Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Fırat akıyor Adıyaman bakıyor

Fırat akıyor Adıyaman bakıyor

Şu Fırat’ın suyu akar serindir,
Adıyamanlıların derdi susuzluktan yeğindir,
Bilmem bu derde kimler çaredir,
Fırat akar, Adıyaman bakar, bu adalet midir?
………..
Yazıya başlarken Fırat Nehri üzerine yakılan türkü aklıma geldi, sözlerine şöyle bir baktım, yazıya pek oturmayınca bari kendim bir dörtlük yazayım diyerek, uysa da uymasa da bir dörtlük yazdım, hiç olmazsa telifi bana ait.
Zannediyorum, dünyanın hiçbir yerinde, bizden başka, kendi kendine kalkınmaya direnen başka bir ülke yoktur. Bir ülke düşünün ki, iktidar ya da iktidarın bir türlü işletemediği devletin belli mekanizmalarının başında bulunan bürokratlar; “çalışmama ve imtiyazlarını kaybetmeme” uğruna, devletin vatandaş adına sunduğu ve “işletin” dediği imkanları, kalkınma ve gelişme adına kullanmaktan imtina ediyorlar.
GAP, göller diyarı, barajlar diyarı ve denizler diyarı denilecek kadar da abartılacak şekilde Fırat’ın zenginliğini ve coşkusunu yaşayan bir bölgemiz. Atatürk Barajı ve barajı destekleyen göl ve akarsulardan; Urfa, Gaziantep, Elazığ, Malatya, Diyarbakır yararlanmasına rağmen, barajın dibindeki Adıyaman’ın yararlanamamasını kimse izah edemiyor.
Fırat akıyor, barajları dolduruyor, gölleri dolduruyor, Adıyamanlılar bakıyor, oralara gidince ben de onlar gibi bakıyorum, hükümet yetkilileri, milletvekilleri gelince, onlar da bizler gibi bakıyormuş. “Baraj kenarında varsıl bir ağanın yedirdiği güzel bir balık, güzel bir sabah kahvaltısı, her şeyi halletmeye yetmiyor” diyorlar.
“Peki, bu sudan Adıyaman bölgesi nasıl yararlanacak” sorusunun cevabı ise pek yok. Bilinen en eski ve en yeni cevap aynı: “Devlet sulama konusunda destek vermeli.” Evet, burası doğru, devlet destek vermeden sudan yararlanmak mümkün değil.
Adıyaman topraklarının altı da üstü de zenginlik fışkırıyor. Belki de Türkiye’nin en zengin toprakları Adıyaman’da ama Fırat’ın suyu sadece kıyıdan el sallayarak yatıp aşağı gittiği için, elden bir şey gelmiyor gibi.
Adıyaman il merkezi başta olmak üzere ilçe ve köyleriyle; içi binbir çeşit hazineyle dolu bir sandık fakat kimse çıkıp da; “Bu sandığın içinde acaba ne var” diye kapağını açma zahmetine girmek istemiyor, sadece üstüde oturmuş ayaklarını sallayarak, etrafı seyrediyor.
Adıyaman hem enerji şehri, hem tarım şehri, hem de sanayi şehri. Hangi ilimizde bu üçlü nimet var Allah aşkına? Tarım en önde gelen faktör. Buğday başta olmak üzere, toprağa atılıp da bitmeyen hiçbir şey yok. çok mümbit bir toprağa sahip Adıyaman.
Fakirlik ve işsizlikten insanlar binlerce kilometre yol teperek, Karadeniz’e fındık toplamaya gidiyor ama suyla toprağın buluşamaması yüzünden şehrindeki, köyündeki, kasabasındaki tarlada çalışacak iş bulamıyor. Fırat akıyor, Adıyamanlı çaresiz bakıyor.
Burada hiçbir Adıyamanlıyı suçluyor falan değilim, aman yanlış anlaşılmasın. İnsanlar çalışmak istiyor fakat suyun tarlasına gelmesi için devletten yardım bekliyor. Gücü yerinde olan vatandaşlar tarlasına su getirmiş, döner fıskiyeler tarlaları sulayıp duruyor. Hemen yanı başındaki tarlada ise ürünler susuzluktan kırılıyor.
Tarladan sudan vazgeçtik diyelim, bu sefer de turizm bakımından Adıyaman başka bir hazine sandığı. “Berre” denilen bölgede Milattan önce 4000 yılına kadar gidilen bir kayıp şehir görüntüsü ortaya çıkmış ki, hakikaten Adıyaman bir Medeniyetler kavşağı.
Böyle bir potansiyeli dünyaya tanıtmamak, anlatamamak, hem Türkiye açısından hem de Adıyaman açısından büyük bir kayıp. Adıyamanlılar Tarım Bakanı ve Turizm Bakanını birlikte Adıyaman’a bekliyorlar. Bekliyorlar ama protokole boğulmadan, özel davetlere gitmeden, belli rant ağalarını dinlemeden, bizzat bölgede gezi ve inceleme yaparak, inceleme ve gezide de vatandaşı dinlemek üzere bekliyorlar.
Bu arada Adıyamanlılara milletvekillerinin durumunu sordum. Değerli dostum Hüsrev Kutlu’ya buradan mesajı ileteyim: “Aziz dost, diğer milletvekillerini de harekete geçirerek, Adıyaman’la daha çok ilgilenmeniz gerekiyor, yoksa durum hiç açıcı değil.”


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi