidemem..." diyordum... Aradan epey zaman geçti, şimdi lisedeyim ama hâlâ kendime güvenemiyorum, biri bir şey söylese hemen utanıyorum ve içime kapanıyorum. Seneye üniversite sınavlarına gireceğim ama kendime hiç güvenemiyorum ve umudumu tamamen yitirmek üzereyim... M.K

Umudun kaynağı içimizde

İçimizde, umut ve sevgi üreten doğal üretim mekanizmalarımız var. Bu mekanizmalar dahilinde, sevgiye de umuda da ulaşabiliriz... Bunun için, sadece istememiz, gayret göstermemiz, ve kendimize inanmamız yeterli...

Yaptığımız bütün işleri biraz kendimiz için biraz da ötekiler için yaparız. Bu anlamda çevremizdeki insanların bizimle ilgili ne söylediklerini, ne düşündüklerini dikkate alır ve bunları biraz önemseriz. Gündelik hayatımızda da çevreden gelen geribildirimlere göre hareket ederiz. Ama çevremizdeki insanlar her zaman insaflı olmayabiliyor ve bazen bizi öyle bir can evimizden vuruyorlar ki, ne yapacağımızı nasıl davranacağımızı bilemiyoruz... Böyle zamanlarda öğrenilmiş çaresizliğe düşüyor ve bu çaresizliğin içinde saplanıp kalıyoruz.

Çevremizdeki kişilerin, yapamazsın, senin kafan çalışmaz, senden bir şey olmaz... türünden tekrar ettikleri negatif telkinleri bir zaman sonra bize başaramama duygusu veriyor ve umudumuzu kırıyor, güvenimizi zedeliyor... Bu durumdan kurtulabilmek için ise yine kendi çaba ve gayretlerimizi aktif hale getirmeliyiz...

Okulda yaşadığın olay, öğretmenin tutumu ve sürekli eleştirel bir tavır takınması, aynı şekilde sende bir başarısızlık duygusuna ve güvensizliğe neden olmuş. Bu sorunu ortadan kaldırabilmeniz, ancak kendinizle yüzleşmeniz ve olumlu taraflarınıza eğilmenizle mümkün olabilir. Bunun için, kendinizle ilgili olumlu düşünceler geliştirmeye çalışın, sosyal aktivitelere katılın, güçlü taraflarınızı keşfedin ve bu alana odaklanın... Ayrıca, grup içinde ya da çevrenizde düşüncelerinizi ifade etmeye çalışın ve buradaki arkadaşlarınızla paylaşım içinde olun...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi