Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Aklımızın Her Şeye Gücü Yetseydi

Aklımızın Her Şeye Gücü Yetseydi

Önceki gün “sorgulayarak iman edilir mi?” diye bir vakayı anlatmıştım. Ertesi gün bir vesileyle Yasin-i Şerif Suresi’nin mealini okudum.
Kur’an-ı Kerim nazil olurken, Allah’ın varlığını ve Efendimiz(s.a.v.)’in Peygamberliğini “sorgulayacaklar” için de ayetler gelmiş.
Yasin-i Şerif’teki ilgili ayetleri paylaşmak istedim. Yalnız malum “sorgulayıcıların” tersine, bir de insanların imanını “sorgulayanlar” çıkabilir.
Onlar da; “Gazete sayfalarına ayet yazılır mı,” diyebilirler. Böyle diyeceklere de Akif’in şu dörtlüğünü hatırlatalım.
İnmemiştir hele Kur’an
Bunu hakkıyla bilin,
Ne mezarlıkta okumak
Ne de fal bakmak için.
Kur’an-ı Kerim’i ve Efendimiz(s.a.v.)’i sorgulayanlar için ilgili ayetler;
“Biz onların boyunlarına halkalar geçirdik. O halkalar çenelere kadar dayanmaktadır. Bu yüzden kafaları yukarı kalkıktır.”
“Önlerinden bir set ve arkalarından bir set çektik de onları kapattık, artık göremezler.”
“Onları uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar.”
“Sen ancak zikre (Kur’an’a) uyan ve görmeden Rahman’dan korkan kimseyi uyarabilirsin. İşte böylesini, bir mağfiret ve güzel bir mükâfatla müjdele.”
“Şüphesiz ölüleri ancak biz diriltiriz. Onların yaptıkları her işi, bıraktıkları her işi yaparız. Biz her şeyi apaçık bir kitapta sayıp yapmışızdır.”
“Onlara, şu şehir halkını misal getir: Hani onlara elçiler gelmişti.”
“İşte o zaman biz, onlara iki elçi göndermiştik. Onları yalanladılar. Bunun üzerine üçüncü bir elçi gönderdik. Onlar: ‘Biz size gönderilmiş Allah elçileriyiz!’ dediler.”
“Elçilere dediler ki: ‘Sizde ancak bizim gibi birer insansınız. Rahman, herhangi bir şey indirmedi. Siz ancak yalan söylüyorsunuz.’
“Elçiler dediler ki: ‘Rabbimiz biliyor; biz gerçekten size gönderilmiş elçileriz.’
‘Bizim vazifemiz, açık bir şekilde Allah’ın buyruklarını size tebliğ etmekten başka bir şey değildir’ dediler.”
“Ne yazık şu kullara! Onlara bir Peygamber gelmeye görsün, ille de onunla alay etmeye kalkışırlar.”
“Müşrikler görmüyorlar mı ki, onlardan önce nice kavimler helak ettik. Onlar tekrar dönüp de bunlara gelmezler.”
“Elbette onların hepsi (kıyamet gününde) karşımızda hazır bulunacaklar.”
“Ölü toprak onlar için mühim bir delildir. Biz ona yağmurla hayat verdik ve ondan dane çıkardık. İşte onlar bundan yerler.”
“Biz yeryüzünde nice nice hurma bahçeleri, üzüm bağları yarattık ve oralarda birçok pınarlar fışkırttık.”
“Ta ki, onların meyvelerinden ve elleri ile bunlardan imal ettiklerinden yesinler. Hâlâ şükretmeyecekler mi?”
“Resulüm! O halde onların sözleri sakın seni üzmesin. Kuşkusuz biz, onların gizlemekte olduklarını da açığa vurduklarını da biliyoruz.”
“İnsan görmez mi ki, biz onu meniden yarattık. Birde bakıyorsun ki apaçık düşman kesilmiş.”
“Her şeyi mülkü kendi elinde olan Allah’ın şanı ne kadar yücedir! Siz de O’na döneceksiniz.”



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi