Samimiyetini görelim
CHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli beklenen müjdeyi verdi; “Balyoz davası” sanığı emekli Korgeneral Engin Alan’ı seçimde aday göstereceklerini açıkladı...
Hayırlı olsun.
Bahçeli, Engin Alan’ın terörle mücadelede gösterdiği üstün başarıyı çok takdir ediyor ve ihtimal ki bu başarının Meclis üyeliğiyle taltif edilmesi gerektiğini düşünüyor.
Nitekim, Akşam gazetesine yaptığı açıklamada bu hususun altını bir kez daha kalın kalemle çizmiş: “Engin Alan partimizin üyesi. Kendisi ve ailesi önce Cenab-ı Allah’a, sonra MHP’ye emanet. Siyasi beraberliğimiz devam edecektir. Mahkeme sonuçlanıncaya kadar takipçisi olacağız. Her türlü sıkıntılarında, ihtiyaçlarında yanında olacağız. TSK’nın bölücü terörle mücadelesinde üstün başarı sağlamış bir şahsiyeti fazla yıprattırmayız. Sosyal itibar yanında, sahiplenme ihtiyacı da olması lazım. Partiye davetimiz sırasında, onu aynı zamanda Meclis’te görmek istedik. Sıradan bir davet veya propaganda aracı olarak değil...”
Bahçeli, bu kararıyla, hem Engin Alan’ı sahiplenmiş olacak, hem de sosyal itibar verecek.
Bir kez daha “hayırlı olsun” diyoruz.
Zatıâlilerini de kutluyoruz.
Birincisi, açık konuşuyor.
İkincisi, kıvırmıyor.
Üçüncüsü, vefa gösteriyor... Yani “adamına” sahip çıkıyor.
Bu dürüstlüğü, bu netliği, bu açık sözlülüğü, bu vefayı CHP’den ve genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’ndan da bekliyoruz...
Elan Silivri’de, CHP’yle ruhen ve fikren imtizaç etmiş mebzul miktar sanık bulunuyor. Ki, bir bölümünün parlamentoya göz kırptığı aşikâr...
Nitekim, Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum, kimi Ergenekon sanıklarını 12 Haziran seçimlerinde
milletvekili adayı göstereceklerini, bu konunun parti kurullarında tartışıldığını söylemişti.
İsim de zikretmişti: Mustafa Balbay, Doğu Perinçek, Tuncay Özkan... Belki (Demirel’den izin koparılabilirse) Mehmet Haberal...
Bunun Süheyl Batum öncesi de var tabii...
Fikir, kendisi de (tutuksuz) bir Ergenekon sanığı olan Prof. Yalçın Küçük’ten çıkmıştı...
Küçük’e göre, Cumhuriyet düşmanları tarafından gadredilen Cumhuriyet aydınlarını tutuklu bulundukları mahbesten kurtarmak, bir Cumhuriyet partisi olan CHP’nin “birincil” göreviydi... Kılıçdaroğlu bir an bile tereddüt etmemeliydi...
Gelgelelim, Kılıçdaroğlu tereddüt ediyordu
Önce “olabilir” anlamına gelebilecek örtük laflarla işi geçiştirdi.
Sonra da “Gündemimizde böyle bir şey yok” dedi.
Bence gündeminde böyle bir şey olmalı...
Madem, her fırsatta Ergenekon sanıklarına atıf yapıyor...
Madem her konuşmasını “Recep Bey fikrini söyleyenleri Silivri’deki zindana tıkıyor” gibi yürek paralayıcı cümlelerle süslüyor...
Madem Ergenekon örgütüne üye olmayı düşünecek kadar açık bir taraftarlık sergiliyor...
Bir an bile tereddüt etmemeli.
Bu konuyu derhal ve acilen gündemine almalı...
Hiç değilse, Devlet Bahçeli’nin gösterdiği vefayı göstermeli, Silivri’de telef olan adamlarına sahip çıkmalı.
Bir fırsat bu...
Samimiyet testi fırsatı...
Bir de, Özkan’lı, Balbay’lı, Perinçek’li, Haberal’lı CHP’nin durumuna bakalım...
Bakalım, Silivri’den takviye almış CHP’nin “toplumsal bir karşılığı” var mıymış?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.